Dava ve mücadele adamı Osman Yüksel Serdengeçti’nin eserlerinden bir tanesi “Gülünç Hakikatler”. Yaşadığı döneme ait sosyal, siyasal ve tarihi olaylardan oluşan fıkraları ve esprileri  bu  kitabında toplamıştır. Bu kitaptan size günümüze ışık tutacak anekdotlar aktaracağım. Ama, Osman Yüksel Serdengeçti’yi yeni neslin tanıması açısından kısaca hayatını aşağıya alıyorum.

***

Gerçek ismi Osman Zeki Yüksel’dir. Serdengeçti dergisinde çıkan yazılarından dolayı bu soyadıyla tanınmıştır. Osman Yüksel, 15 Mayıs 1917 tarihinde Antalya'nın Akseki ilçesinde dünyaya gelmiştir.İlk ve orta öğrenimini Antalya'da tamamlamıştır. Lisans eğitimine Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde başlayan Yüksel 3 Mayıs 1944 tarihinde karıştığı bir siyasi olay yüzünden okuldan atılmıştır.

Bu dönemde Nihal Atsız ve Alpaslan Türkeş ile birlikte bir süre hapiste kalmış, tahliyesinin ardından eğitimine devam etmek için fakülteye başvurmuş fakat izin alamamıştır. Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı "Yüksek makamın alçak vekiline" sözleriyle başlayan dilekçe yüzünden yeniden hapse atılmıştır.

Yüksel, 1952 yılında Bağrı Yanık adlı bir mizah gazetesi çıkarmıştır. Siyasete ise 1965'te atılmış ve 1969 yılına kadar Adalet Partisi'nden Antalya milletvekilliği yapmıştır. Ancak sert söylemleri partiden ihraç edilmesine sebep olmuştur. Ayrıca milletvekilliği sırasında kravat takmayan Yüksel, bu davranışından dolayı uyarı almış, ikazları dikkate almayınca da genel kurula girişi yasaklanmıştır. Bunun üzerine kravatı beline bağlayıp içeri giren Yüksel, itirazlara ise “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” sözleriyle karşılık vermiştir.

Yeni İstanbul Gazetesi'nde de yazı yazan Osman Zeki Yüksel 10 Kasım 1983 tarihinde Ankara'da hayatını kaybetmiştir. Cenazesi Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Osman Yüksel Serdengeçti’nin başlıca eserleri

Mabedsiz Şehir, Bu Millet Neden Ağlar?, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?, Ayasofya Davası, Mevlana ve Mehmet Akif, Türklüğün Perişan Hali, Gülünç Hakikatlar, Kara Kitap, Müslüman Çocuğunun Şiir Kitabı, Radyo Konuşmaları, Akdeniz Hilalindir

***

Atatürk Ne Demişti?!

3 Mayıs 1944 nümayişlerinde emniyete alınmıştık. hamdolsun o zamandan beri emniyet altındayız ya! o zaman, vaktiyle Atatürk’ün yanında hizmet etmiş sivil polislerden biri anlatmıştı:

“ Birgün Atatürk yine o meşhur âlemlerinden birini yaşıyor ve yaşatıyordu. Salona büyük bir masa kurulmuştu. Ata hem içiyor, hem konuşuyordu. Bir aralık durdu, etrafındakilere : “Söyleyin bakalım, bu millet ben öldükten sonra hakkımda ne diyecek?”

Hazırun sıra ile sorguya çekildi. Kimi münci, kimi dahi, kimi bu milleti ve bu vatanı yoktan var eden insan demişler. Hatta Allah’a, Peygambere kadar yol alan olmuş. Atatürk gülmüş, ”hayır demiş hayır.. Hiç biriniz bilemediniz. Bakın ne diyecek bu millet benim hakkımda. Bu adamın etrafını böyle pu..pe.. takımı sarmasaydı memlekete daha çok hizmetler yapacaktı.”

Atatürk’ün bu sözü üzerine etraftan öylesine bir alkış kopmuş ki atanın elindeki kadeh düşmüş!  

***

Değişmeyen Zihniyet

Yine inkılaptan, inkılapçılıktan bahsediliyordu. Serdengeçti, sanki ne oldu, ”âlem yine o âlem, devran yine o devran ”diye söze başladı.

“La teşbih, tembellik bakımından tekkelerin yerini birer kumarhane olan kulüpler, kahveler aldı. Hızır Aleyhi selamın yerini piyango gişelerine, at koşularına, poker masalarına bıraktı. Yeşil türbeyi kapattık mavi gişeyi açtık. Falcı kadını kaldırdık, yerine muazzez ablayı oturttuk. Ne yaptık, neyi değiştirdik?! Sadece kelimeleri…mukadderat, alın yazısı, kader gibi orta zaman kelimelerin yerini şans, talih, sürpriz aldı.

Maziyi yıktık, böylece asri oldu, çıktık..”

***

Sağ mısın, Sol musun?

Serdengeçtiye takılmaktan zevk alan bir arkadaşı onun damarına bastı:

“Sen, dedi, sağ mısın, sol musun?!”

Cevap: “Yaşadıkça sağım.”

***

 Serden Geçti

“… Mebus Osman, mahpus Osman
Anlamadık efsus Osman
Diline yazık sus Osman
Bu cemiyet ardan geçti…”

“Volkan gibi lav atmış ne susmuş ne ölmüşüm. Ben bu iman yolunda çılgınlara dönmüşüm”

Baki selamlar.

Kaynak: Osman Yüksel Serdengeçti, Cilt 2, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, Gülünç Hakikatler