Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesi'nde geçtiğimiz gün İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı en büyük ilk bin sanayi kuruluşu listesine giren 24 Konyalı firmanın ödül töreni vardı. Ödül töreninde Konya protokolünün yanı sıra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Ekonomi Bakanı Sunat Atun da hazır bulundu.
Oldukça yoğun katılımla gerçekleşti ödül töreni. Tek tek Konya firmalarından temsilciler kürsüye çağrılarak tebrik edildi, bakanların elinden ödülünü aldı. Görülmeye, kaydedilmeye değer görüntüler oluştu. Şahsen gurur duydum, gururlandım. Bu şehir çok şey hak ediyor. Çünkü potansiyelimiz buna müsait. Sadece sanayide değil otomotivde, tarımda, mobilyada, sütte! Birçok sektörde başarıyı, ödülü fazlasıyla hak ediyor.
Bu şehir üretmeye de müsait. Yeter ki iç kavgalarımızdan sıyrılıp önümüze bakabilelim. Yeter ki birimiz bir şeyi başardığı zaman 'helal olsun, Allah yolunu açık etsin' diyebilelim. Kazanacak hep beraber kazanalım. Üzüleceksek de hep beraber üzülmeyi bilelim. Şehrimizin ve ülkemizin dünya sahnesinde hak ettiği yerlere gelebilmesi için ülkesine milletine ve davasına sevdalı insanların birlikteliğine inanıyor, tüm çalışmalarımızı bu birliktelik ruhuna uygun olarak çalışalım. KKTC Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sunat Atun, ödül töreninde güzel sözler sarf etti. Müsaadenizle Atun'un o güzel konuşmalarından bir bölümünü sizlerle paylaşmak isterim; Anavatanımız ne kadar güçlüyse, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de siyaseten ve ekonomik olarak o kadar güçlüdür. En kısa zamanda Türkiye'nin yine istikrarlı bir hükümete kavuşmasını diliyorum. O zaman bu blörf müydü bilemiyorum ama bugün su götürmez bi gerçek var ki Türkiye'nin döviz rezervi 150 milyar dolara çıktı. Eğer bir büyüme varsa o zaman aynı hükümet devam etmelidir. Türkiye'nin gücü ne kadar artarsa Kıbrıs'ında ekonomik ve siyasi gücü de o ölçüde artmış olur.'
Kritik eşiklerden geçiyoruz. Hemen hemen her gün bir şehit haberi geliyor yurdun dört bir yanından. Türkiye'yi 90'lara döndürme gayreti içinde olan birtakım dış mihraklar var. Şunu asla unutmasınlar; bu yüce millet tarihi boyuncu dizinin üzerine çökmedi. Asla esir olmadı. Gerekirse milyonlarca şehit verir. Balkanlarda, Kafkaslarda ve Yemen çöllerinde, Allah-u Ekber Dağlarında verdik. Her yerde verdik. Bunu namertler, hainler bilmez. Onlar şehadeti de bilmez. Bir Kürt şehidimizin eli öpülesi anası dün, 'Bu Kürt-Türk savaşı değil, kafirle Müslüman'ın savaşı' diyor. Evet öyledir. Bu savaş hainlerle bu ülkenin evlatları, mertlerle namertlerin, kafirlerle Müslümanların, nesebi bilinmeyenlerle bu ülkenin asil evlatlarının savaşıdır. Yine inşallah bu savaşta galip gelen millet olacaktır.