Yavaş yavaş bahara doğru sürükleniyoruz. Biz şehir ahalisi, baharın gelişini pek göremiyoruz. Dolayısıyla, gidişini de.
Her geçen gün azalan, hayatımızdan çıkan güzellikler var. Kıymet, genellikle, kaybettikten sonra bilinen bir şeydir. Mesela saka topluluğu. Uzun bir süredir görmez oldum. Şehirde doğup büyüyen yeni nesillerin tabiatla ilişkisi, irtibatı oldukça sınırlı. Artık çayırlar ve yamaçlar yok, yeşil alanlar var. Parklara, yol kenarlarına dikilen / dizilen uslu ağaçlar, çiçeklendirmeler var.
Sıtma ağacını görünce 'aaa söğüt' diyenlerin sayısı eminim çoktur. Bu ilgisizliğin ve bilgisizliğin sonu nereye varır, varıyor? Basit bir örnek verelim: Nobel ödüllü, usta romancımız Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı kitabından bir sahneden alıntı yapacak olursak; Hepimiz avludaydık ve kuyunun yarı dolu kovasından dikkatle su içen bir serçenin tıkırtısı hariç, hiçbir ses duyulmuyordu. Küçük başının kısacık tüyleri ocağın ışığında parlayan bu kuş da bir anda karanlıkta kaybolunca, gecenin içine karışmış gözüken boş evimizde!." Oysa serçeler karanlıkta uçamazlar.
Bunu, bir yanlışı ortaya çıkarmak için yazmıyoruz. Durum tesbiti diyelim.
***
Ahmet Muhip Dıranas, geldim işte mevsim gibi kapına" diyor. Sonrası Bahar Şarkısı. Bahar, zorluğun ardından gelen ferahlık demektir. Zahmet ile rahmet, aynı ailenin evlatlarıdır. Bahar, muhakkak, her güçlükle beraber bir kolaylık vardır" âyet-i kerimesinin yansımalarından biridir. İnşirah neydi? Ferahlamak, huzur bulmak, sevinmek. Çiçeğe durmuş bir ağaç gördüğümüzde içimiz dalgalanır. Gönlümüzün iklimi değişir. Merhamet ve şefkat bizi yanına çağırır. Baharla birlikte iyilik, incelik gelir. Kuşların yükselen sesi. Suların berrak coşkusu. 'Dağların yeşile boyanması.' Ağaçların türlü donlar giymesi. Çiçeklerin kendini göstermesi. Nasıldı o şarkı? 'Baharda kuşlar gibi!' Bahar deyince aklıma ilk gelen, şairi bilinmeyen (lâedrî) şu dizedir: Gördüm güzelliğin bildirip gider. İşte bu güzellikten mahrum kalmamak için, baharı karşılamaya gidiyoruz. Dağlık yerlere. Şenlenen köyler, bir kışı daha çıkarmanın sevincini yaşayan ihtiyarlar, müjdeye dönüşen kuzular ve oğlaklar. Güneşle dostluk tazeleyenler. Çalışkan toprak. Zemheri bitmiş, evvelbahar gelmiştir.
***
Bahar, bir yanıyla da dokunaklıdır. Gençlik çağını simgeler. Hayatının baharında vefat edenlere daha bir üzülürüz. Daima ömrümüzün baharını ararız, anarız. Bahar, sabahtır, tekrar başlamanın adıdır. Biliriz ki, Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır. Son zamanlarda, kötü niyetli bazı kişiler ve gruplar, baharı tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. Milleti baharla korkutmaya çalışıyorlar. Bereketi felaketle, iyiliği kötülükle karşılamak istiyorlar. 'Bahar gelsin, görürsünüz.' Hadi bakalım.