İnovasyon ile yenilik kavramları genelde birbiri yerine kullanılır. Burada görmezden gelinen ancak görünür olan inovasyonun kapsayıcılığıdır. Yenilik ise daha sınırlıdır. Dünya Gazetesinin 24 Mart 2016 Perşembe günkü sayısında bu konu ile ilgili olumlu bir gelişmenin olduğunu görünce konuyu, sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Konu, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) hazırladığı ancak daha kamuoyuna açıklanmayan 2023 İnovasyon Stratejisi ile ilgili. TİM'in hazırlamış olduğu 2023 İnovasyon Stratejisi, gelecek algısının ihracatçı sektörler açısından, hangi değişkenler üzerinden belirlenmesi gerektiğine ilişkin bir belge niteliğinde.
2023 İnovasyon Stratejisine göre, geleceği şekillendirecek 5 faktör belirlenmiş. Bunlar; Tüketici Davranışları, Doğal Kaynaklar, Küresel Ekonomik Durum, Demografi ve İnovasyon ve Teknoloji. Belge, 26 Sektörü 6 gruba ayırarak sınıflamaktadır. Söz konusu 5 faktörün kendi arasında alt etmenleri de bulunmaktadır.
Küresel Ekonomik Durum Faktörünün alt etmenleri; dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı düzeyde ama orta hızlı büyüme, tedarik zincirindeki değişiklikler, bilgiye erişimin kolaylaşması, küreselleşmenin kapsayıcı hale gelmesi.
Doğal Kaynaklar Faktörünün alt etmenleri; çevre duyarlılığındaki artış, emtia piyasalarındaki istikrarsızlık, hammadde fiyatlarındaki dalgalanma, ülkelerin birim ürün için daha az enerji tüketmesi.
İnovasyon ve Teknoloji Faktörünün alt etmenleri; üretime yönelik yeni unsurlar, üretim esnekliği, sürekli ar-ge, büyük veri yönetimi.
Demografi Faktörünün alt etmenleri; dünya nüfusunun artışı, gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfusun artışı, küresel çapta kentleşme, işgücündeki değişiklikler.
Tüketici Davranışları Faktörünün alt etmenleri; tüketici çeşitliliğinin artması, müşteri bağımlılığının yeniden tanımlanması, yeni tüketici kümeleri ve düşük karlılık.
Belgede, bu faktör ve alt etmenlere yönelik senaryolar ve gelecek trendleri de belirlenmiş durumda.
2023 İnovasyon Stratejisi Belgesi öne çıkan bilgiler değerlendirildiğinde, mevcut durum gelişmelerinden yola çıkarak gelişme trendlerinin belirlenmeye çalışıldığı görülmektedir. Mevcut durumun olumluluğu yanında birkaç hususun daha değerlendirme içinde tutulmasının yararlı olacağını düşünmekteyim. Öncelikle, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) gibi küresel ticaret hareketlerine karşı bir farkındalığın oluşturulmasının yararlı olacağı kanaatindeyim. İkinci olarak, bilgiye erişim ve büyük veri yönetimi kapsamının olabildiğince genişletilerek veriyi işlemek ve işlenmiş verilerle politikaların yönlendirilmesini sağlamak daha faydalı olabilecektir. Üçüncü olarak evrensel tüketici anlayışı ile dünya insanını anlamak ve yönlendirmek için gerekli girişimlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Dördüncü olarak, inovasyon anlayışı tek sektör tekelciliği yerine tüm sektörler açısından değerlendirilmelidir.
Ülkemiz için yapılan bu tür çalışmalar şüphesiz ki çok önemli ve değerlidir. Bu stratejilerin benimsenmesi ve ortak inovasyon dili geliştirilmesi, politika hedeflerine ulaşmak için elzemdir.
Günümüzde inovasyon gözlüğünü takmak, ekonomik hedeflere ulaşmak için adımların başında gelmektedir.
Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı
bulentdarici@gmail.com