Diğer aylarda olduğu gibi ramazanda da günün büyük bir bölümünü büyükelçilikteki ofisinde çalışarak geçiren Büyükelçi Faed Mustafa, iftara yakın rezidansına geçiyor.

İftar saatine yakın büyükelçilik yerleşkesi içinde yer alan rezidansın mutfağında tatlı bir telaş başlıyor.

Çadır ve karavanlara talep arttı Çadır ve karavanlara talep arttı

Büyükelçinin eşi Kifah Um Tarık, iftar için hazırlanan Filistin'e özgü lezzetleri bizzat kendi elleriyle pişiriyor.

İftar saati yaklaşınca Büyükelçi Mustafa, sofranın kurulmasında eşine yardımcı oluyor.

Kurulan iftar sofrası, ramazanın bereketiyle Filistin mutfağının zenginliğini yansıtıyor.

"İftar sofralarımız aynı"

Büyükelçi Mustafa ve eşi Um Tarık, Türkiye ve Filistin'deki ramazan kültürüne ilişkin, AA muhabirlerine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'deki ramazanın köklü ve kendine has gelenekleri olduğunu dile getiren Mustafa, ailesiyle Ankara'daki ortama uyum sağladıklarını ifade etti.

İki ülkedeki ramazan kültürünün birbirine oldukça benzer olduğunu kaydeden Mustafa, "İftar sofralarımız aynı. Nitekim akraba ziyaretleri, aileleri bir araya getiren iftar sofraları, yardıma muhtaçların durumlarının yoklanması ve ibadet bu ayda iki ülke arasındaki ortak paydalar." dedi.

"Ramazan topu bize Osmanlıdan kalan bir miras"

Mustafa, Filistin'in 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresinde kaldığını, bunun sonucu olarak Türkiye ile Filistin'deki ramazan kültürünün benzerlikleri bulunduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

"(Ramazan topu) Bu kültür birinci derecede Osmanlı'dan bize kalan bir mirastır. Ortak yaşam ve iç içe olmaktan dolayı çok sayıda örf ve adeti miras edindik. Filistin 400 yıldan fazla Osmanlı'nın bir parçasıydı. Ortak yaşamaktan dolayı bu kültürel benzerlikleri normaldir. Topla oruç açma kültürü Filistin'de çok eski bir kültürdür. Eskiden daha çok yaygın olsa da bu uygulamayı halen de bazı bölgelerde görebiliriz. Ayrıca bu kültürün bize Osmanlı dönemindeki Türk kardeşlerimizden geçtiğini düşünüyorum."

"Burada çok mutluyum"

Ankara'ya gelmeden önce Rusya'nın başkenti Moskova'da yaşadığını belirten Mustafa, "2017’te Türkiye'ye geldim. Geldikten iki hafta sonra ramazan başladı. Burada 7. ramazanımı geçiyorum. Daha önce 17 yıl boyunca Rusya'da yaşadım. Türkiye'ye döndüğümde beni çok mutlu eden şey duyduğum ezanın sesiydi. Bundan Rusya’da 17 yıl boyunca mahrum kalmıştım. Moskova'da sadece 2 mescit vardı ve ezan okunması yasaktı. Burada çok mutluyum. Buradaki ramazan ortamı bana Filistin'deki ramazan günlerini ve ritüellerini hatırlatıyor." diye konuştu.

Ramazan ayının Türkiye'de çok güzel olduğunu söyleyen Mustafa, "Türkiye'deki ramazan atmosferi çok hoşuma gidiyor. Buradaki ramazan ortamı bana Filistin'deki ramazan günlerini ve ritüellerini hatırlatıyor." ifadelerini kullandı.

Her İslam ülkesinde olduğu gibi Filistin'de de ramazan ayında kardeşlik bağlarının güçlendiğini ifade eden Mustafa, komşuların pişirdiklerini birbirleriyle paylaştıklarını anlattı.

"Burası bizim ikinci ülkemiz"

Um Tarık da Kovid-19'dan önce rezidansta toplu iftar verdiklerini ancak salgınla her şeyin değiştiğini söyledi.

Um Tarık, ramazanda daha çok Filistin'e özgü lezzetleri tercih ettiklerini ancak Büyükelçi Mustafa'nın, Türk yemeklerini de çok sevdiğini söyledi.

Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olsalar da ailelerinden uzak olmanın kendilerini etkilediğini ifade eden Um Tarık, "Aileden ve sevdiklerinden uzak olmak çok zor. Türkiye'de vatanımızdaymış gibi hissediyoruz. Burası bizim ikinci ülkemiz. Burada kendimizi çok rahat hissediyoruz. Türkleri ilk gördüğümüzden beri çok sevdik." diye konuştu.

Editör: TE Bilişim