Her insan hayatta başarılı ve mutlu olmak ister. İnsanın başarılı ve mutlu olabilmesi için başarısız ve mutsuz kılan nedenlerden sakınması başarılı ve mutlu kılan nedenleri yerine getirmesi gerekir. Olumlu düşünmek bizi güçlü kılan ve temel değerlere uygun olan düşüncelere sahip olmaktır. Olumsuz düşünmek ise insanı başarısız ve mutsuz kıldığı gibi zararlı alışkanlıkları edinmede büyük rol oynar.
Adı ne olursa olsun insanın ruh ve beden sağlığına zarar veren her alışkanlık kötüdür. İnsanı etkileyen başlıca çevreler: aile, okul, arkadaş ve iş çevresidir. İnsanlar özellikle gençler ve çocuklar gördüklerini taklit eder. Öğrendiklerini yapar. Öyleyse insanlara gösterilen ve öğretilenler öyle olmalıdır ki hiçbir zararlı alışkanlığa sebep olmasın. İnsanın sağlıklı başarılı ve mutlu olabilmesi için beden ve ruh sağlığının her türlü zararlı şeylerden korunması gerekir. Peki, nedir bu zararlı alışkanlıkların sebepleri:
Cehalet, bencillik, kötü arkadaş, grup baskısı, kötüleri taklit etme, ahlaki değerlerin zayıflaması, sevgi ve ilgiden mahrumiyet, uyuşturucu madde karışımı ilaçların kullanılması, gayesizlik, ümitsizlik, şiddet, yalnızlık hissi, kendini kabul ettirme duygusu ve en önemlisi iletişimsizliktir. Bu durumda aile, okul ve öğretmenlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Bunlardan korunmak ise insanın doğumundan ölümüne kadar bir süreçte doğru eğitimle mümkündür. Bütün insanlar özellikle çocuklar ve gençler ilgiye ve sevgiye muhtaçtır. O nasıl bir çevrede yetişirse ona göre yönlenir. İnsan her zaman çevresinde iyi örnekler görmeye, onlarla teşvik edilmeye muhtaçtır. Çocuğa öyle çevre şartları hazırlanmalıdır ki ona söyleyeceğimiz söz ; Sakın yapma. yerine Aferin! olsun. Sokak çocuklarının birçoğunun tiner koklamalarının nedeni ve suç işlemelerinin sebebi çocukluk ve gençlik yıllarında sevgiden ve ilgiden mahrum kalmaları ve bozuk kişiler ve bozuk çevreler tarafından yönlendirilmeleridir. Ailenin, okulun ve medyanın görevi insanlara yapıcı mesajlar vererek onların olumlu kişilik sahibi olarak yönlendirilmesini ve eğitimini sağlamaktır. Devletin görevi de bu eğitimi mümkün kılmak ve denetlemektir. Bireyin başarılı ve mutlu olması için özgüvene ve disipline ihtiyaç vardır.
İnsanların mutlu ya da mutsuz olmalarında büyük rol oynayan üç duygu vardır. MERAK, ÖZENTİ ve TAKLİT. Bu duygular yapıcı yönde ahlaki değerlere uygun olarak kullanılırsa insanlar başarılı ve mutlu olumsuz yönde kullanılırsa başarısız ve mutsuz olurlar. O halde insanın yönlendirilmesinde rol alan bütün çevrelerin bu duyguları hiçbir zaman ahlaki değerlere aykırı kullanmamaları gerekir. Merak, özenti ve taklit duygularının genel ahlaka uygun olarak kullanılması hem ahlaki değerlerin korunmasını hem de insanın başarılı ve mutlu olmasını sağlayacaktır. Çünkü o gördüklerini taklit eder, öğrendiklerini yapar.
Aslında sosyal hayatta başarısızlık yoktur. Sadece sonuçlar vardır. Bu sonuçları iyi değerlendirebilirsek bunlar bize kazanç olarak geri döner. Mutsuzluk yoktur yalnız olumsuz durumlar vardır. Olumlu duruma geçebilmeyi başarırsak mutlu oluruz.
Sevgili öğrenciler düşüncelerinizi ve duygularınızı mutlu olma yönünde değiştirin ki davranışlarınız da mutlu olma yönünde değişsin. Ne kadar başaracağınız, ne kadar başaracağınıza inandığınız kadardır. Zararlı alışkanlıklardan korunmanın ilk şartı başarılı ve mutlu olmaktır. Sevgisi, saygısı ve ilgisi tam olan başarılı ve mutlu olmanın şartlarını yerine getiren kişi hem başarılı hem de mutlu olur.