Kahramanmaraş merkezli depremlerde ilk günden bu yana faaliyetlerini sürdüren Saraylı Madeni Eşya Limited Şirketi’nin yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Çimen, bölgedeki izlenimlerini de aktardı. Bölgede tüm insanların eşit olduğunu ve paranın geçmediğini ifade eden Çimen, “Bölgedeki müşterilerimiz de gezdik. Belki girilmemesi gereken binalara, sırf söz verdiği için girip çalışan insanlar vardı. Bu olay, ne kadar karakterli bir millet olduğumuzun göstergesi.” ifadelerini kullandı.

Depremi ilk öğrendiğinizde neler hissetmiştiniz?

Depremi öğrendiğimizde fotoğraflar, videolar gelmeye başladıkça olayın daha vahim bir durumda olduğunu hissetmiş olduk. Bölgedeki müşterilerimize, bayilerimize, sevdiklerimize ulaşmaya çalıştık. Ulaşamadıklarımıza mesaj bıraktık. Tabi herkes gibi biz de çok üzüldük. Yaşananlar hepimizin acısı ancak ne kadar üzülsek de oturup izlemek yerine bölgedeki insanların yararına harekete geçmemiz gerektiğini düşündük.  

Deprem bölgesinde yapılan çalışmalara katkı sağlayan şirketlerden biri olarak ilk günden itibaren yapılan çalışmalardan bahseder misiniz?

Depremin ilk gününden aksiyon alarak sivil toplum örgütleri ve AFAD’ın koordinesinde bizler de elimizden geleni yapmaya çalıştık. Yardımlarımız bölgeye ulaştırdık. Yaptıklarımızı hayır için, Allah için yaptık. Allah hayırlarımızı kabul etsin, bu konuda çok bilgi vermek istemiyorum.

‘ŞEHRİN YARISI BOŞALTILMIŞTI

Siz ilk gittiğinizde neler hissettiniz; bölgedeki izlenimleriniz nelerdi?

Depremden yaklaşık 1 ay sonra Kahramanmaraş ve Adıyaman’a gittim. 5 gün boyunca bölgedeydim. Ülke savaştan çıkmış gibiydi. Yalnızca gittiğimiz gün değil, diğer günlerde de bölgede kaldığımız her gün acımız tazelendi. Bir ay geçmesine rağmen şehrin durumu hala çok kötüydü. Binalar yıkılmıştı. Yamuk duranlar vardı, onlar da belki bir artçı daha yaşansa yıkılacaktı ancak insanlar, belki de mecburiyetten, o binaların altında duruyorlardı. Şehir yaşanamayacak haldeydi. Çok kötü olan binalarda yaşayanlar vardı. Bunlar bizi üzmüştü.

Genel olarak yaşam çadırlardaydı. Hayat yavaş yavaş normale dönüyor, açılmaya başlayan dükkanlar vardı. İnsanlar yavaş yavaş gündelik sohbetler etmeye başlamışlardı. Ancak baktığımız zaman neredeyse şehrin yarısı boşaltılmıştı.

Bölge koşullarında zorluk yaşadınız mı?

Açıkçası olayın üzerinden bir ay geçmesinden dolayı çok zorluk yaşamadık. Bölgede bir hastane şantiyesinde, konteynerde kaldık ancak o hissiyatı yaşamadık diyemeyiz. Bölgedeki birçok insana göre iyi şartlarda kaldık.

BİR YANDAN MUTLU EDERKEN BİR YANDAN ÜZDÜ 

Gereken yardımlar ilk günler yapıldı; siz bölgede neler yaptınız?

İstanbul merkezli bir vakıfla iş birliği halinde Adıyaman’a bir konteyner kent kurmuştuk. Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Kontrolleri yapmak ve açılışı yapmak için bölgedeydik. Orada insanlar sanki kendisine ev çıkmış gibi seviniyordu, konteyneri merak edip gelenler vardı. Bu bizi bir yandan mutlu ederken bir yandan da üzdü.

Peki etkisinde kaldığınız bir olay oldu mu?

Bölgeyi gezdiğimizde oradaki müşterilerimizi de ziyaret ettik. İhtiyaçlarını gidermeye çalıştık. İnsanlar çok kötü durumdaydı. Verdikleri sözü yerine getirebilmek için ellerinden geleni yapmaya ve toparlanmaya çalışıyorlardı. Belki binanın durumu çok kötü ancak sırf söz verdiği için çalışmaya çalışıyordu. Bu da ne kadar karakterli bir millet olduğumuzun göstergesi, diye düşünüyorum. Ayrıca bölgede zengin ve fakir insanların arasında fark olmadığını çokça gördük. 50 dairesi olan adam ile kirada oturan kişi de evine giremedi. Hepsi ekmek sırasına girdi, parayla ekmek alamadılar. Bu olanlardan ibret aldık.

Tabi tecrübe edindiğimiz ve şükrettiğimiz noktalar oldu. Ailenin değerini daha iyi anladık. Dünyevi hırs ve çıkarın, maneviyatın önüne geçmemesi gerektiğini tecrübe edindik. Bu anlamda güzel dersler aldık.

Daha önce böyle bir gönüllülük faaliyetine katılmış mıydınız?

Şirket olarak bu tür faaliyetler olduğu zaman biz de milletimizin yanında olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. İzmit depreminde, o zaman ki imkanlarla, kahvaltılık ve diğer ihtiyaçların yer aldığı kamyonun bölgeye gittiğini biliyorum.

Teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim