Geçirdiği sakatlığın ardından teknik direktörlüğe adım atan Konya’nın genç hocası Mehmet Barış Alkış, futbolculuk kariyerinden saha kenarındaki liderliğe uzanan serüvenini ve gelecek hedeflerini Konya Yenigün’e anlattı: “Her şey çalışmak ve karakterle başlar. Amacım, Avrupa’da ülkemizi temsil eden teknik adamlardan biri olmak.” dedi.
Futbolculuktan teknik direktörlüğe geçiş süreciniz nasıl şekillendi? Bu kararın ardındaki en büyük motivasyon neydi?
Futbolculuktan teknik direktörlüğe geçiş sürecim yaşadığım bir sakatlık sonucu şekillendi. O sakatlık sürecinde mental açıdan biraz çökmüş durumdaydım aklımda hiç teknik adamlık yoktu aslında ama eski bir hocamın yanına çağırması sonucu başladım ve bu işi yapabileceğimi keşfettim.
Genç bir teknik adam olarak, oyuncularla yaşça yakın olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaşça yakın olmanın avantajları her konuda oyuncularımı anlayabiliyorum neler hissettiklerini nasıl bir psikoloji içinde olduklarını ki teknik adamlıkta en önemli nokta bu bence zaten onlara nasıl davranacağımı biliyorum. Dezavantajlarına gelecek olursa ben şu ana kadar yaşamadım tabiki ama eğer aradaki çizgi ve sınırlar aşılırsa bu büyük problemlere yol açabilir. Çalıştığım bütün oyuncular yaş konusuna takılmaksızın işimizi iyi yaptığımız için hep saygı duydular. Bu yüzden bu çizgiyi korumakta büyük bir özveri gerektiriyor bir teknik adam için.
Saha içindeki oyun felsefenizi nasıl tanımlarsınız? Hücumu önceleyen bir anlayış mı, yoksa dengeyi mi ön planda tutuyorsunuz?
Saha içindeki oyun felsefemiz hücuma yönelik bir oyun anlayışını kapsıyor genelde ama bulunduğumuz takım kadrosu ve rakip takımlara göre de şekillenebilen bir durum bu benim en çok tercih ettiğim kanat varyasyonları ile hücumu kaliteli hale getirmek. Hızlı bek oyuncuları ile 3 lü sistemleri seviyorum.
Futbolda gelişen teknoloji ve analiz sistemlerinin, sizin teknik direktörlük tarzınıza etkisi nedir?
Tabi ki günceli takip etmek zorundayız çünkü futbol sürekli gelişmekte olan bir oyun ve bir teknik adam kendini teknoloji anlamında geliştirmezse kesinlikle yol kat edemez. O yüzden teknoloji ile entegreli hareket etmek her zaman bizi öne taşıyor.
Genç oyuncularla çalışırken hangi özellikleri öncelikli olarak değerlendirirsiniz? Yetenek mi, karakter mi?
En önemli olay karakter tabi ki çünkü bu durum takımın kimyasını belirliyor. Karakteri düzgün olmayan oyuncular ne kadar yetenekli olursa olsun köreliyorlar. Çünkü takım içindeki uyum bireysel yetenekten daha ön planda ne de olsa takım oyunu oynuyoruz.
Bir maç öncesi soyunma odasında oyuncularınıza verdiğiniz en önemli mesaj ne oluyor?
Bu konuda en önemli mesaj çıktığımız her maçta kazanmak için savaşmak ve asla rakip kim olursa olsun çekinmemek çünkü mental olarak buna kendini hazırlamayan bir takım yenilmeye mahkumdur
Bugüne kadar sizi en çok etkileyen teknik direktör kim oldu? Kendi stilinizde bu isimden izler görülebilir mi?
Oyun açısından kesinlikle Francesco Farioli ama soyunma odası ve mental açıdan bakacak olursak Fatih Terim diyebilirim. Biraz asabileşebiliyorum çünkü kenarda bu da Fatih Terime benzetilmeme yol açıyor.
Türkiye’de altyapıdan gelen genç teknik direktörlerin önünü açmak için sizce neler yapılmalı?
Federasyon nasıl genç oyunculara önem vererek yeni kurallar getiriyorsa teknik direktör yetiştirmek için de belirli kurallar getirilebilir. Kendini geliştirmek isteyen gençler için bu çok önemli bir nokta fırsat vermeden genç bir teknik adamın neler yapabileceğini keşfetmek mümkün değil.
İleride sizi Süper Lig veya Avrupa’da bir takımın başında görebilecek miyiz? Bu hedef sizin için ne kadar gerçekçi?
Öncelikli hedefim merdiven basamaklarını yavaş yavaş tırmanmak tabi ki süper lig ve Avrupa da takım çalıştırmak istiyorum. Ülkemizin genç teknik direktörlere de ihtiyacı var en iyi şekilde temsil etmek için bu konuda şehrimizde bulunan 1922 Konyaspor Kulübümüz veya Bal ligi takımlarımız pilot takım olarak teknik adamların yetişmesi için kullanılabilir.
Son olarak, futbolseverlere ve sizi takip eden genç antrenör adaylarına ne mesaj vermek istersiniz?
Futbol bizler için bir tutku asla tutkunuzdan vazgeçmeyin benim gibi meslektaşlarım daha çok çalışıp ülkemizi Avrupa’da en iyi şekilde temsil etmek için yılmadan çalışmamız ve kendimizi geliştirmeye devam etmemiz lazım.
