Tarım insanoğlunun yaratılışından bu güne kadar bir meslek olarak yapılagelmiştir. Tarım, insanların doyumu ve diğer birçok ihtiyaçların karşılanması yanında sanayiyi hammadde, finans ve iş gücü olarak desteklemiş ve büyümesini sağlamıştır. Ülkemizde tarım, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte, geleneksel üretimden teknolojik üretime geçerken ekonominin önemli bir parçası olarak yer almıştır. Gayri safi hasılada ve iş gücü oranında tarımın payı azalma göstermesine rağmen gelişmesini sürdürmektedir. Tarım sanayi sektörünün gelişmesiyle farklılaşmış, gelişmiş ve sanayi ürünleri de her geçen yıl tarımda kullanılır hale gelmiştir.
Teknolojinin gelişmesi ve tarımda kullanılması ile bitkisel üretim çeşitlenirken birim alandan alınan verim de artmıştır. Aynı gelişme hayvancılıkta da görülmektedir. Bu artışlara rağmen Avrupa Birliği ve diğer bazı gelişmiş ülkelere göre tarımda ki gelişmemiz yeterli görülmemektedir. Bu gün gelinen noktada veriler, tarım sektörünün ve birim alan verimliliği ve kişi başına düşen gelir bakımından AB ülkelerine ve ülke içi diğer sektörlerin gerisindedir. Bu durum ve işletme başına düşen arazi büyüklüğünün az olması ihracatta tarım sektörümüzün rekabet gücünün zayıf olduğunu da göstermektedir. Tarımda ki büyüme diğer sektörlere göre geride kalmıştır.
Teknoloji oldukça hızlı gelişme göstermekte ve bunun yansıması tarım sektöründe de görülmektedir. Yeni nesil teknolojiler, tarım alanında çiftçilerin işini kolaylaştırmakta ve bu yenilikler tarımda değişimleri de beraberinde getirmektedir. Tarımda teknoloji kullanımı, hem tarımda verimliliğin daha da artmasını, hem de üreticinin iş gücünün azalmasını sağlamaktadır.
Dünya genelinde tarımdaki nüfusun azalmasına rağmen diğer sektörlerde çalışanların oranının giderek artması ve genelde toplam nüfusun artması tarımsal üretimde artışı zorunlu hale getirmektedir. Dünyada daha fazla tarımda kullanılacak ekilecek veya dikilecek arazi olmadığı gibi her yıl tarım arazileri de diğer kullanımlara açıldığından giderek azalmaktadır. Bu nedenle tarım ürünlerinde ihtiyacın karşılanması için birim alandan daha yüksek verim almak gerekmektedir. Her yıl artmakta olan gıda ihtiyacının karşılanması için tarımsal üretimde teknoloji kullanımına ve bu teknolojinin olumlu getirilerine ihtiyaç vardır.
Tarım ürünlerine talep artmasına karşılık tarım ürünleri fiyatlarında ki artış sanayi ürünleri kadar hızlı olmamaktadır. Bu nedenle tarım sektörü bu yeni teknolojileri pahalı olduğundan temin edememekte ve dolayısıyla yeterince kullanamamaktadır. Bu nedenle üreticilere yeni teknolojilerin temininde ve kullanımında aile işletmelerine özel destekler verilmelidir.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de modern tarım uygulamalarının yaygın kullanımı için; teknolojinin tarımda kullanımı yanında yetiştirme teknolojilerinin de yerinde, zamanında, bilinçli ve doğru kullanılması ve uygulanması gerekmektedir.
Günümüzde birçok üründe olduğu gibi akıllı araçlar, akıllı evler ve akıllı aletler üretilmektedir. Tarımı da akıllı yapmamız gerekmektedir. Akıllı tarım her şeyden önce tarımsal alanda verimlilik artışını esas alan ve mevcut kaynakların daha etkin, ekonomik, çevreci, doğayı tahrip etmeyecek şekilde kullanılmasını ve yönetilmesini amaçlayan tekniklerin bütününe akıllı tarım denilmektedir. Bu tanımdan anlaşılacağı gibi, akıllı tarım da yalnızca ürün verimliliğini ve kalitesini artırmak yeterli görülmemektedir.
Modern tarım teknolojileri kullanımı önemli bir finansal yatırımı da gerektirmektedir. Ülkemizde tarım sektörü buna hazır mı tartışılmalıdır. Ekonomiye birçok alanda katkı sağlayan tarım sektörü kendi içinde finans yetersizliği yaşamaktadır. Özellikle küçük işletmelere bu teknolojilerin kullanımında kolaylık sağlanmaz ise hep geride kalacağı ve giderek de yok olacakları dikkate alınmalıdır. Gelecekte arazi varlığı büyük ve ekipman varlığı zengin ve güçlü olan işletmelerin olacağı varsayılmaktadır.
Akıllı tarım uygulamalarında maddi güç yanında, bilgi, bilginin çevre ve üretimde kullanımı da öne çıkmaktadır. Akıllı tarım teknolojileri, tarımsal üretimde çevreye verilecek zararı minimize ederek mevcut tarım alanlarının korunmasını da sağlayacağından üretimde gübreleme ve ilaçlama esnasında kullanılan kimyasalların ve diğer girdilerin miktarını olabildiğince azaltmaktadır. Akıllı tarım uygulamaları içerisinde kullanılan yeni teknolojilerde akıllı uyarı sistemleri ve sensörlerin yardımı ile üretici yetiştiricilik konusunda desteklenmelidir. İyi programlanış akıllı tarım uygulamaları özellikle tecrübesi az genç çiftçilere ve küçük ölçekli aile işletmeleri yeni teknolojileri şayet temin edilebilirler ise işletmenin büyüyebilmesini sağlayacağı düşünülmektedir. Bilinçli kullanımda sahada görev yapan özel sektör kazancı daha fazla öne çıkarmaz ise bu hususta faydalılık derecesi yüksek olacaktır.
Artan nüfus ve gıda talebinin karşılanması için var olan tarım arazilerinden en yüksek verimin elde edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle tarımsal üretimde teknolojiye ve teknolojinin olumlu getirilerine daima ihtiyaç vardır. Özellikle akıllı tarım teknolojilerinden yararlanmak, üretimde sınırlı alanları ve küçük işletmeleri de sahneye çıkarma konusunda büyük önem taşımasına rağmen giderek küçük işletmelerin azalacağı beklenmektedir. Kırsal kesimdeki iş gücünün ve özellikle gençlerin tarıma ilgisini canlandıran dijital tarım teknolojileri, yöresel tarımın yeniden canlanabilmesini destekleyici etkiler yaratacağı düşünülmektedir. Yaşlanmış tarım nüfusu ile yeni teknolojilerin kullanımının da mümkün olmayacağı göz ardı edilmemelidir.
Ülkelere göre değişmekle birlikte nüfusun önemli bir kısmını istihdam eden tarım sektörü verimli arazilerini halen çok yerde kaybetmektedir. Ülkemizde de yerleşim ve sanayide kullanılan alanlar gibi güneş enerjisi panellerinin kurulduğu alanlar her ne kadar marijinal alanlar denilse de çoğunluğu tarım arazisidir. İnsanoğlunun ekolojik dengeyi bozmakta olduğu son yıllarda görülmekte olan tabii afetlerle bariz olarak görülmektedir.
Ülkenin gıda ihtiyacının karşılanmasını sağlayan tarımın diğer sektörlere hammadde ve sermaye sağlaması, ihracata ürün vermesi, biyolojik çeşitlilik ile ekolojik dengeye katkıda bulunması önemli ve vazgeçilmezdir. Bu nedenle tarım sektörü vazgeçilmez bir sektör olarak önemini korumakta iken yeni teknoloji kullanımında da özel destek beklemektedir.
Teknoloji kullanımı tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de bazı yapıcı değişikliklere neden olmaktadır. Gelecekte tarım nasıl olacak sorusunun cevabı teknoloji ve dijital dönüşüm ile şekilleneceği söylenebilir. Üretimde kullanılan tohumluktan, depolama, yönetim, ürüne dönüşüm ve ürün takibe kadar uzanan kapsamlı çözümler yeni teknolojilerle yapılacaktır. Üretimde kullanılan drone’lar, tarım makinalarında ve çiftlik hayvanları için kullanılan tasmalar, sensörler gibi algılayıcı teknolojik ürünler gittikçe yaygın olarak sektörde daha çok kullanılacaktır.
Bu günlerde sıklıkla görmekte olduğumuz savaşlarda, savunma sanayisinde kolaylık sağlayan drone’lar tarımda da kullanılarak çiftçilerin yardımcısı olacaktır. Üretim alanlarını ürün yetişme dönemi boyunca havadan tarayarak uzaktan algılama yapan drone’lar sulama, ilaçlama ve haşere kontrolü için kullanılarak tarımsal faaliyetlerin daha etkin ve kısa zamanda yapılabilmesini sağlayacaktır.
Günümüzde çocukların oyuncağı gibi görülen bu dijital aletlerle havanın, toprağın ve bitkinin gelişme durumuna göre nem, su ve sıcaklık gibi özelliklerini ölçülebilmekte ve bu değerlere göre bitkinin ihtiyacı olan isteği zamanında ve yeterince karşılanabilmektedir.
Akıllı tarımda otomasyon kullanımı ile gelecekte görülebilecek tabiat olaylarına yönelik erken ikaz ve uyarı sistemleriyle gerekli tedbirler alınabilmektedir. Sulama kuyusu, pompa, sera ve depo otomasyon sistemleri gibi birçok zirai otomasyonlar üretim kalitesinde ve verimlilikte etkili olduğundan bunların tarımda kullanılmasıyla verimlilik, ürün kalitesi artmakta ve üretim maliyetleri düşürülmektedir.
Tarımda kullanılan dijital işaretler ve barkod sisteiyle ürünün menşei ile bilgiler tarım ürünleri kullanımında ürüne olan güveni artıracaktır.
Sanayi ve hizmet sektöründe kullanılmakta olan robot, insansız araçlar, yapay zekâ ve benzerlerinin kullanımı tarımda da yaygın kullanılarak iş gücü tasarrufu sağlanacaktır. Doğal kaynakları koruyan sistemler, hassas tarım teknikleri, sürdürülebilir analiz ve veri toplama gelecekteki tarım modelini şekillendiren etkenler hepsi birlikte dikkate alınarak daha bilinçli tarım yapılmasını sağlayacaktır.
Tüm bu öngörülen ve kullanımı istenilen tekniklerdeki asıl amaç teknoloji ve mekanikleşme sürecinde tarım yönetimini kolaylaştırmak, birim alandan verimliliği artırmak, arazi ve girdileri daha iyi değerlendirmek, israfı önlemek, üretkenliği ve ürün çeşitliğini arttırmaktır. Bunları yaparken çevreye ve biyoçeşitliliğe zarar vermemek esas amaç olmalıdır.
Küresel ısınma, İklim değişiklikleri ve doğal kaynakların hızla tükenmesi gibi problemlerle mücadelede tarım sürdürülebilir olmalıdır. Aksi halde tarımda problem yumağı çığ gibi büyüme gösterme eğiliminde olacak ve toplumun tamamı zarar görecektir.
Modern tarım teknolojilerinin temini ve kullanımı hususunda gerekli tedbirler alındıkça (mevzuat, temin, destek, uygulama ve denetim) yaygın kullanıma ulaşılacaktır. Üreticiler modern tarım teknolojilerinden yararlanarak, tarım arazilerini en iyi şekilde koruyacak ve birim alandan alınan verimliliği ve kaliteyi artıracaklardır.
Artan nüfusun gıda güvenliğinin sağlanması, tarımda gelecek için doğru hamlelerin yapılması ile doğrudan ilişkili olduğundan tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de modern tarım uygulamaları geliştirilerek yeni teknolojilerin tarımda doğru kullanımını hızlıca yaygınlaştırmak gerekmektedir. Bu hususta yeni teknolojileri üreten sanayicilere, kullanan üreticilerimize, aracı şirketlere ve idarecilerimize önemli görevler düşmektedir.