Her ürünün bir piyasa değeri vardır. Üretilen her ürünün değeri arz ve talebe göre oluşmaktadır. Serbest piyasa ekonomisinde ürün ne kadar bol ise fiyatlar düşük, ürün ne kadar az ise fiyatlarında yüksek olduğu görülmektedir. Tabii ki tarım ürünlerinde çiftçinin tarlasından tüketicinin sofrasına gelinceye kadar ulaşım ve pazarlama ağındaki zincirde el sayısı da fiyata etki etmektedir. Bu nedenle tarımda doğrudan satış önemlidir. Ancak tarla kenarında yol üstünde satılan tarım ürünleri bakkal ve marketlere göre hiçte ucuz olmadığı görülmektedir. Gelir düzeyi istenilen seviyede olmayan ülkemizde ürün bolluğu vatandaşın temini için bir avantajdır, o nedenle ürün bolluğunu sağlamayı sürdürmeliyiz.

Son yıllarda Covid-19 salgını nedeniyle önemli olan ve bu önemi herkesçe anlaşılan tarım ürünleri ve diğer ürünlerin gıda ürünlerindeki pahalılığa çözüm arayışları devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat devreye girmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Tarım Kredi Marketlere indirim talimatı vererek indirim yapılmasını ve ardından da diğer zincir marketlerin de katılmalarını istedi. Tarım Kredi Kooperatifleri talimatın gereğini kısa sürede yerine getirerek, bazı ürünlerde indirimi gerçekleştirdi. Kamuoyuna açıklandığı gibi aralarında temel ihtiyaç ürünlerinin de bulunduğu belirli sayıda üründe indirimi yaptı, Bu uygulama Tarım Kredi Marketlerindeki hareketliliği artırdı, bazı reyonlar birden boşaldı, hareketlilik, kasalarda kuyruklar giren çıkan müşteriden anlaşılmaktadır.

  1. Kredi Marketlerinin sayısı sınırlı, bu nedenle uygulama uygun olmakla beraber çok yaygınlaşacağını söylemek biraz zor. Esasında bu uygulamadan şu ders çıkarılmalıdır. Market sayısı nüfusa göre belirlenerek belli sayıda tutulmalıdır. Her apartmanın altı geniş diye yüksek kiralarla kiralanarak market haline getirilir, kalabalıkta hizmetin aksamaması ve kuyruk oluşmaması için 4-5 kasiyer konulunca personel sayısı da artmakta, böylece günlük sabit giderleri karşılamak için de kar marjı yükseltilmektedir. Bu durum diğer nedenlerin yanında fiyatların yükselmesinde önemli bir sebeptir. Bu nedenle zincir marketler bende olayım aynı yerde zihniyetiyle değil müşteri yoğunluk durumu dikkate alınarak açılmalıdır. Fiyatlara müdahale kalıcı çözüm olamaz, indirime gidilen ürünlerin markete maliyetinin altında satılması istenildiğinde market aynı üründen zarar edeceğinde temin etmez. Tarım Kredi buna bir süre dayanır, zarar eder, piyasayı geçici olarak reğüle eder, doğrudur. Ancak zararın sürekliliği istenilirse onların da sonunu getirir. Önemli olan kalıcı çözümler üretmek, ürünlerin üretilmesine destek verilerek sürekliliğini sağlamak olmalıdır.

Türkiye’de Tarım Kredinin bin 500 civarında marketi bulunmaktadır. Türkiye genelinde 2021 yılı sonu itibariyle zincir marketlerden ŞOK market 8 bin 145 noktada ve Migros 2 bin 598 mağazası bulunuyor. BİM ve A101 çoğu aynı sokakta olmak üzere her biri 10.000’leri geçmiş sayıdadırlar. Bazı marketlerin yurtdışında da (Fas ve Mısır) mağazaları vardır. Diğer bir zincir market CarrefourSA'nın da ülke genelinde 720 marketi bulunuyor. Diğer mahalli marketlerde mağaza sayılarınıher geçen gün artırma gayretlerini sürdürmektedirler. Ayrıca Türkiye’de 220.000 den fazla bakkal olduğu da dikkate alınırsa 500 civarında Tarım Kredi marketinin bu indirime katkısı ne kadar olabilir hesaplanmalıdır. Market ve bakkalların ürün satışı yanında sosyal sorumlulukları da dikkate alındığında uygulama nasıl sonuçlar getirecek iyi hesaplanmalıdır.

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraklerinden Tarım Kredi Pazarlama ve Marketçilik A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren ve üreticiyle tüketici arasında köprü vazifesi gören Tarım Kredi Kooperatif Marketler çiftçilerden aldığı güçle büyümektedir. Bu büyüme 4 yılda 500 civarında bir sayıya ulaşabilmiştir. Tarım Kredi Kooperatifi Devletin kuruluşu değil, Kanunla Kurulmuş Kooperatif kuruluşu olup, “Özel Hukuk Tüzel Kişisi” statüsündedir. Bu kuruluşunda mali hesaplar yapması ve ayakta kalabilmesi gerektiğinden sürekli zararına satış yapmamalı ve yapamaz da. Ancak özel bir destek mekanizması geliştirilir ise belki o zaman süreklilik arz edebilir.

Önemli olan vatandaşın gıdadaki yükünü hafifletmek düşüncesi öne çıktığına göre üretim ve pazara ulaşım destekleri düşünülmelidir. Marketlerin satışlarında fiyatların aşırılığını önleyecek kalıcı tedbirler alınmalı, üretim mahallinde satış ve pazarlarda satışlar desteklenerek gıda ürünlerinde fiyat artışı önlenmelidir.

Cumhurbaşkanımızı Tarım Kredi Marketlere indirim talimatı verirken bazı zincir marketlerinde talimata uygun “kendilerini ayarlasın” demek istediğini de dikkate almaları ve bu uygulamadan kalıcı ders çıkarmaları gerekmektedir. Her şeye rağmen Tarım Kredi Kooperatifi satış yerlerindeki bazı ürünlerde fiyat indirimi vatandaşa yansıması yanında piyasada bir düzenleme mekanizmasının olduğunu göstermesi ve psikolojik etkisi de olduğu söylenebilir.

Gıda ve diğer tarımsal ürünlerde fiyat ve ürün temininde istikrar için her üründe üretim; ekimden hasata kadar kontrol edilmeli, ihtiyaç duyulan girdiler ve finans desteği yerinde ve zamanında bizzat üreticiye yapılmalıdır. Kayıplar en aza indirilmelidir. Kayıp sadece üretim sonrası olarak dikkate alınmamalıdır. Kayıp ekim- dikim öncesi, yetiştirme teknikleri, hasat- harman ve hasat sonrası kayıplar olarak dikkate alınmalıdır. Ekim- dikim öncesi kayıplar hesap edilemeyen kaliteli ve sertifikalı tohumluk kullanımı gibi özelliklere bağlıdır. Araştırıcıların ortaya koyduğu ıslah çeşitleri kullanımı ne kadar yaygınlaşırsa bu kayıplar azaltılmış olur. Devletin bu dört madde de belirttiğimiz kayıpları azaltacak her bir tedbiri teşvik etmeli ve desteklemelidir.

Kaliteli, ekonomik ve yeterli üretim için üreticiye sertifikalı tohumluk, gübre, yakıt, enerji ve diğer girdi desteği sağlanmalıdır. Tarımsal kooperatifler yetiştirmede bazı ekipmanların ortak kullanımına öncülük etmeli ve yetiştirme teknikleri konusunda ortaklarını eğitmelidirler.

Bazı ürünler için ekolojik olarak uygun olan bölgeler özel desteklerle desteklenerek o ürünün üretim sürekliliği sağlanmalıdır. Üretimde kullanılan hammaddeler bilinçli kullanılmalı, depolama, değerlendirme ve dağıtımda kayıp ve israf en aza indirilmelidir.

Bunların yanında köylerin boşalmasını önleyecek, köylerde yaşamayı kolaylaştıracak elektrik, su, enerji kullanımı ve ulaşım giderleri şehirlere göre daha cazip hale getirilmeli, yapı ve inşaat giderleri düşük tutulmalı ki köyde yaşamak teşvik edilmiş olsun. Gençlerin tarımsal üretimle ilgisini artırmak için özele tarımsal ve sosyal projeler geliştirilmelidir. Eskiden köy olan mahallelerde gençlere kız bile verilmediği bir geçek haline gelmiştir. Bu sorunlar halledilmez ise; köyden- kente göçler devam edecek, şehirlerde sosyal bazı problemlerin yanında gıda üretimi de giderek azalacaktır. İşte o zaman gıda ürünlerinde fiyatlar daha da yükselir.

Her zaman ve her yerde uygun fiyatla gıdaya ulaşabilmemiz dileklerimle hoşça kalınız.