Hakan Yeşil, AA muhabirine, Amasra ve diğer bölgelerdeki maden ocaklarında eskiye nazaran çalışma şartlarının daha da düzeltildiğini, eski klasik sistemler denilen ağaç takma veya ağaç malzemeler kullanılarak yapılan tahkimat yerine son sistem "mekanize kazı" olarak adlandırılan çelik konstrüksiyonların hayata geçirildiğini anlattı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinin ilk pilot bölge olduğunu aktaran Yeşil, "Bu uygulamanın yapıldığı ilk yerdir. Şu ana kadar çok verim alınmıştır bu işten. Arkadaşlarımız hem iş sağlığı hem işçi güvenliği adına bu sistemler içinde daha rahat üretim yapabilmektedirler. Ocaklarımızda zaten yakın zamanda bu mekanize kazı dediğimiz sistemleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Kurumumuz bunun üzerinde büyük çalışma içinde." diye konuştu.

"Dik damarlar" diye tabir edilen ocaklarda bu tip yöntemleri daha önce uygulayamadıklarını belirten Yeşil, şunları kaydetti:

"Buralara dik damara uyumlu sistemleri bir türlü hayata geçiremiyorduk ama yakın zamanda kurumumuzun yöneticileri, bizler de destekliyoruz, dik damara uyumlu mekanize kazı sistemleri Türkiye'ye getirildi. Bütün bölgelere bunu yaymaya çalışıyoruz. Hemen hemen bütün bölgelerimizde bir ayak, iki ayak boyunda sistemler şu anda çalışıyor."

Yeşil, madencilerin ocağı terk etme şartlarını anlatırken, "Bizde metan seviyeleri en son 1000'de 2 oranına ulaştığında ocaklar terk edilir. Terk edilmek zorundadır. Bütün madenci arkadaşlarımız da bunu bilir. 1'den sonra 1,5'ta elektrikler kesilir. 2'de ocaklar terk edilir. Terk etmediğimiz sürece metana maruz kalan arkadaşlarımızın hayati riski vardır." bilgisini verdi.

"Gaz sensörleri 7/24 dakika dakika, saniye saniye takip edilir"

Yeşil, Amasra'daki metan seviyesiyle ilgili teknik analizlerin şu anda yapılmakta olduğunu belirterek, bunun için de son sistemler kullanıldığını söyledi.

Ocaklarda en ücra köşeye kadar gaz sensörlerinin bulunduğunu aktaran Yeşil, şöyle devam etti:

"Bu sensörler de yer üstünden 7/24 dakika dakika, saniye saniye yukarıdaki görevli arkadaşlar tarafından, personel tarafından takip edilir. İçeride de gaz sensörlerimiz dijital ekranlıdır. İşçi arkadaşlarımız da orada gaz oranlarını, metan oranlarını kendileri görebilirler. Oksijen oranlarını kendileri görebilirler. Onun dışında dediğim gibi yer üstünde takip de devam eder, en ufak riskte dahi aşağıya bilgiler verilir, arkadaşlarımız olay yerinden uzaklaştırılır. Pervanelerimiz de son sistemdir. En ücraya kadar havalandırmalar sağlıklı şekilde yapılır. Kontrolleri de uzman arkadaşlarımız tarafından her gün yapılır."

Yeşil, TTK'nin bir kamu kuruluşu olduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"Kesinlikle ve kesinlikle son yıllarda yaşadığımız iş kazaları hepimize ibret olmuştur. En son Soma faciasından sonra iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında büyük önlemler alındı. Onların içinde kurumumuz da hiçbir şeyden kaçınmayarak son sistem makineleri ve son sistem teçhizatları, Avrupa'da hangisi kullanılıyorsa şu an Türkiye'de de onlar kullanılıyor, kuruma getirmiştir ve işçi arkadaşlarımız o teçhizatlarla donatılmıştır. Kesinlikle bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Cihazlar 'OFK' dediğimiz oksijen ferdi maskemiz. Arkadaşlarımız böyle bir kazaya maruz kaldığında ya da gaz değerlerinin ani yükselmesi durumunda bekleme odalarının olmaması sebebiyle bu maskeyi takarak yarım saat rahat şekilde yerin altında temiz havaya ulaşacak zamanı bulur. Temiz havaya ulaşmaları için bu maskeler arkadaşlarımıza temin edilmiştir."

"Elbiseler metana duyarlı, kıvılcım çıkmaması için özel yaptırılır"

Madende yer altında kullanılan bütün aletlerin anti-grizu olduğunu belirten Yeşil, elbiselerin metana duyarlı şekilde kıvılcım çıkmaması için özel yaptırıldığını dile getirdi.

Yeşil, Amasra Müessesesinde eksi 250 kotuna kadar kafesle inildiğini ifade ederek, şunları aktardı:

"Devamında da desendereler dediğimiz yollarla 350 kotuna kadar, 360 kotuna kadar çalışma vardır. İndikten sonra maden kazasının yaşandığı uzaklık 2,5 kilometre, yani kafesten iniyor arkadaşlarımız, en son maden kazasının yaşandığı iş yerine 2,5 kilometrede ulaşıyor. Yerin altında geniş alanda çalışmamız var, o yüzden ulaşım konusunda da arkadaşlarımız kafes, bantlar ve devamında yer altında kullanılan ulaşım araçlarıyla faytonlarla falan çalışacakları iş yerlerine ulaşırlar."

Burada eksi 100 kotunda çalışma olduğunu belirten Yeşil, "Zamanla iş alanını genişletmek ve işçi arkadaşlarımızın hepsinin aynı ortamda bulunmaması için iş yerlerini biraz daha genişletmek gerekiyor. Zamanla 100 kotunda çalışma oldu, devamında 150 kotu, 200 kotu diye tabir ettiğimiz kotlarda çalışmalar yaygınlaştırıldı. Arkadaşlarımızın birazı 100 kotunda, birazı 200 kotunda, birazı da 300 kotunda ayrı ayrı iş yerlerinde iş hayatlarına devam ediyorlar." diye konuştu.

Yeşil, Amasra Müessesesinin bir süre kapatılacağını dile getirerek, yerin altındaki riskler tamamen ortadan kalktıktan sonra işe devam edilebileceğini kaydetti.

Editör: TE Bilişim