Etkili okul

Abone Ol

Özel bir etki alanı olduğu kabul edilen okul, öğrencilere okuma-yazma ve ilk düzeyde rakamsal beceriler kazandırmakla birlikte soyut düşünce ve analitik bilgi ve sorgulama yetileri kazandırmak üzere kurulması gereken bir sosyal kurumdur. Okulun sosyal alan içersindeki önemi işlevselliği ve yaygınlığı ekseninde kendisine yer bulur.

Toplumun çeşitli etkilerle değişmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Günümüz dünyasında okullardan gerçekleştirmesi beklenilen istekler, çok uzağa gitmeye gerek yok yirmi yıl öncesine kadar bile farklılık gösterir.

Okullar, toplumdan etkilenir ve toplumu etkilerler. Sosyal alan içerisinde en etkin kurumlardan biri olan okullar arasında öğretim kapsamında farklılıklar görülmektedir. İşte etkili okul akımı çalışmaları da bu durumdan kaynaklanmaktadır.

Etkili okul çalışmalarındaki kıstasların temel noktası başarıdır.  Burada anlatmak istediğim, bazı okulların diğer okullara göre daha başarılı olmasıdır. Bu başarının sağlanması birçok faktöre bağlıdır. Okul yöneticisi, öğretmen, öğrenci, program, öğrenme süreci, öğretim yöntem ve tekniklerinin çağa ve ihtiyaçlara cevap veren bir model olması, aile ve çevre gibi faktörlerdir.

Anne-babadan sonra çocuğun gelişimi üzerinde en etkili kişiler öğretmenlerdir. Tüm öğretmen arkadaşların unutmaması ve bilinçlenmesi gerekir ki; iyi ve kötü öğretmen yoktur. Tüm öğretmenler iyi olmak zorundadır. Çünkü öğretmenler, geleceğimiz olan çocukların yaşamını etkiler.

Öğretim programlarının değişmesi, teknolojinin sınıflara girmesi, okul saatlerinin uzatılması gibi faktörlerin varlığı öğretmen olmadan istenilen etkiyi yaratmaz. Günümüz dünyasında eğitim sisteminin en önemli özelliği hantal bir yapıda olmaması dinamik, esnek, çağa hızlı uyum sağlayabilen ve değişime açık olabilmesidir. Ülkemizde eğitim sisteminin alması gereken yol uzundur ancak genç ve dinamik bir nüfusun varlığı etkili öğretim yöntemleriyle birleştirilerek bu uzun yol kısaltılabilir. Eğitim sisteminin başarısının öğretmenlerin niteliklerine bağlı olduğu gerçeği yadsınamaz. Maalesef ülkemizde okullarda görev yapan öğretmenlerimizden bilgisayar kullanmayı bile bilmeyenler azımsanmayacak sayıdadır. Belki de radikal ve keskin bir öneri olacak ancak kırk beş yaşından büyük olan tecrübeli öğretmenler yerine çağın gereksinimlerine daha hızlı ayak uydurabilen dinamik bir neslin okullarımıza enjekte edilmesi gerekmektedir

Son çeyrek yüzyılda, değişim rüzgarlarının hangi yönden estiğinin bile farkına varamayacağımız hızda gerçekleştiği gerçeği ve değişimin sosyal olan tüm alanlarda gerçekleştiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu durum karşısında değişmemeyi seçmek gibi bir şansınız olmadığı da gerçektir. Bu değişim teknolojide, kullandığımız araçlarda, yaşantımızda ve süreç sonunda kültürde ve değerlerde görülmektedir ve görülecektir. 

Elbette, eğitimle ilgili değişimlerin olması da kaçınılmazdır. Burada eğitim sisteminde ve eğitimin ta kendisinde gerçekleşen ya da gerçekleşmesi gereken, etkili bir öğrenme ortamı oluşturmak, eğitimle ilgili öğrencilerin gereksinimlerini daha etkili karşılamak, gelecekteki toplumsal gereksinimleri okuyarak buna uygun bilgi, beceri, davranış ve metodolojiyi oluşturmak, bireysel ve toplumsal yaşamın geliştirilmesini sağlamak amacıyla yapılmalıdır.

Eğitim sürecinde bir değişimden söz ediyorsak burada merkezde yer alan kurum okuldur. Başarının derecesini okulların belirlediği mantığını odak noktaya koyarsak, okulların öğrenme sürecinin kalitesini geliştirebilmek için aktif ve yaratıcı bir görev üstlenmesi bir zorunluluktur. Toplumsal değişimle birlikte, ülkenin ihtiyaçları, değişen kültürel ve değersel yapıya uyum sağlayan, dünyayı ve küresel dengeleri okuyabilen, analiz ve sentez yapılabilen okulların yeniden yapılandırılması ve etkili okul kapsamında etkililik düzeylerinin artırılması gerekmektedir.

Toplumsal bir kurum olarak okulun bireyin yaşamında taşıdığı önemli rol, okulun niteliği ile yaşamın niteliği arasındaki olumlu yöndeki ilişki nedeniyledir. Bilinmelidir ki, insanlar gibi okullarında bir kişiliği vardır. Bazı okullara gittiğinizde içinizde bir ferahlık oluşurken, bazı okullarında bahçesinden içeri girmek istemezsiniz. Okul yöneticisinden başlayarak aşağıya kadar inen bir okul yönetiminin etkileridir bunlar. Olumsuz bir kişilik gösteren okuldan etkili bir öğrenim ve öğretim gerçekleştirileceği düşüncesi zorlayıcı olacaktır. Okullardan gerçekleştirilmesi beklenen eğitim-öğretim hizmeti okulların mevcut yapılarından olumlu ya da olumsuz olarak etkilenmektedir.

Etkili okulların taşıması gereken belli başlı özellikler; etkili bir liderlik anlayışı, yeterlilik sahibi öğretmenler, hedefe yönelik aktiviteler, kısa vadeli olmayan planlama ve koordinasyon, öğrenmeye odaklı bir organizasyon, öğretmenin sınıf yönetimi ve direk karar verebilmesi, okul merkezli yönetim, öğrenci davranışları, değişim süreci ve yenileşmeye uyumlu, akademik başarıya yoğunlaşan, çalışanların iş doyumunun gerçekleştiği, performansın değerlendirildiği, fiziki imkanların yeterli olduğu ve finansal yönden sıkıntıların olmadığı, okul-aile işbirliği ve veli toplum desteğinin olduğu okullardır.

Etkili okul tanımlamalarından çıkan sonuç, taşıması gereken özelliklerden bir ya da birkaçının gerçekleşmesiyle değil, tüm özelliklerin gerçekleştirilmesiyle mümkün olabileceği gerçeğidir. Ve bu özelliklerin hepsinin optimum noktada uygulanması gerekliliğidir.

Etkili okul kendiliğinden, rastgele ve hiçbir çaba harcanmadan ortaya konulmuş bir kurum değil, bilinçli olarak yapılan etkinliklerin bir sonucudur. Örneklendirmek gerekirse, işletmeler için yılsonunda çıkarılan bilanço sonucunda kar ve zarar hesabi ne kadar önemli ise, okullar içinde öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediği o kadar önemlidir. Bu nedenle öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayacak baş aktör olan öğretmenin performansının değerlendirilmesi gerekir. Nasıl bir işletmede yılsonu bilançosunda zarar edilmişse ve zarara neden olan elemanın ya da birimin görevine son veriliyorsa, okullarımızda da aynı şekilde performansa dayalı ödül ve ceza sistemi gerçekleştirilmelidir. Devlete atandım, devlet memuruyum bana bir şey olmaz mantığından çıkarılması gerekmektedir öğretmenlerin. Tam bu noktada ülkemiz gündemin de sıcak yer alan dershanelerin kapatılması durumu bu söylediklerimizin gerçekleştirilmesi için bir fırsat oluşturuyor. Dershane denilen kurum bir özel kuruluş olduğu için, dershane çalışanları performansa dayalı olarak yıllardır çalışmışlardır. Performans göstermeyenler kurumda barınamamaktadırlar. İşte dershanelerin kapanmasıyla birlikte bu öğretmenlerin devlet okullarında görevlendirilmesi düşüncesi uygulamaya geçirilirse ve bahsettiğim diğer hususlar gerçekleştirilebilirse gelecekte bu dünyayı yöneten bir ülkenin temelleri atılmış olacaktır. Çünkü bu bireyleri yetiştirecek öğretmenlerin nitelikleri artırılmış olduğundan, geleceğimiz daha aydınlık olacaktır.

Eğitimi yönlendirenlerin unutmaması gerekir ki, eğitim sistemi dünün değil bugünün ihtiyaçlarını dikkate alan ve geleceği şekillendirebilecek bir yapıda olmalıdır. 

@mayolcu_

facebook/mehmetalperyolcu