Eğri oturup doğru konuşalım…
Konyaspor, çok potansiyelli bir takım değildi…
Öncesinde de…
Bu takım duyguları ve primlerin verdiği ekstra moral motivasyon ile oynayan ve başarılı olan bir takım…
Sezon başında da iyi bir hava yakalanınca, sahaya koyduğu müthiş karakteri ile büyüdü ve zirveye oturdu…
Dolayısıyla da hem kendini parlattı, hem de hocaları…
Tabii ki yönetenleri de…
Öncelikle şunu da söylemekte yarar var; zirveye oturma modunun izlerini görmek lazım Konyasporlu oyuncularda…
Hem sahadakileriyle, hem de kulübedekileriyle…
Öncelerde olduğu gibi, stres ve baskının getirdiği pranga yoktu ayaklarında…
Daha güvenli, daha  kendilerinden emin ve daha özgür oynuyorlar…
Ve de yardımlaşarak…
Birbirlerinin kademelerine girerek…
Göztepe takımının unu eleyip, eleği duvara asması da, Konyasporlu oyuncuları bir tık ileriye taşıdı…
Belli ki, Mehmet Sepil bu takımdan elini çekmiş…
Üç eksiklerinin olması mazeret bile değil…
Göztepe takımı “çabalama kaptan ben gidemem” modunda…
Bu ligin misafiri…
Aslında skor daha büyüyebilirdi…
Eğer hücumcular, Sokol’a biraz daha ayak uydurabilse ya da final paslarında ve final vuruşlarında daha konsantre olabilseydi yeşil beyazlı futbolcular, Göztepe 3-0’la değil, hezimet bir skorla dönerdi İzmir’e…
Ama, bütün bunlara rağmen, Zymer Bytygi’nin 71’deki jeneriklik golü, hem maçın, hem de sezonun en güzel, dahası televizyonlarda dönderilip dönderilip izlenecek bir gol olarak tarihe geçti…
Maç 3-0’a gelmiş, maçın son anları ve inanılmaz bir hırsla top kapma mücadelesi veren oyunculara sadece şapka çıkartılır…
Rakip, tamamen abandone olmuşken ve yürümeye mecali kalmamışken, yeşil beyazlı oyuncuların bu hırsına başka ne denilebilir ki…
Bir takımı zirve yarışından bir santim bile geri adım attırmayan ve bu takımın saygı görmesini sağlayan tek gerçek, bu oyuncu grubu ile bu oyuncu grubunu bu savaşa hazırlayan İlhan Palut ve ekibidir…
Her şey karşılıklı…
Hocayı oyuncular, oyuncuları da Hoca parlatıyor…
Helal olsun onlara…
31. haftada puanını 58 yaparak büyük bir başarıya da imza atmış oldular…
Bu arada maçın hakeminde de bir iki söz etmek gerekirse, kusursaza yakın bir yönetti…
Hakemlere ilgili çok yazmam ya da yorum yapmam, ama ben gözlemci olsam Erkan Özdamar’a yüksek puan verirdim.