Toplumsal olarak büyüme ve gelişme kavramlarını çoğu zaman karıştırırız.

Büyümeyi, gelişme de zannederiz.

Onun için, bireysel, toplumsal, çevresel bakış açılarımız hep büyümeye göredir.

Gelişmeyi ihtiyacımız olduğunu biliriz de büyümeyi öncelikleriz.

Evladımız kocaman oldu der ama onun gelişmiş bir birey olduğunu ıskalarız.

İnsanları zengin olarak niteleriz de onun ne kadar gelişmiş bir insan olduğunu çok da önemsemeyiz.

Kocaman fabrikaları gelişmişlik olarak niteleyebiliriz ama onun çevresel etki konumunu sorgulamayız.

Devletin şaşasını gelişmişlik kabul ederiz ama adalet ve refah eksikliğini çok da önemsemeyiz.

Muhalefet kısmı önemser gibi yapar kızar o da kendi iktidarı geldiğinde önemsemez.

Sosyal ilişkilerimizde iletişimin yoğunluğuna bakar kalitesine bakmayız.

İlişkinin çoğunluğuna bakar niteliğini sorgulamayız.

Çok arkadaşım var, çok dostum var deriz de, gerçekliğini hep dara düştüğümüz zamana bırakırız.

Onun için sosyal medyadaki takipçi sayımız, tıklanma ve beğenilme sayımızı gerçek zannederiz.

Yani;

Gelişme büyümeyi de kapsar ama büyümeden farklıdır.

Büyüme nicelik, gelişme niteliktir.

Büyüme sahip olduğumuz rakamsal değerlerle sınırlı iken gelişme sosyal, psikolojik, davranışsal, çevresel etkileri de içeren niteliklerin artışını da içerir.

Nicelik; daha çok sahip olmayı ifade ederken, gelişme; daha çok sahip olduklarını kullanma şeklini de gösterir.

Büyüme söz verir, nitelik söz yerine getirir.

Büyüme çoğaltır gelişme katma değer üretir.

Büyüme insanda bedensel büyüklüktür mesela, gelişme sağlıklı bir bedene ve ruha sahip olmaktır.

Büyüme bilgi sahibi olmaktır, gelişme onu hayata geçirmektir.

Büyüme sadece ben olayım derken;

Gelişme öğrenme, öğretme, yetiştirme, paylaşma, dayanışma, çevresel kalkınma, keşfetme, daha iyisini yapmadır.

Büyüme bu dünyada rahat yaşama ise, gelişme geleceğe nam bırakma, eser bırakmadır. Gelişmiş toplumların ölmeyecek bakiyeleri vardır.

Başkalarının hayatına dokunma, başkalarının hayatında yeniden doğma vardır.

Büyüme o an nasıl göründüğünü ifade ederken, gelişme çevreye, geleceğe, başka hayatlara dokunuş olumlu mesajlar bırakma vardır.

Büyüme bir makama gelmedir. Gelişme o makamı doldurma, o makamı işlevsel hale getirmedir. O makama daha çok insanın gelmesini sağlamadır.

Sadece büyüme saikı ile hareket eden insan sadece kendi yaşamını düşünür. Büyürken çevresini ezer. Kırar döker. Hatta gelmek istediği yere geldiğinde sadece bir makamı vardır. Kişiliğini o makama gelinceye kadar harcamıştır.

Büyüme bir yere sahip olmak için kişiliğini yok sayarak, yalakalık yaparak insanları rencide ederek bir yere gelmek ise, gelişme birlikten güç üretmektir. Birlikte çözmek, daha kaliteliyi talep etmektir.

Büyüme bir işe sahip olma ve onu koruma ise; gelişme o işte üretme, farklılık meydana getirme çözme, dayanışma, ekip ruhu olma, iradeleri birleştirmedir.

Bir iş adamı ile konuşuyordum. Arabalarım var. Fabrikam var. Arazilerim var. Evlerim var. Malvarlığım herkese yeter de arta bile diyordu. O iş insanı belki de o ana gelinceye kadar gerçekten büyürken gelişti de ama o düşünceye sahip olmaya başladıktan sonra büyümeyi yeterli görmeyi gelişme zannetmeye başladı. Düşünün devlet gelişmek istiyor ve iş adamları hep böyle düşünüyor bu devlet gelişir mi?

Devlet istediği teşviki versin, istediği krediyi imkânı sağlasın o iş adamı sadece tapusunu arttıracak, arabasını değiştirecek, daha çok gezecek. Gelişme kültürü tesis edilemezse, gelişmenin manası inşa edilemeze o devlet gelişmez.

Şirketler koca koca binalar, geniş kapalı alanlar, şaşalı ofislerle üstüne üstlük gösterişli reklamlarla geliştiklerini anlatırken aslında sadece niceliklerini gösterirler.

Gelişme; o şirketin ürünlerinin ulusal ve uluslararası kabul görmesi, güvenilir marklarının olması, tutarlı yatırımları, çevresel katkıları, sosyal sorumluluklarının toplumda karşılık bulması iledir.

Mesela milletini küresel düzeyde temsil edebilecek üretim seviyesine ulaşmak ya da bu seviyeyi hedefe koymak o şirketin gelişme yolunda olduğunu gösterir.

Çalışacak kişilerin o şirketi kariyer için uygun görmesi ve çalışma başvurularının sürekli artışta olması.

İnsanların şirkette kendisinin gelişebileceğine inanması.

Güvenilirlik konusunda toplumsal duyarlılığın gelişmiş olması.

Saygın projelerde onun isminin geçmesi,

Çevresel duyarlılık ve sürdürülebilir yaşam konusundaki girişimlere sahip olması.

Lokomotif özelliğe sahip olması, takip edilmesi.

Yenilikçi ve inovasyon girişimlerinde öncü olması.

Kısacası insanların, toplumun o şirkette kendisinin daha çok temsil edileceğine inanması, o şirketin büyümesinin de toplum tarafından sahiplenerek geliştiğinin kabul edilmesi demek.

Gelişme bireyden devlete;

Sadece parasal büyüklük, sadece sahip olmak, gelişme özelliği değildir, zenginlik değildir.

Ekonomik büyüklüklerin, edebe, ahlaka, adalete, refaha, dayanışmaya, paylaşıma, kültüre bürünmesi demektir.