Cem Sultan Osmanlı tarihinde Osmanlı Devleti'nin Avrupa ile olan ilişkilerinde mühim rol oynamış bir şehzadedir.  Ağabeyi II. Bayezid ile giriştiği saltanat mücadelesinde yenik düşen önce Mısır, Sonra da Rodos Şövalyelerine sığınan Cem Sultan, Osmanlı Devleti'nin Avrupa'da aktif bir siyaset izlemesine engel olmuştur.

Hayatı

Cem Sultan, 23 Ocak 1459'da Edirne Sarayında dünyaya geldi. Annesi Çiçek Hatun'dur. Bir esir olarak mı yoksa bir Sırp prensesi olarak mı saraya girdiği belli değildir. Doğum haberi Fatih Sultan Mehmed'e Yunanistan seferine çıktığı esnada ulaştırıldı.

İyi bir eğitim alan Cem Sultan her şehzade gibi devlet hizmetinde kendini geliştirmesi için lalalarıyla beraber 9-10 yaşlarında 1469'da Kastamonu Sancakbeyliğine tayin edildi. 4 sene bu görevde kaldıktan sonra önce İstanbul'a daha sonra da Rumeli'ye gitmesi emr olundu. Uzun Hasanla meydana gelen savaş münasebetiyle Edirne Sarayı'nda kaymakam olarak bırakıldı.  (1)

 1472'de Şehzade cem için sünnet töreni yapıldı. Ahmet Refik, şehzadelerin sünnet düğününün çok tantanalı olarak yapıldığını, Cem Sultan'ın ise pek parlak olmadığını kaydetmektedir. Sebep olarak de Sultanın kafasının siyasi işlerle çok meşgul olmasını gösteriyor. (2)

Fatih Sultan Mehmed'in 1473'te Uzun Hasanla yaptığı Otlukbeli muharebesinde uzun bir süre haber alınamaması üzerine lalları Nasuh ve Kara Süleyman Çelebiler Şehzadeyi Sultan ilan ederek kendisine biat etti. Saray halkının da şehzadeye biat etmesini sağladılar. Uzan Hasan'la yaptığı muharebeden muzaffer olarak dönen Fatih Sultan Mehmet Han, Nasuh ve Kara Süleyman Çelebileri derhal idam ettirdi ve saray halkını da kendisine bağladı. Yaşı çok küçük olduğundan Şehzade Cem'i azarladı ve onu 1474'te Konya valisi iken vefat eden ağabeyi Şehzade Mustafa'nın yerine Sancakbeyi tayin etti.(3)

Konya Valisi Şehzade Cem

1474'te Konya'ya tayin edilen Sultan Cem, yıllardan beri Türk kültürüyle yoğrulmuş ilimî ve edebî kültür adamlarıyla tanıştı. Onların sohbetlerine katıldı, kendisi de ilmî ve edebî münazaralar düzenledi. Konya genç şehzadenin maddi ve manevi terbiyesinde bir mektep vazifesini gördü. Konya kültür ikliminde edebi bilgisini geliştirdi.

Sultan Cem Konya'da ulum-u edebiye yanında ulum-u fen ve coğrafya tahsil etti. Arapça ve Farsça bilgisi bir eseri tercüme edecek seviyeye geldi. Selman Saveci'nin yazdığı"Cemşid-i Hurşid" mesnevisini babası adına Türkçeye tercüme ettirdi. Konya Valiliği esnasında bir oğlu oldu ve Oğuz Kağandan dolayı Oğuz Han adını verdi. Bu davranış şehzadenin Türk kültürüne ne kadar hakim olduğunu gösterir.(4)

Rodos'a elçi olarak gönderilmesi:

Cem Sultan Konya Valiliğinde bulunduğu esnada bir ara İstanbul'a çağrıldı. 1477/1478 yılında Fatih Sultan Mehmet, biri Türkçe, biri Rumca olmak üzere bir mektup yazarak Cem Sultan'ı Rodos'a elçi olarak gönderdi. Maksadı güçlü bir donanma hazırlayıncaya kadar Rodos Şövalyelerinin reisi Dubson'u oyalamaktı. Dubson, Cem Sultanı huzuruna kabul etti. Mektup Dubson'un huzurunda okundu. Dubson, Fatihin sözlerine hiç ehemmiyet vermedi. Çünkü Sultanın gerçek niyetini biliyordu. Fakat Cem Sultana gayet kibar ve nazik davrandı. Neticede bu elçilikten Cem Sultan ve Fatih Sultan Mehmet Han istediği dostane ilişkileri kuramadı. (5)

Bursa'da tahta çıkışı

Fatih Sultan Mehmet 23 Mayıs 1481'de vefat ettiği zaman Cem Sultan 22 yaşındaydı ve Konya valisi olarak görev yapıyordu. Ağabeyi Bayezid de Amasya Sancakbeyi idi. Fatihin veziri Karamanî Mehmet Paşa, sultanın vefatını yeniçerilerden gizleyerek şehzade Cem'e bir mektup yazarak İstanbul'a davet etti. Lakin Sultanın vefatı çabucak duyuldu ve yeniçeriler Karamanî Mehmet Paşa'yı paramparça ettiler. (6) Şehzade Bayezid yeniçerilerin yardımıyla İstanbul'a gelerek Sultanlığını ilan etti.

Cem Sultan, Karamanî Mehmet Paşanın öldürülmesiyle kendisine en çok destek veren bir kişinin yardımından mahrum kalmıştı. Konya'da halk ve askerler kendini destekliyordu.  Karamanoğullarının da teşvikiyle Ağabeyi sultan Bayezid'e karşı isyan etti. Etrafında 20.000 kişilik bir ordu oluşturdu.   Cem Sultan, Osmanlı tahtına kendisinin daha çok layık olduğunun düşünüyor ve bunun için de ağabeyine mektuplar yollayarak kendisinin fatih Sultan Mehmet Han'ın Sultanlığı döneminde dünyaya geldiğini, ağabeyin ise Fatih'in şehzadelik döneminde dünyaya geldiğini vurgulayarak saltanat iddiasını sürdürdü.(7)

Sultan Cem'in Bursa'ya hareket edeceğini tahmin eden II. Bayezid, Lalası Ayas Paşa ile birlikte 2000 kadar yeniçeri göndererek Cem Sultan'ı şehre sokmamamsını ve tutuklamasını ister. İstanbul'a giderse öldürüleceğini bildiği için Konya'dan topladığı bir miktar askerle Bursa'ya geldiği zaman şehir halkı daha önce nişancı Mehmet Paşa hadisesinden dolayı yeniçerilerin zulmünden çekindikleri için Cem tarafını tutu. Ayas Paşa da şehri müdafaa edemeyerek Cem Sultan'a muti oldu. Cem Sultan, Bursa'da sükûneti sağladıktan sonra sultanlığını ilan etti ve adına para bastırdı, hutbe okuttu. (8)

Cem Sultanın Bursa'da bastırdığı para gümüş sikke olup, 0,75 gram ağırlığında ve 10 mm kalındığında idi. İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmekte olan Paranın ön yüzünde "Cem Sultan b. Muhammed", arka yüzünde, "azze nasarahu ,duribe Bursa,H.886" yazılıdır.(1481)Cem Sultanın akçesi yuvarlak olup etrafı düz noktalarla çevrilidir.(9)

 II. Bayezid'in büyük bir ordu ile Bursa'ya hareket ettiğini öğrenen Cem Sultan, ağabeyine halası Selçuk Sultanı ve ulemadan Mevlana Ayas ve Şükrullah Efendileri elçi göndererek memleketin Anadolu yakasını kendisinin Rumeli yakasının da Bayezid'in idaresinde olmak üzere saltanat ortaklığı teklifinde bulundu. II. Beyazıt, "Saltanatta akrabalık yoktur" diyerek bu teklifi geri çevirdiği gibi hazırladığı 20.000 kişilik bir ordu ile Cem Sultan'ını üzerine yürüdü.( 10) İki ordu Yenişehir ovasında karşılaştı.

Cem Sultan'ın saltanatı 20 gün sürmüştür. 20 Haziranda, Yenişehir dolaylarında ağabeyi ile girdiği muharebeyi kaybedince Konya'ya geri çekildi. Konya'da kendisine yeterince destek bulamayınca Tarsus'a, oradan da Memluk Devleti'nin daveti üzerine Kahire'ye gitti.

Memluk Sultanı Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerinde Cem Sultanı koz olarak kullanmak, yanına asker katıp Bayezid'le olan saltanat mücadelesinde destek çıkarak devleti zayıf düşürmek istiyordu.

Memluk Sultanı Kayıtbay, Cem Sultanı bir padişah gibi karşıladı ve devlet töreni icra etti. Memlukluların himayesinde Hicaz'a gitti ve hac görevini ifa etti. Hac farizasını yerine getiren ilk Osmanlı saltanat mensubudur.

Aşıkpaşaze, Kayıtbay Cem Sultan'ın Hicaz'da ikametine müsaade etmediğini, bunun için Rodos Şövalyelerine iltica etmek zorunda kaldığını belirtmektedir. (11)

 Bu esnada Sultan Bayezid ile mektuplaştığı vakidir. Sultan Bayezid, kardeşine saltanat iddiasından vazgeçerse memleketin her hangi bir bölgesine vali olarak tayin edeceğine dair vaadlerde bulunuyor, Cem Sultanla barışmanın yollarını arıyordu. Ama kararında samimi olup olmadığını bilemiyoruz.

1482'de Karamanoğlu Kasım Bey ile birlikte Konya'yı almayı denediyse de kuvvetleri dağıtıldı. 30 kadar adamıyla Rodos Adasına gitti ve şövalyelere iltica etti. Bundan sonra cem Sultan için acıklı ve dramatik bir gurbet hayatı karşılayacaktır.

Rodos Şövalyelerine ilticası:

Cem Sultan, saltanat mücadelesinde başarısız olunca Rumeli'ye geçmeye karar verdi. Bunun için de Rodos şövalyelerinin gemilerini kullanacaktı. Bu sırada Rodos şövalyelerinden Dubson, onu Rodos'a davet etti.

Cem Sultan, 30 Temmuz 1482'de Rodos'a geldiğinde Saint Jean şövalyelerinin reisi Dubson onu bir sultan gibi karşıladı. Cem Sultan ile Dubson arasında ikili anlaşmalar yapıldı. Bu anlaşmaya göre şövalyeler Cem Sultan'a yardım edecekler, karşılığında Rodos'tan alınan adalar geri verilecek, daimî bir sulh olacak ve masraflarına karşılık 150 bin altın alacaklardı. Dubson bu anlaşmayı yaparken Avrupa kralları ve Papa'ya da mektuplar göndererek Cem'in Rodos'da olduğunu, durumdan istifade ile bir haçlı ordusu meydana getirilmesini ve Türklerin Avrupa'dan çıkarılmasını teklif etti. Bu kıymetli rehinenin muhafaza edilmesi için de Fransa'nın uygun olduğunu dile getirerek Cem Sultan ile ilgili Avrupa devletleriyle kıyasıya bir pazarlığa da oturmuştu.

Sultan Bayezid, Cem Sultan'ının Rodos'a sığındığını öğrenince Şövalyelerin reisi Dubson ile bir anlaşma yaparak, Cem'i hiçbir devlete vermemesini ve Rodos'ta tutmasını teklif ederek, Dubson'a her yıl 45 bin duka altını vermek üzere bir anlaşma yaptı.(12) Bu anlaşmaya rağmen Dubson, Cem Sultan'ı 15 Ekim 1482'de Fransa'ya gönderdi. Rodos'tan Sicilya'ya oradan da Nice limanına geldi. 5 Şubat'ta 1483'te Şamberiy'e götürüldü. Bütün bunlara rağmen Cem Sultan Osmanlı tahtından ümidini kesmemişti. O hâlâ Rumeli'ye geçme plânları yapmaktaydı. (13)

Cem Sultan Fransa'da

Cem Sultan'ın Fransa'dan başka bir ülkenin eline geçmesini Osmanlı Devleti açısından sakıncalı gören Sultan II. Bayezid, Fransa'ya bir elçi göndererek Cem Sultan'ın Fransa'da tutulmasını istedi. Dük ile dostluğu şövalyeleri rahatsız ettiğinden önce Lyon daha sonra da Pouêt adlı kaleye getirildi. Burada Sultan Bayezid'in elçisi Cem Sultan'la görüşmek istedi ise de, bu mümkün olmadı.

Sultan Cem, Şamberi'de iken Macar kralına kendisini kaçırması için gönderdiği adamlar yakalanıp öldürüldü.  II. Bayezid'in reislerinden Burak reis, adamları vasıtasıyla Cem Sultan' la haberleşmeye çalışıyordu. Macar kralı ve Burak Reis'in Cem sultanı kaçırma faaliyetleri de akim kaldı.

Cem Sultan Roma'da

Yeniden yapılan bir anlaşma ile Cem Sultan'ın Papaya VIII. Innocentius teslim edilmesine karar verilince şehzade yeniden yollara düştü. Böylelikle Cem Sultan'ın Fransa macerası 6,5 yıl sürmüş oldu. Marsilya yolu ile Toulon'a oradan da 4 Mart 1489 günü Roma'ya vasıl oldu. Cem Sultan Papa ile görüştü. Papa ile birlikte bütün Avrupa devletlerinin elçileri de vardı. Macar elçisi bizzat şehzadeyi Papa'dan istedi. Papa da Sultan cemi davet ederek görüşlerini sordu. Sultan cem; " Ben sizin emriniz üzre Engürüs (Macaristan) e  varup anın askeriyle ehli İslam üzerine kılıç çeksem, ulema-yı İslam hâşa küfrüme hikmedip katlime fetva vereler. Ben hod dinimi, Osman memleketi değil cihan saltanatını verseler vermezem" dedi. (14) Cem sultan Papa'ya tek isteğinin Mısır'da bulunan ailesine kavuşmak olduğunu izin verirse Mısıra gitmek muradında olduğunu söyledi.

Cem Sultan'ın vefatı

Roma'da 5 yıl 11 aydan fazla kalındı. Başta Macaristan Kralı olmak üzere Memlûklu Sultanı ve diğerlerinin Cem Sultan ile ilgili talepleri Papa'yı çok zor durumda bıraktı. Bu sırada hem Cem Sultan'a hem de Papa'ya suikast teşebbüsleri olmaktaydı. Fransa Kralı VIII. Charles'in ısrarlı talepleri üzerine, Cem Sultanı, ona teslim edilmek üzere Napoli'ye doğru yola çıkıldı ancak yolda fenalaştı. 24 Şubat 1495'te vefat etti. Ancak cenazeyi teslim etmek istemediler. Bunun üzerine II. Bayezid, Napaoliye bir sefer düzenleyerek kardeşinin cenazesini İstanbul'a getirtti. Cenaze yıkanıp tekfin edildikten sonra Bursa'ya götürüldü ve şehzade Mustafa'nın türbesine defnedildi."

 Muhtemelen teslimden önce Papa tarafından zehirlenmişti. Uygulanan bütün tedavi yöntemleri netice vermeyince şehzade, "Ailesinin Mısır'dan İstanbul'a getirilip gözetilmesi, kendisine hizmet edenlerin memnun edilmesi ve ölüsünün mutlaka Osmanlı ülkesine getirilmesi" şeklindeki vasiyetini yazdırdı.

Aşıkpaşazade, Sultan Cem'in Papa tarafından zehirlendiğini kaydetmektedir. Aşıkpaşazade bu konuda şunları söylemektedir: "Kâfir beylerin Reisi Sen Papa küfre cem olup kas ettiler ki Sultan Cemi Vilayat-ı İslam'a çıkaralar. Babasının mülküne malik ola veya olmaya. Eğer olacak olursa yine bizim üzerimize çeri çeker gelir. Eğer olmaz ise bize garettir(yüktür). Zira derler ki bunca kâfir beyleri cem oldu, sındı (biçildi). Bilahare helak etmek istediler. Başını ağulu ustura ile kazıdılar. Cem Sultanın başı gövdesi şişti. İlaç kabil olmadı. Öldükten sonra kâfirler naşı tahnit ettiler ve tabutu kurşunlayıp içinde sakladılar ve Sultan Bayezid' şehit olduğunu bildirdiler.

Sultan Bayezid, yas ilan etti. Cem adına ulema ve sülehaya, fakire fukaraya akçeler üleştirdi. Ondan sonra Sultan Bayezid kardeşinin cenazesini istedi. Kâfirler vermeyip dediler ki "bizim muradımız Osman neslinden bizim diyarımızda bir kimse olmasıdır. Daha sonra Sultan Bayezid adamlar gönderip cenazeyi getirtti. Gelirken yolda sadat, ulema ve fuzala karşı çıktılar, tazimler ve terkimler getirdiler.

Cem sultanın naaşı Bursa'da ağabeyi şehzade Mustafa'nın türbesine konuldu. H.904" (15)

Sultan Cem'in vasiyeti yerine getirildi. Annesi vefat etmiş olduğu için kızlarına maaş bağlandı. Erkek çocuklarından Oğuz Han, 9 yaşında iken Sultan Bayezid tarafından boğduruldu.

İlmi ve edebi faaliyetleri

Büyük bir devlet adamlığı yanında güçlü bir şair ve edebiyatçı olan Cem Sultan, sanatçıları, şair ve edebiyatçıları koruyan bir insandı. Türk kültürüne ve edebiyatına çok değer veren cengâver bir şehzade olan Sultan cem'in en önemli icraatlarından biri de Oğuz boylarının menkıbelerini okuyan Ebu'l- Hayr Rumî adlı bir dervişten Sarı Saltuk'un menkıbelerini dinleyerek onun kitaplaştırdı. Yedi senelik bir çalışmadan 1480 yılında sonra kayıt altına alınan bu sözlü gelenek Türk edebiyatı ve tarihi için çok önemli bir kaynaktır. Ayrıca ilk Nasreddin Hoca hikâyelerini de derlemiştir.

Konya'nın sanat, edebiyat ve kültür adamlarıyla toplantılar düzenledi, ilmi ve edebi sohbetler, münazaralar etti. Kendisi de Farsça ve Arapça lisanlarına vakıf oldu. Bu kültür ortamından Arapça ve Farsça şiirler yazdı. Hem Türkçe hem de Farsça divan yazdı. Valiliği esnasında yazılmış olan bazı mesnevileri ve tarih kitaplarını tercüme etti.

Eserleri:

1)Türkçe Divanı:iki tevhit, bir münacat, bir terkib-i bend, bir terci-i bend, 4 kaside, 1,rübaî, 41 muamma,19 müfred, 348 gazel bulunmaktadır.

2)Farsça Divanı:

3)Oğuzname: Cem Sultan, Hicaz'da haç farizasını yerine getirdiği zamanlarda Ömer Ruşeni hulefasından bayat kabilesine mensup Hasan b. Mahmut ile görüşüp Yazdığı gazellerden bazılarını Hasan b. Mahmut Bayatiye gönderdi. Bu gazellerden bir şöyle idi:

Her çend ademi zâd olmaz cihanda bî-gam

Gam sonu şadlıktır ey dil daralma öpsem

Sultanlık olmaz ise dervişlik de hoştur

Görünce terk idendi taht ile tacı Edhem

Olsab şehinşah-ı Rum olmazdı hac nasibin

Bin şükür oldu ruzi bu devlet muazzam

Mahrem-i şiarı mutu min kablü en temutu

İhram ile bürünüp nola kefen giyinsem

Dil-i kabe çeşm-i ebru kapuları bi ayine

Müjgan misali hüccac gözyaşı ruşenk zemzeme

Alçaklık ile cana kuh örfe manend

Taç verile başına lebbeyk deyu alem

Bezm-i safayı hoş tut şevk ile mürevveh eyle Hakkı

Nuş ile cam ü vahdet işret demidir ey Cem

Sultan Cem, Hasan Bayati ile görüştü. Osmanlı hanedanının Oğuz neslinden olduğundan bahsetti. Hatta kendi oğlunun bile adının Oğuz han koymuştu. Hasan b. Mahmud'un "Oğuznameyi" hülasa etmesini  ve silsile-i Aliyelerine dair bir risale yazmasını rica etti. Hasan b. Mahmud da Cam- cem-i Ayin"i yazarak şehzadenin iltifatına mazhar oldu.(16)

4) Cemşid ü Hurşid Tercümesi:İranlı bir şair olan Selman Saveci'nin "Cemşid ü Hurşid" adlı mesnevisini de Türkçeye çevrilmesine ön ayak olmuştur. İlk defa Münevver Okur tarafından Kütahya Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesinde bulunarak ilim alemine sunulmuştur.

5)Fâl- Reyhan-ı Cem Sultan:48 beyitlik bir mesnevi olup İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. (17)

Dramatik bir şekilde gurbette hem vatan hem de evlad-ı ıyal hasretiyle yanarak ebediyet alemine göç eden bedbaht şehzade Cem Sultan'a Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz.

Dipnot:

1)Dursun Bey, Tarih-i Ebul Feth, s.139. Tercüman 1001 Temel eserler/İST

2) Ahmet Refik, Cem Sultan,s.5, Orhaniye Matbaası,1923/İST Konya Bölge Yazmalar Kütüphanesi BB3438

3) Ahmet Refik, a.g.e., s.6

4) A. Refik, a.g.e.s.10

5) Ahmet Refik, a.g.e. s.11-12.

6)Hoca Sadeddin Efendi, Tacü't-Tevarih, c:2, s.3; Refik,a.g.e., s.15

7) Hoca Sadeddin, a.g.e., s.8

8) Ahmed, Refik, a.g.e, s.19-21; Aşıkpaşazade, Tevarih-i Âl-i Osman c:4, s.20, Matbaa-ı Amire 1332/İST Konya Bölge Yazmalar Kütüphanesi, BB24345; Mahmut Şakiroğlu, "Cem Sultan" Diyanet İslam Ansiklopedisi, c:7, s.283 TDV Yay. 1993/İST

9) Münevver Okur, Cem Sultan'ın Hayatı ve Şiir Dünyası, s.6, Kültür Bakanlığı yay.1992/ANK

10) Hoca sadedin a.g.e., s.10-11, Aşıkpaşazade, a.g.e. s.20

11)Aşıkpaşazade, a.g.e., s.213)

12)Aşıkpaşazade, a.g.e., s.251

13) Hoca Sadedin, a. g.e., s.24

14) Hoca Sadedin, a.g.e., s.33

15 Aşıkpaşazade, a.g.e., s.251

16Ahmet Refik, a.g.e., s.38

17) Kut, Günay, "Cem Sultanın Eserleri" DİA s.285

ANUŞ GÖKCE

Editör: TE Bilişim