Bir insanın en verimli olduğu çağıdır gençlik dönemi! Aktif, hareketli ve dinamik bir hayat onların dünyasının vazgeçilmezidir. Bir milletin gençliği ne kadar sağlam ve güvende ise yarınlarımız da o kadar güçlü ve güvendedir. Geleceğimizi görebilmek için uzağa gitmeye gerek yoktur. Bizler kendimizden sonra dünyayı emanet edeceğimiz insanları kendi ellerimizle yetiştiriyoruz. Onlara gençlik döneminde iman ve ahlak aşısı yapılmadığı sürece ihtiyarlık dönemlerindeki dönüşümleri kendi dünyalarında bir devrim niteliği taşımayacaktır. Bir insanın kişiliği ve karakteri gençliğinde beslendiği kaynaklarla şekillenir. Bugün gençlerimizin yegâne tesellileri dijital hayat ve orada buldukları nefsani arzu ve eğlenceler ise ülkemiz adına üzüntü verici bir durum demektir.
Şeytanın peşlerini bırakmadığı birinci öncelikli grup gençlerdir. Çünkü onlar savunmasızdır ve tecrübesizdir. Onun için Peygamberimiz Kıyamet günü Allah'ın arşının gölgesinde gölgelenecek sınıflardan birisi de Rabbine ibadet ederek yetişen gençler (Buhari, Ezan 36)buyurmuştur. Gençlik döneminde onu ibadetten alıkoyacak çok engel vardır. Çarşı-Pazar, eğlence dünyası, sanal hayat ona hitap ediyor ve onu çağırıyor. Tüketim çılgınlığı ve çağdaşlık adına hoyratça gençliği tüketmeye çağıran televizyon reklamları! Adeta hayatı doyasıya yaşa, eğlenebildiğin kadar eğlen, parayı nereden bulursan bul, zengin ol ki bu imkânlara kavuşan düşüncesini telkin eden kapitalist sistemin çarkları, gençlerimizi bir bir öğütmektedir. Onları düşünmeye, fikir yürütmeye, yeni keşifler ortaya koymaya sevk etmeyen, hayatın anlamını, nereden gelip nereye gideceğini anlatmayan, öldükten sonra yapılan her şeyin hesabının görüleceğini telkin etmeyen bu hızlı yaşantı gençlerin iyiliğine değil onların zararınadır.
Aslında dini ve dini düşüncenin anlatılmadığı bir sistemle kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Sahipsiz kalan gençlik en basitinden sigara ile sözde kendini ispat edip, özgürlüğüne kavuştuğunu, aile ve toplumun baskısından kurtulduğunu zannederek uyuşturucuya, iffetsizliğe ve sınır tanımayan ahlaksızlıklara adım atmış olur. Gençlerin her istediğini yapmaları özgürlük değildir. Aslında özgürlük diyerek yaptığı iffetsizlikler, Allah'ın fıtratlarına yerleştirdiği haramlara karşı onu koruyan manevi bariyerlerin kaldırılması demektir. Çünkü Her doğan çocuk İslam fıtratına göre doğar. (Buhârî, cenâiz 92) Bugün tertemiz gençler günah ve haramlarla tanışıyorsa, iyi ve iyiliğin tarafında olan insanların görevlerini yapmamasından dolayıdır. Gençler topluma karıştıktan sonra toplumun vitrini olan çarşı pazarda gördükleri ve ekrana yansıyanlar ile hayatı tanımaya çalışırlar. Aslında işledikleri bir çirkin iş onların yüzünü kızartır ve onun yanlış bir iş olduğunu bilirler. Ama toplumda bu işler kanıksanmış ve çirkin kabul edilmiyor ve özendiriliyorlarsa artık tertemiz fıtrat için ibadet ve ahlaki bir koruma yoksa tertemiz fıtrat yavaş yavaş bozulmaya yüz tutuyor.
Televizyon dizileri, moda programları ve sözde kızlı erkekli insanların orman gibi bir yere gidip günlük yaptıkları çılgınlıklar ile bir merkezden toplumda yaşayan insanlara ayar veriliyor. Bunlar gençleri yönlendirme ve yönetmede büyük enstrümanlardır. Çünkü çağdaşlık budur. Sen bunun gerisinde kalırsan adın gericiye çıkar anlayışı var. Bugün karşı cinsten arkadaş bulamadığı için bunalıma giren birçok liseli çocuklarımız var. Neden bunlar. Çünkü sabah akşam izledikleri hayat bunlara onu öğretiyor. Artık çocuklarımızın gündeminde modellerin giysileri ve hayat tarzları var, sanat adına yapılan çirkeflikler var. Dedeleri Fatih, Ataları Yavuz güya utanılacak kimseler!
2015 yılı verilerine göre Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı Yaz Kuran Kur'an Kurslarına 10-14 yaş aralığında 6.252.269 çocuktan 1.528.695 kişi katılmıştır. Yani Diyanet çocukların yüzde 24'üne din hizmeti verebilmiştir. Geri kalanların bir kısmı da özel cemaatlerin kursuna gitmiş olsa bile yine çok büyük bir çoğunluk çocuk yaşta verilecek abdest, namaz, oruç gibi ilmihal bilgilerinden bile mahrum yetişmektedir.
Bugün bizim gençlerimiz sahip oldukları İslam Medeniyetinden bile habersizdirler. Onlar Batının ahlaksızlığı ile kavrulan, başkasını düşünmeyen, adaletin bulunmadığı, iffetin yer almadığı ve gençlik için her şeyin mubah olduğu apayrı bir dünyada yaşıyorlar. Bizler kendi değerlerimiz ile İslam inancı ve kültürünü yeni nesillerimize anlatmakla mükellefiz. Bizler bir delikanlı için imanın ve ahlakın en büyük servet olduğu bilmeli ve gençlerin yetişmesi ve onların geleceğini kaygı edinen insanlar olmalıyız. Rabbim bizlere Hz. Muhammed Mustafa'nın etrafında toplanan iman davasını omuzlayan gençler nasip etsin.