Bizler yenilikleri icat eden milletin evlatları olarak esprilerde gerçekleri anlatırız. Çok uzun cümleler yerine gülünç fakat anlamlı kısa cümlelerle anlatırız. Nasrettin hocamızla, kendimize özgü fıkralarımızla da, kendi huylarımızı ortaya koyarız.

Son günlerin revaçta olan, izlenme rekorlarına ulaşan video kaydını eğitim ve öğretimde kullanıldığını gazetelerden okuduk.

Kendi aramızda güncel konuşmalarımızda da olayı hatırlatır şekilde kullanmaktayız. Saatlerce nasihat etmenize gerek yok. “Oğlum bak git “  konuşmasında ve sonunda yaşananlara bakınca düşünmeden edemiyoruz.

Oğlum bak git konuşmasını izlemeyen çocuk yok gibi geliyor. Sonunda ki mesajı da algılıyorlar.

Haberlerini okumuştum, hatta fakültede sınav sorusu olarak sorulduğunu da öğrenmiştim fakat olayın içeriğini izlememiştim. İzlemeden dedim ki çocuklar bu konuda ne diyecekler diye sorunca anladım ki, çocukların hepsi de ağız birliği etmişçesine aynı diğerleri gibi anlattılar.

Mesleğiyle uğraşan, mesleğini ifa etmeyen çalışan kişiye diklenen gencin başına gelenleri anlatıyor. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de örf adet ve hayat tarzımızın dışında yaklaşalım sergileyen genci örnek vermektedir.

Evlerde yaşanan bazı olumsuzlukların aleni yaşanması da diyebiliriz.

Gençlerimiz kendinden büyük olanlara saygısızlık olarak değerlendirilen davranış ve tutumdan uzak durmalıdır. Meslek olarak hangi meslek olursa olsun insan mesleğinin hakkını veriyorsa o mesleği icra eden insanın eli öpülmelidir.

Çöp toplamakla meşgul olan büyüğüne asilik yapan, kafa tutan gencin ve de bir şey yapamaz dediği insanın neler yapabileceğini görüyoruz.

 Haddini bilmeli dercesine genci kovuyor.

Hakikaten sabırlı milletiz. Belaya bulaşmak istemiyoruz. İşini yapmaya çalışanlara saygı göstermeliyiz.

İnsan zor konuşabilir, bedenen özrü olabilir önemli olan işini yapmasıdır.

Yalnız burada benim dikkatimi çeken ayrıntı var. Gencin diklenmesini kimse doğru yaptı demiyor. Çöpçünün yaptığı ikazlara aldırmayıp da üstüne giden gencin gördüğü muameleye kimseler ses çıkarmıyor.

Çöpçü genci sopaladı da diyen duymadım. Şiddete evet demiyoruz. Ziya Paşanın sözleri aklıma geldi.

Genci kovması ve sonrasında ki durumla ilgili olumsuzluk duymadım.

Sabrında sınırı olduğunu anlatıyor. Büyüklerin ne kadar müsamahakâr olduğunu görüyoruz. Gençlerimiz maalesef öğretim yaşlarında derslere önem vermedikleri gibi davranış hususunda da gencim diyerek kendini her konuda haklı zannediyor. Yanlış düşünce de onları isyana götürüyor.

Gençler doğruyu yanlış, yanlışı doğru kabul ediyor. Dolayısıyla aile içinde ki ana babayla, evlatlar arasında ki gerginliklerin sebeplerinden biri budur.

Aile büyükleri gençlerin üzerlerine düştükçe öğretimi de eğitimi de zor oluyor. İkaz ettiğinizde gençlerden kimileri ne yapabilirsin diyenler oluyormuş.

Evlat sevgisinden dolayı özellikle anneler bağışlayabiliyor.

Oğluna arabayı izinsiz kullanmamasını defalarca söyleyen emniyet mensubunun oğlu kaza yapar. Yaşanan olaydır.

Babası arabanın halini görür, oğlunu görür ve kameraların karşısında “oğlum ben sana kaç defa dedim  “ der ve sonra kimse babanın oğluna yaptığına itiraz etmez. Nasihat zamanı geçmiştir.

İnsan evladının kötü olmasını, eksik olmasını, acı duymasını istemez. Bilinen gerçektir her gün usanmadan çocuklarımıza  dediğimiz genelde ”oğlum bir kitap okurken göreyimdir”  fakat gençlerde nedendir bilinmez kitapları okumazlar.

Ödev yok derler, dersler basit derler, sınav sonucu açıklanınca da “ aslında yapmıştım ama “ diye devam eden mazeretleri sıralar. Gençlerimiz büyüklerinin dediklerinin doğruluk payının olduğunu kabul etseler,  başlarına çöpçünün yaptığı gelmeyecek fakat illa ki diyorlar ki ders çalışmasam ne yaparsınız der gibi duruyorlar.

İllaki çöpçünün sabrı kadar sabırlı mı olalım?