İrfan Kulekaya…

Konyaspor başkanı Fatih Özgökçen’in yakın arkadaşı!

Yakın arkadaşı olan Fatih Özgökçen tarafından da Konyaspor’da önce sguat, sonra futbol direktörlüğüne getirilen belediye çalışanı bir eleman…

Tabii ki, yakın arkadaşlıkları, öküz ölüp yollar ayrılmadan önceydi…

Şimdi mi?

Kanlı bıçaklılar, ellerinden gelse bir birlerini bir kaşık suda boğacaklar…

Sebep?

Çıkar meselesi!

Bu çıkar meselesinden siz ne anlarsanız anlayın artık…

İrfan Kulekaya belli ki “gemileri” yakmış, yakmakla kalmamış “balataları” da sıyırmış!

He valla…

Türk milleti olarak siyasi tornistanlara alıştık ya da alıştırıldık, dolayısıyla çokta gözümüze batmıyor, ama futbolda, hem de İrfan Kulekaya’daki bu tornistan inanılacak gibi değil.

xxx

Ulusal ya da yerel kanalların  spor programlarını izleyen birisi değilim…

Özellikle ulusal kanallarda yorumculuk yapan, çoğunluğu da arkadaşım ve dostum olmasına rağmen,  ne konuştukları benim ilgimi çekmez…

Yerel kanallar ve internetten yayın yapanlar da…

Ben belgeselciyim, zaman zaman da hoşuma giden Türk  filmlerini kaçırmam…

Ama başrolünü Tom Hanks’ın oynadığı “Yeşil Yol” veya Morgan Freeman’ın hayat verdiği “Esaretin Bedeli” gibi yabancı filmlere de duyarsız kalmam…

Dolayısıyla, siyasi programlardan hiç hazzetmem…

Çünkü, siyaseti hiç sevmedim, bundan sonra da seveceğimi zannetmiyorum…

Neden mi?

Siyaset, iftira, çamur, bel altı vurma sanatı da ondan…

Benden ırak olsun…

Bir oyum var, vatandaşlık görevimi yapar, oyumu kullanır, siyasetle olan bağımı oyumu kullandıktan sonra bitiririm…

Daha açık konuşmak gerekirse, televizyon kanallarındaki hem spor hem de siyasi oturumlar, sirke dönmüş durumda…

Yarıdan fazlası cambaz!

xxx

İrfan Kulekaya, Konyaspor’dan kovulduktan sonra bir televizyon kanalında spor programına yorumcu olarak katılıyormuş…

Katılabilir…

En doğal hakkı…

Zaten televizyonlara siyaset ya da spor bilimci olarak katılmayanları dövüyorlar bu ülkede…

O da ayrı ve de tartışılması gereken bir konu.

xxx

Bir arkadaşım, Kulekaya’nın son programdaki konuşmalarını izlemiş, izlemekle yetinmemiş programın başından sonuna kadar videoya çekmiş…

Belli bir kısmını izledim ve utandım…

Bir insan kendini bu kadar küçültmez,  ayrıca da küçültmemeli…

Bir kere cümle kurması, diksiyonu ve hitap şekli amatör liglerin ya da amatör takımların 3. Sınıf amigoları gibi!!

Bizim Maltepe Hasan ondan daha iyi konuşur…

Bununki tamamen sokak ağzı…

Güvenilmeyecek bir adam olduğunu tescillemiş…

“Arkadaşım” dediği Konyaspor Başkanını satan, sattığıyla kalmayıp üstüne üstlük sırtından vuran,  gizli kalması gerekenleri ortalığa saçan birini kulübe önce sguat, sonra sportif direktör yapan Fatih Özgökçen şimdi ne düşünüyor acaba?

Bu adama nasıl inanmış, bununla nasıl yola çıkmış?

Başkan dizlerini dövüyor mudur sizce?

Olacak şey değil…

Delikanlı bir adam “arkadaşım” dediği, kendisine unvan verdiği, apolet taktığı, maaş ve primlerden yararlandırdığı bir insanın kusuru bile olsa, o kusuru gizler, sonuna kadar da arkadaşının arkasında durur…

Biz büyüklerimizden bunu gördük…

Delikanlılık aleminden bir örnek vermek gerekirse, seven bir kadın, erkeğinin işlediği cinayeti anlatırken bile ilahlaştırır, sevdiği erkeğe toz kondurmazmış…

Ama, İrfan Kulekaya ne yapmış; kendisine bu piyasada yer edinmesinin yolunu açan arkadaşının ipliğini ya da yanlışlarını pazara çıkarmış…

Ağır olacak ama, yatak odasında yaşananları, hikaye anlatırcasına ortalığa dökmüş ve dökmeye de devam edeceğini söylemiş…

Bu nasıl bir adamlık ya da  delikanlılık?

Hazreti Mevlana’nın “Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol, hiddet ve asabiyette ölü gibi ol” sözlerini, İrfan Kulekaya yanlış anlamış demek ki…

Diyelim ki, Kulekaya’nın söyledikleri doğru!

Mümkündür…

Ama, kendisini futbol dünyasının içerisine sokan bir adamı üç kuruşa satması hem vicdani  hem de ahlaki değil…

Ben izlerken utandım…

Bir insan kendisini daha ne kadar küçültebilir ki?

İrfan Kulekaya’nın “Başkan yalan söylüyor” demesi, “laf” desem “laf” değil, “gaf” desem “gaf” değil…

Direk kafasına sıkmış arkadaşının…

Sadece şaşırmakla kalmadım, hayretler içerisinde de kaldım!

Eski sguat, sadece Başkan Fatih Özgökçen’e değil, yönetime de çamur atmış ve töhmet altında bırakmış!

İlerleyen programlarda da “belgeli” konuşacakmış…

Ve en ilginç olanı da,  bütün bu konuşmaları, kulüp Başkanı Fatih Özgökçen’in teyzesinin oğlunun televizyon kanalında yapmış…

Sizce de ilginç değil mi?

Başkan ve yöneticiler etraflarına iyi baksınlar, etraflarında 3-5 İrfan Kulekaya  daha olabilir!

Taraftarların başkanla birlikte istifaya davet ettiği CEO mesela…

Asla sırtınızı döneceğiniz birisi değil…

Sporun yani  futbolun içerisinde geçen 50-55 yıllık tecrübem söylüyor bunu…

Özetlersem; seversiniz, sevmezsiniz…

O ayrı bir konu…

Fatih Özgökçen’in de seveni, sevmeyeni, hatta nefret edeni var, bu normal!

Örneğin ben…

Sevmem, ama İrfan Kulekaya gibi de “arkadaşım” dediğim, bana ekmek veren birini sırtından vurmam…

Nokta.