Son yıllarda, özellikle şehirlere göçlerin artmasıyla birlikte tarım ve hayvancılıkta azalmalar yaşanıyor. Üreticiler hem sosyal güvencelerinin olmamasından hem de maliyetlerden yakınıyorlar. Konuyla ilgili Yenigün Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, tarımın sürdürülebilirliğinin bilinçli tarım yapmaktan geçtiğini vurgulayarak köylerde üretim yapacak insanın azaldığından da yakındı.

3 5 Copy

“ÜRETİCİLERİMİZ 9 BİN GÜNDE EMEKLİ OLUYOR!”

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, tarımın; Türkiye’nin sigortası ve 85 milyon nüfusun gıda güvencesi olduğuna işaret ederek ülkenin üretimden başka dayanacak hiçbir dalının bulunmadığını ifade etti. Bu noktada bilinçli tarım yapılması, organize olunması, teknolojiden iyi faydalanılması gerektiğini söyleyen Nihat Çelik, “Maalesef teknolojiden istifade etme noktasında birçok eksiğimiz bulunuyor. Ancak tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması için insan gücüne de ihtiyacımız var. Çünkü önce insan gücü sonra teknoloji gelir. Biz yeteri kadar kalifiyeli eleman ve meslek liselerinde çocuklarımızı yetiştiremiyoruz. Bir ülkenin süper devlet olma yolunda atması gereken en önemli adımın tarım olduğunun bilincini evlatlarımıza aşılamıyoruz. Tarımdan insanları uzaklaştırıyoruz. Bir diğer sorunumuz ise üreticilerimizin bazı alanlarda hakkının yenilmesi. Çoban ve tarımla uğraşan kişiler yılın 365 günü çalışıyor. İşçiler 7 bin 200 günde emekli olurken, üreticilerimiz 9 bin günde emekli oluyor. Bu eşitlik ilkelerine aykırı olan bir durum. Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

3 2-6

“ÜRETİCİLERİN ŞEVKİ KIRILIYOR”

Tarımın sürdürülebilirliğinin bilinçli tarım yapmaktan geçtiğini dile getiren Nihat Çelik, bu noktada aile işletmeciliğinin ön plana çıkarılması gerektiğini kaydetti. Orta ölçekli çiftçinin sürekli yaşaması ve üretim yapmasının da gerekli olduğuna dikkat çeken Çelik, bu unsurun Dünya Gıda Örgütü raporlarında önem arz ettiğini belirtti. Çelik, “Üreticilerimiz her gün 24 saat yağmur, kar, kış, çamur demeden bu sektöre emek veriyor, alın teri döküyorlar. Bunları görmemezlikten gelen insanlar utansın. Üreticilerimiz bizim için çok değerlidir. O yüzden tarım ve hayvancılık yapan çalışanlarımızın yaşam koşullarını iyileştirilmesini, sosyal güvenceye kovuşturulmasını sağlamak gerekiyor. Bunlar olmayınca üreticilerimizin şevki kırılıyor. Tarım sektörünün temsilcileri tarım çalışanlarının sorunlarını doğru bir şekilde dile getirmiyor” diye konuştu.

3 3-7

“ÇOBAN EKSİKLİĞİ VAR”

Çoban eksikliğinden dolayı işletmelerin kapandığını ve hayvanların kesime yönlendirildiğini söyleyen Çelik, “Ülkemizin 150 bin çobana ihtiyacı var. Coğrafyamız küçükbaş hayvancılık için elverişli olduğundan dolayı 250 bin çoban olsa bile hayvancılık sektörü canlanabilir ve kırsal kesimdeki insanlar için yeni iş imkanları sunabilir” dedi.

3 4-9

Vekil Selvi: CHP ülkeyi yönetmekten uzak! Vekil Selvi: CHP ülkeyi yönetmekten uzak!

“DENETİM VAR DİYORLAR, HANİ NEREDE?”

“Bugün üretim pazarlamasında birlik ve kooperatifler aktif hale getirilirse bu fahiş fiyatları yaşamayız. Yağmur yağıyor, marul toplanıyor. Sonra marula 100 lira diyorlar” diyen Çelik, denetimin şart olduğunu kaydetti. Çelik, sözlerine şunları ekledi: “Denetim yaptıklarını söylüyorlar ama biz göremiyoruz. Söylemle eylemlerin birbirleriyle örtüşmesi lazım. Bunlar düzelmezse yolumuzu kaybederiz. Günümüzde domates 40 liraya, salatalık 40 liraya satılıyorsa demek ki onu tarlada toplayacak insan yoktur. İş gücü olmadığı için rafa ürün koyacak adam yok. Bu yüzden bir yandan milli servetten kaybediyoruz diğer yandan özellikle 85 milyon tüketici ürünleri pahalı almak zorunda kalıyor. O alınan sebze ve meyvenin tadını da vatandaş alamıyor. Ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Bu noktada planlı tarımın yapılması gerekiyor. Küresel iklim değişikliği yaşıyoruz. Dolayısıyla hangi bölgeye ne tür bitkilerin ekilmesi lazımsa ona göre hareket etmemiz lazım. Bunların yanında dünya çapında baktığımız zaman mevsimi en dar olan ülke Ukrayna ve Rusya’dır. En uzun ve 4 mevsimi yaşan ülke ise Türkiye’dir. Ukrayna-Rusya savaşı çıktığı zaman tahıl koridoru kapanacak ve açlıkla karşı karşıya kalınacak korkusu yaşanırken bu üretimi Rusya yapıyordu. Çünkü dar mevsimi olmasına rağmen mevsimine göre tohum ve hububat üretiyor. Yani planlı üretim yapıyor. Biz bu anlamda yapmamız gerekenleri yapamıyoruz. Her hububatı, sebzeyi, meyveyi ekmeye müsait bir ülkenin evlatlarıyız. Topraklarımızı verimli kullanmamız lazım. Ancak maalesef günümüzde köylerde insan kalmadı. Eskiden 20 tane büyükşehrimiz varsa şimdi 40 tane var. Bu büyükşehir yasası çıkınca hem tarım bitmeye yüz tutuyor hem de köyde yaşayanların köy statüsü kalmıyor. Bu da insanların kafasını karıştırıyor.”

Muhabir: TUBA KAYA