SÜ Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki mahkumlara Mevlana'nın Mesnevi adlı eserinden yola çıkarak ''sabır'' ve ''bir arada yaşayabilmenin sırları''nı anlattığını hatırlattı. Postnişin Nadir Karnıbüyükler idaresindeki Konya Mevlevi Topluluğu Sema Gurubu'nun mahkumlar için sema gösterisi sunduğuna dikkati çeken Şimşekler, Mevlana'nın fikirlerinin her ne adla anılırsa anılsın her geçen gün daha da çok ilgi gördüğünü, insanlar ve ülkeler arası kısır döngülü çekişmeler arttıkça, onun insanca yaşama dair söylediği dizelerin de o derece aranır hale geldiğini bildirdi.
Şimşekler, adları, makamları, dinleri, ülkeleri ne olursa olsun herkesimin Mevlana'nın düşüncelerinden birşeyler bulduğunu belirterek, ''Belki de bu yüzden, eserleri sadece Türkçe'ye değil, tamamen ya da seçkiler halinde birçok dünya diline çevrilmekte ve ilgi görmektedir. Divan Edebiyatı'nın temel taşları olan eserlerin önemli bir çoğunluğunun, Mevlana'nın eserlerinden özellikle Mesnevi'den esinlenerek yazılmış olması, günümüzde de bu etkinin devam etmesi onun her çağa hitap ettiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.
SABRETMENİN ÖNEMİ
Mevlana'nın başta Mesnevi'si olmak üzere eserlerinde teşbihlerle verdiği örnekler ve mesajların herkese ışık tuttuğunu ifade eden Şimşekler, şunları kaydetti:
''Tarih boyuncu dini ve tasavvufi literatür çerçevesinde incelenip araştırılan Mevlana'nın eserleri, bugün insanlığın özlem duyduğu barış ve hoşgörü eksenindeki çalışmalarla sunuluyor. Bunun farkında olan bizler mahkumlara farklı kimliklere, kişiliklere sabretmek gerektiğini Mesnevi'den yola çıkarak anlattık. Çünkü onlar farklı kişilikteki insanlarla bir arada yaşamak zorunda kalıyor. Böyle bir durumda da sabır ve hoşgörü oldukça önemli.
Mesnevi ile onları sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğretmeye ve aşılamaya çalıştık. Ayrıca bu durum sadece mahkumlar için değil, herkes için geçerli. Mevlana düşüncesine göre sabredilir ve başımıza gelecek kötü insanlara ve olumsuz olaylara katlanılabilirse 'pis kokulu gübreye ve dikene katlanan, yıl boyu açma zamanını bekleyen gül gibi' güzel kokuya kavuşacaktır. Kişi, Mevlana'nın 'güzel bakan güzel görür' felsefesiyle hareket edebilirse kendi iç barışını sağlayabilecek ve mutlu yaşayabilmesine ortam oluşturacaktır.'' Şimşekler, dünyanın ve toplumun sağlıklı bir beden gibi düzenli çalışması isteniliyorsa, öncelikle her insanın önce bedendeki temsil ettiği uzva yani kendine bakması gerektiğini sözlerine ekledi.
Şimşekler, adları, makamları, dinleri, ülkeleri ne olursa olsun herkesimin Mevlana'nın düşüncelerinden birşeyler bulduğunu belirterek, ''Belki de bu yüzden, eserleri sadece Türkçe'ye değil, tamamen ya da seçkiler halinde birçok dünya diline çevrilmekte ve ilgi görmektedir. Divan Edebiyatı'nın temel taşları olan eserlerin önemli bir çoğunluğunun, Mevlana'nın eserlerinden özellikle Mesnevi'den esinlenerek yazılmış olması, günümüzde de bu etkinin devam etmesi onun her çağa hitap ettiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.
SABRETMENİN ÖNEMİ
Mevlana'nın başta Mesnevi'si olmak üzere eserlerinde teşbihlerle verdiği örnekler ve mesajların herkese ışık tuttuğunu ifade eden Şimşekler, şunları kaydetti:
''Tarih boyuncu dini ve tasavvufi literatür çerçevesinde incelenip araştırılan Mevlana'nın eserleri, bugün insanlığın özlem duyduğu barış ve hoşgörü eksenindeki çalışmalarla sunuluyor. Bunun farkında olan bizler mahkumlara farklı kimliklere, kişiliklere sabretmek gerektiğini Mesnevi'den yola çıkarak anlattık. Çünkü onlar farklı kişilikteki insanlarla bir arada yaşamak zorunda kalıyor. Böyle bir durumda da sabır ve hoşgörü oldukça önemli.
Mesnevi ile onları sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğretmeye ve aşılamaya çalıştık. Ayrıca bu durum sadece mahkumlar için değil, herkes için geçerli. Mevlana düşüncesine göre sabredilir ve başımıza gelecek kötü insanlara ve olumsuz olaylara katlanılabilirse 'pis kokulu gübreye ve dikene katlanan, yıl boyu açma zamanını bekleyen gül gibi' güzel kokuya kavuşacaktır. Kişi, Mevlana'nın 'güzel bakan güzel görür' felsefesiyle hareket edebilirse kendi iç barışını sağlayabilecek ve mutlu yaşayabilmesine ortam oluşturacaktır.'' Şimşekler, dünyanın ve toplumun sağlıklı bir beden gibi düzenli çalışması isteniliyorsa, öncelikle her insanın önce bedendeki temsil ettiği uzva yani kendine bakması gerektiğini sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilişim
