Hepimizin bildiği gibi mal stoku, üretim süreci tamamlanmış ve satışa hazır olan ürünlerinin satışının yapılamayıp, stoklanması anlamına gelir.

 Bu gruptaki ürünlerin depolanma miktarının toplamı da, mamul stokunu oluşturur.

Ayrıca farklı sebeplerden aynı eşyadan fazlasıyla satın almakta mal stokudur.

Genellikle mal stoku yapılan ürünler  Beyaz eşyalar, kitaplıklar, zücaciye, mobilya, ve giyim sektöründeki markalardan oluşmaktadır.

Ancak mal stokunun fazlası ekonomik krizler ve maliyetlerin yüksek olduğu dönemlerde, tüketicilerin satın almasının daralmasına neden olduğundan zarar ettirir.  

Bu zarardan kurtulmak içinde işletmeler, sağlam bir mal stoku yönetimi oluşturarak, gelir gider dengesini sağlayabilirler.

Bunun yanında, mal stoku yapan işletmelerin zararının aşağıya düşürülmesinde de tüketicilerin satın alma gücünün de yükseltilmesi de oldukça önem arz ediyor.

Yüksek fiyatlardan ötürü Ekim ayında özellikle giyim sektöründeki alışverişler büyük oranda azaldı. 

Sektördeki önemli markalar satışın azalmasıyla birlikte mal talebini kestiğinden dolayı, konfeksiyon atölyelerindeki üretim kapasiteleri de düşüşe geçti.

Düşen siparişler nedeni ile kapasite kullanım oranı Ekim ayında tekstilde yüzde 72,1, hazır giyimde ise 81,6’ya  gerileyerek, son bir yılın en düşük seviyesine ulaştı.

Turizm sezonun kapanmasıyla turistlerin alışverişinin azalması ve tüketicilerin artan fiyattan dolayı hassasiyet göstermesiyle satılmayan markaların stok yüküne yol açtı.

İşletmeler stok yükünü azalmak için yeni sipariş vermekten uzaklaşarak, elindeki mal stokunu eritmek içinde indirim kampanyaları düzenlemektedir.

Hatta sektördeki markaların çoğunluğu, mevcut stoklarını eritmeye yönelik erken indirim dönemleri başlattı.

Yerli markaların yanında yabancı markalarında üretimden uzaklaşarak, belli bir süre beklemeye başladığı da görülüyor.

Bütün bu olumsuz gelişmeler, giyim sektöründeki alışverişi yılın son çeyreğinde en düşük seviyesine geriletti.    

Ülkemizdeki tüketimdeki yaşanan düşüş, kredi kartı ile yapılan harcamaları da yansıyor.

Merkez Bankası verilerine göre, giyim ve aksesuar sektörlerindeki alışveriş en çok Ekim ayında düşüşe geçti.

Giyim ve aksesuar sektörlerindeki Ekim ayındaki harcama miktarı 20,6 milyar TL seviyesine gerileyerek, son 4 ayın en düşük seviyesini gördü.

Halbuki Giyim sektörü cirosunu özellikle Eylül ayında, okulların açılmasının etkisiyle 30 milyar TL seviyesinin üzerine çıkarmıştı.

Görüştüğüm bir çok işletme ve AVM yetkilileri, vatandaşın alım gücünün azalmasıyla alışverişler de bir düşüş yaşandığını anlatarak, endişelerini dile getirdiler.

Sürekli artan maliyetlerin ve bu maliyetlerin ürünün satışına yansıtılmasının hakkından gelemeyen tüketicilerin, tüketmek zorunda kaldığı ürünün dışında hiç bir ürünün almamasının piyasayı olumsuz etkilediğini anlattılar.

çözüm olarak ta alım gücünün düşmesinin en önemli nedenini oluşturan, fiyat artışlarının önüne geçilmesi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğinin önerisinde bulundular.

Giyim başta olmak üzere bütün ürünlerin, üretiminin üzerindeki girdi maliyetlerinin aşağıya çekilmesinin sağlanmasıyla, üreticinin ve tüketicinin de rahatlayacağını ifade ettiler.

Geldiğimiz noktada giyim sektöründeki mal stokunun eritememesi ve tüketicilerinde ihtiyaçlarını giderecek alım gücücünün giderek düşme endişesi  büyüyor.

Tabi ki hem üreticiyi hemde tüketiciyi rahatlatacak olan satın alma gücünün yükseltilmesinin sağlanması gerekiyor.

Hem üretici, hem satıcı ve hemde tüketici olarak biz vatandaşların en büyük isteği ve beklentisi de, satın alma gücünün yükseltilmesidir.

Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?