• Kurra Hâfız Ali Rıza Işın: “Hacı Veyiszade çok yönlü bir zâd idi. Öbür hocalar gibi değildi. Çok yönlü! Memlekette en ilgi çekmeyen bir adamla en ilgili o idi. Herkesle münasebeti vardı. Hiç ummadığın adamlarla, aptallarla bile.”

  • “Hayat herkese göre ayrı bir şeyde ecel-i müsemmâsına akıp gidiyor. Dinleniyoruz. Her birinin ayrı hayat hikâyesi ecel-i müsemmaya doğru akıyor. İlgisi yok gibi ama her yanı ilgi çıkıyor. Karakterler, şahsiyetler, mânâ yapısı, madde yapısı insanlarda hayatı oluşturuyor.”

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ile birlikte Cuma günleri “Kültür Ziyaretleri” adı altında, Konya’nın ileri gelen ve yaşı ilerlemiş büyük zâtları ziyaret ederek dualarını alıyor, hatıralarını dinliyorduk.

Konya’nın manevi mimarlarından Hacı Veyiszade Mustafa Kurucu’nun talebesi olan Kurra Hâfız   

Ali Rıza Işın’ı da, 15.11.2017 tarihinde Erenköy’deki evinde ziyaret ederek duasını almış ve hatıralarını kayıt altına almıştım.

87 yaşında gayet dinç görünen Kurra Hâfız Ali Rıza Işın’ın Karma Ortaokulu’ndan arkadaşım olan oğlu Ahmet Işın, babası hakkında bize şu ön bilgileri vermişti: “Babam hala-dayı olmaları hasebiyle hocamın evlendikten sonra vefatına kadar, son Cuma’sına kadar hep birlikte olmuşlar. Son Cuma’yı babamın Durak Fakih Camisinde kılmış. Başı bordolu olarak. Babam Hocaefendi’yle olan teşrik-i mesaisinde hiç ara vermemiş. En sıkışık dönemlerde dahi ilim halkasına devam etmişler. Babam İmam Hatip’i dışarıdan bitirmiş. Diploma numarası bir. Hatta kabul etmemişler. Babam beş sene önce mide ameliyatı geçirdi. Oldukça zayıfladı. O yüzden yormamaya dikkat edersek iyi olur. Bazıları sanki tarihi belgesel çekmek için gelmiş gibi oluyorlar. Geçenlerde geldiler Youtube yükleyeceğiz demişler. Babam da “benim sağlığımda böyle bir şey yapmayın” dedi. Çünkü babam gösterişe pek şey etmez… Hemen yüklemişler. Bu bizim için yıkım oldu!”

Okul arkadaşımın bu uyarısı üzerine ben, bu tarihî ziyareti ve ziyaret esnasında konuşulanları bugüne kadar beklettim. Kurra Hâfız Ali Rıza Işın Efendi, 30 Ocak 2022 tarihinde kendi tabiriyle ecel-i müsemmâsına akıp gitti. Yâni Allah tarafından tayin edilmiş ömrün sonunda gelen ecele razı oldu. Kâbri pür nûr, mekânı cennet ve makâmı âlî olsun.

Dr. Mustafa Güçlü, Prof. Dr. Abdullah Öksüz, emekli Mühendis Muammer Yavuz, eğitimci Hasan Özücan ve ziyarete sonradan icabet eden Muhammed Acıyan oluşan bizi “Selamün aleyküm. Hoş geldiniz. Cümleten merhaba. Ehlen ve sehlen” diyerek karşılayan Ali Rıza Işın Hoca, seksen yedi yaşında olmasına ve beş sene önce de mide ameliyatı geçirmesine rağmen dinç, konuşmalarından son derece hâfızası iyi, geçmiş hatıraları hatırlayabilen, feraset sahibi ve sezgileri güçlü bir insan olarak karşımda duruyordu.

Dr. Mustafa Güçlü başkan, kendisine Mehmet Ali Uz ve Emine Ongun’un yazdığı “Şeyhülkurra Postalcızade Abdurrahim Efendi” kitabını hediye etti. Sohbet de böylece başlamış oldu.

HAYAT ECEL-İ MÜSEMMAYA DOĞRU AKIYOR

Hâfız Ali Rıza Işın, sohbete şu sözlerle başladı: “Hayat herkese göre ayrı bir şeyde ecel-i müsemmâsına akıp gidiyor. Dinleniyoruz. Her birinin ayrı hayat hikâyesi ecel-i müsemmaya doğru akıyor. İlgisi yok gibi ama her yanı ilgi çıkıyor. Karakterler, şahsiyetler, mânâ yapısı, madde yapısı insanlarda hayatı oluşturuyor. O oluyor, o oluyor.”

HACI VEYİSZADE MUSTAFA EFENDİ ÇOK YÖNLÜ BİR ZÂD İDİ

Hocası Hacı Veyiszade ile ilgili olarak da şunları söyledi:

“Hacıveyiszade’yi çok işlediler. İşliyorlar. Yazılı olarak, sözlü olarak günler geceler tertipleyerek. Millet bizden çok daha fazla biliyor, yazıyor. O kadar çok konuşuluyor. Çok yönlü bir zâd idi. Öbür hocalar gibi değil idi. Çok yönlü! Memlekette en ilgi çekmeyen bir adamla en ilgili o idi. Öbür hocaları da tanıdım. Tanıyabildiğim kadarıyla. Kendi sahalarında çalıştıkları vazifelerde halkın çoğu onları tanımazdı. Veya çok dar çerçeve içerisinde hayatlarını geçirip gittiler. Bu çok yönlüydü. Herkesle münasebeti vardı. Hiç ummadığın adamlarla aptallarla bile. Çok yönlü ve ona yakışan bir şekilde de hayatını devam ettirdi. Ötekiler unutuldular. Bir tanesi var. Hocanın kendisi fıkıhta Konya’da sayılı müftülerden birisi. Müftü Abdullah Efendi sert bir adam idi. O dönemde vaazlık falan almak zordu Konya’da. Maaşlı bir işe girmek de zordu. Zaten o zaman da hocaların maaşı pek azdı. Bir müftü vardı. Abdullah Efendi Beyşehirli idi. İstanbul’da ilim tahsil etmiş. Ömer Nasuhu Bilmen ile beraber okumuşlar. Amber Reis Camisi yanında bir zengin konağı vardı. Abaoğlu Konağı derlerdi. Onun kızını almış. Abdullah Efendi’de ilim var ama çevre yoktu.” (NOT: Abdullah Ulubay Efendi, üç defa evlenmiş, on ikisi ilk hanımından, birisi de ikinci hanımından olmak üzere on üç çocuğu olmuştur. İlk eşi Vesile Hanım, Aboğlu Mustafa Efendi’nin kızıdır.)

HACI ABDURRAHİM EFENDİ GONYALI GİBİ KONUŞURDU

Hocası Postalcı Hacı Abdurrahim Efendi ile ilgili olarak da şu anılarını ifade etti:

“Ben Postalcı Hacı Abdurrahim Efendi’de dört sene okudum. Kapı Camisinin hatibi idi. Aynı Gonyalı gibi konuşurdu. Evi Köprübaşında idi. Postalcı Hacı Abdurrahim Efendi’nin de dar bir çevresi vardı. Ben 14-15 yaşındaydım. Yolda giderken bana Ali Rıza Efendi, derdi. Hâfızlık duamız Kapı Camisinde yapıldı. Çimili Hakkı Efendi, Kapı Camisinin hocası idi. Kapı Camisinin İmamı da Derbentli Hasan Altın Efendi idi. O benden iki yaş büyüktü. İkimiz de belgeyi duadan sonra aldık. O zamanlar imamlar hutbe okumazdı. Ayrı hatip vardı o gelir okurdu. Şerafeddin, Azize, Sultan Selim’de minbere hatipler çıkardı. Mesela Sultan Selim’de Akşehirli Ahmed Efendi minbere çıkar ve hutbeyi o okurdu. Aynı zamanda bir mahalle mescidinin de imamı idi. Postalcı Hacı Abdurrahim Efendi, Asmalı Mescid’de imamlık yapar, Kapı Camisinde haftada bir hutbe okurdu. O dönem maaşlar azdı.”

HACI VEYİSZADE’NİN TASAVVUFU

Yazımıza şair-yazar Ali Ulvî Kurucu’nun yeğeni Mustafa Koruyucu’nun bir hatırasıyla son verelim.

“Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Efendi, öyle bir tasavvufa inanıyordu ki bu tasavvuf, Buhari Şerif’te toplanmıştı. Öncül ilimleri okuttuktan sonra talebelerine tasavvuftan ne okutuyordu? İmam-ı Buhari’nin Tecrîdü’s-Sarîh dediğimiz muhtasarı okutuyordu. Daha yakın vefat etti. Kabri cennet olsun. Halazadem Cezerî Ali Rıza Işın’a; abi tasavvuftan bir şey okutmadı mı Hacıveyiszade Mustafa Efendi dedim. Bize “Buhari okuyacağız” dedi. Tasavvufta bu, fıkıhta bu, tefsirde bu, hadiste bu. Hepsi Muhammed Mustafa’dan çıkar. Hepsinin kaynağı bu diyerek bize Buhari’yi okuttu dedi.”