Eskiden Konya Köylerinde Bu Takas Yolu İle Alışverişler Yapılırdı. Bunlar Nasıl Olurdu Bu Yazımda Onlardan Hatırlayabildiğim Kadar Anlatmaya Çalışacağım. Eskiden Vasıtaların Az Olduğu Ve Köylerden Şehre Ulaşımın Az Sağlandığı Zamanlarda Köye Çerçiciler Ve Ya Hayvan Alım Satımcıları Cambazlar, Kol Uşakları Gelirdi.  Bunlardan Çerçi Olanlar Şeker, Üzüm, Lokum, Çerez, Ayna, Tarak, Elyağı, (Krem) Sakız, (ciklet)  Saç Tokası, Çile İpliği Makara İpliği, Yorgan İğneleri, dikiş iğneleri. Çuvaldızlar, Daha Bunlara Benzer Birçok Çeşitli Şeyleri İki Eşeğine Ve ya Bir Tek Atlı Arabasına Doldurur Gelir. Köylerde Köy Odasına Konar Merkeplerini Odanın Ahırına Bağlar. Ayna Tarak Ve Benzeri Süs Eşyalarının Olduğu Bir Camlı Vitrini Boynuna Asar Köy İçersinde Hem Dolanır Hem de Şöyle Seslenirdi. Aynalar Var, Taraklar Var Beş Guruşa Düdükler Var.  Haydi Çerçici Geldiiii. Alıcı Köylüler Sorar Neyile Verin Emmi, Buğday’nan, Arpa’ynan Yün’ülen Çorap Eskisi’ylen (Yünçorap),  Yumurta’ylan, Taştan yumuşağı işime Yarar Getirin Derdi. Tabi Bu Takas Yollu Alım Satımlarda Gelen Çerçi Köy Muhtarına Uğrar Mallarının Alışını Söyler Buğday Arpa Nohut Fasulye Bunların Ne Kadar Fiyete  (Fiyat) Tutacağı Kendi Malının Değerini Anlatır Ve Yapılan Anlaşma Yolu Belirlenince Misal Nohut Çerez İle Bir Kiloya Bir Buçuk Kilo Buğday İle Beş Kiloya Bir Kilo. Arpa İle Yedi Kiloya Bir Kilo Diğerlerini De Elinde Terazisi İle Yün Döküntüsü Çorap Eskisini Tartar Onun Tutarı Parasına Göre Karşılığı Mal Verirdi.

Tabi Yumurtaya da Fiyat Koyardı Muhtarlık Alış Veriş İçin Getirilen Yumurta Parası Hesaplanır Parasına Göre Mal Alınırdı Ancak Şunu Hemen Belirteyim Ki Bu Takas İlerinde Çok Para Dönmezdi. Çünkü O Yıllarda Köylünün Elinde Böyle Bol Para Yoktu.

Bundan Başka Kimler Gelirdi Bu İşler İçin Köylere, Cambazlar Sığır At Katır Eşek İnek Alıp Satanlar İşte Bunlar lada Bu Takas İşlemi Alışverişler Çok Olurdu.

Kış Günü Çok Gelmezdi Bu Tür Satıcılar Ancak Güz Mevsimlerinde Bahar Aylarında Ortalıkta Kar Kış Yok İken Bir de yaz Aylarında Çiftin Ve Düğenin Öküzler Ve Atlarla Sürüldüğü, Odun ve diğer Yük Taşımalarının Eşekler Atlar Ve Katırlar İle Yapıldığı Yıllardan Bahsediyoruz.

Böyle Günümüzdeki gibi kamyonu ve Arabasıyla varıp satıp alıp köyüne evine dönecek İmkânlar yoktu. Yaz Günleri Bu Sığır Eşek Öküz Alışverişleri İse Hem Hareketli Olur Hem de Satıcılar Tarafından Çok Karlı Olurdu. Kırsaldaki Çok Dağ Köylerinde Bu Davar Sığır Cinsi Çobanlar Tarafından Dağlarda Yatılı Kalıp Otlatılır On beş Günde Bir Köyün yakınına bir araziye tuza getirilir İşte O Günleri Bu Cambazlar Takip Ederler Bir Köyden Aldıkları Malları Bir Başka Köye Getirip Takas Yolu İle Alıp Satarlardı.

Örneğin Satıcının Bir Öküzü Var Alıcıya Öküz İhtiyaç Öküzün Yerine Ya Bir Eşek Verir, Ya Bir Düğe Tana Verir Üzeri Bir Miktar Para Hangisi Alacaksa Anlaşma Yoluna Giderler Ama Tabi Kolay Olmaz Anlaşma. O Zaman Araya İki Üç Kişi Ehlivukuf, Ya da Bir İki Meyenci Girer Aralarını Bulur Anlaştırırlardı. Bu Tür Alışverişlere Çok Yerde Trampa Derler Bazıları Da Takas Derlerdi. Şimdi Burada İki Eski Deyim Kullandık Biri Ehlivukuf, Bunu Açalım, Maldan Anlayan Bu İşlerde Tecrübeli Olan Alınacak Ve Ya Satılacak Değişilecek Malın Değerini Bilen Allah İçin Bu Kişilere Yardımcı Olanlara Ehli vukuf. Ayrıca Bu Alışverişler Yapılırken Hem Alıcı Hem Satıcı Olmaz Diye İnat eder Bir Fiyatta Israr Ederse Araya Girip Haydi Canım Sen Ellisini alma sende elli daha ver Buda Sana İyi İki Tane Düğe ve ya erkek tana Verdi. İnat Etmeyin Sende Üsteleme gayri bakalım. Mal Alan Zarar Etmez İşin Görülecek İnat Edip Durma Diye Arabuluculuk Yapanlara da Meyenci Derlerdi.

Bu Tür Alışverişlerde Bulunan Gezici Cambazlar Önlerinde Bir Sürü Mal İle Köy Köy hatta Konya nın kenar mahallelerinde dolanır Her yerde İnek Arayana İnek Eşek Arayana Eşek Öküz lazım Olana da Öküzler Satarak Kazançlar Sağlarlardı. Kol Uşağı Kimlerdi?  Aslında Kol Uşağı Türkçe Sözlüğe Göre Polis İnzibat Kolluk Kuvveti Demek Ancak, Konya Ağzında Kol Uşağı Celep Yardımcısıdır. Celep Kasaplık Hayvan Alım Satımı İle Uğraşanlardır Kol Uşağı İse Bu Celeplerin Yardımcısı Satın Aldığı Mallara Yardım Eden Kasaplara Götürüp Kestirme İşine Bakanlardır. Köylere Daha Kimler Gelirdi Ve Sattığı Malı Takas Ederdi. Örneğin Tabak Tencere Satan Yine Çerçi Benzeri Satıcılarda Takas Ve Trampa Yolu İle Alış Veriş Yaparlardı, Köylerde Eskiden Yemek Takımları Tencere Tava Sahan Gibi Yemek Kapları Bakırdan Olurdu. Ailenin Gücüne Göre Bu Bakırlar Kalayı Aşındıkça Yemeklerde Zehirlenmelere Yol Açtığı İçin Sık Sık Kalaylanması Gerekirdi Bu Kalaycılarda Köylere Gelip Haftalarca Kalırlar Kap Kalaylardı. İşte Bu Kalay İşinin Fazla Para Tuttuğu İçin Köylüler İşin Kolayına Kaçarak Son Yıllarda Bu Çerçi Gibi Gelen Tabak Satıcılarına Bakır Kaplarını Verip Ya Alüminyum Tencere Tabak, yada Son Yıllarda Moda Olan Emaye Veya Çelik Kaplarla Takas Ederek Değiştirdiler Bu Bir Takas İşiydi. Eskiden Köylerde Komşular Bir Birleri İle Alışverişlerde Hak Hukuka Çok Özen Gösterirdi. Mesela Teknesinde Ekmeği Tükenen Koşusundan Ödünç Ekmek İsterdi Onu Bile Tane Hesabı İle Değil Terazi İle Tartar Alır Terazi İle Tartıp Geri Öderdi. Çünkü Her Hanımın Ekmeği Ayni Ebatta Olmayabilir Küçüklü Büyüklü Olurdu. Buna Da Şöyle Derdi Eski Analarımız Babalarımız Hak Geçmesin Okkası Okkasına Al Ver. Karşılıklı Mal Alım Satımlarında Da Termiye Satacak Satıcı Buğdayla Okkası Okkasına Veririm Der Satardı.

Bu Kırsalda Böyle Olduğu Gibi Yakın Tarihe Kadar Bundan Otuz Kırk Yıl Önceleri Gerek Hayvan Pazarlarında Gerekse Mahallelerde Gezgin Mal Satıcıları Beş Sağmal Koyun Veya Keçi Verip Karşılığında Anlaşmaya Göre Yedi Sekiz Çebiç Veya Toklu İse Takas Ederdi. Ya Da Pazarda İnek Satan Biri İneği Bir Tosunla Başa Baş Değişip Para Kullanmadan Takas Ederdi. Daha Bu Takas Yollu Alışverişlerin Yapıldığı Gıda Maddeleri De Vardı. Örneğin Böyle Sıvı Yağ Ve Margarinlerin Az Bulunduğu 1945-50 Yıllarda Bazı Köylerden Bizim Köyümüze Ve Civar Köylere Büyük Tenekelere Doldurulmuş Merkeplerin Ve Ya Katırların Üzerine Yüklenmiş Kasalar İçersinde Sıvı Yağ Satıcıları Gelirdi. Bu Yağlar Haşgaş Köylü Ağzıyla (Haşhaş) Yağı Ve Şırlağan Yağı Diye Satılırdı Bilhassa İlk Namaz Yani Recep Ayının İlk Perşembesine Rastlayan Pişi Yapımı Yaklaşırken Bu Satıcılar Çok Gelir Ve Sokaklarda Haşhaş Yağı Var Şırlağan Yağı Var Diye Bağrışırlardı. Bu Haşhaş Yağı Afyon Kozalağının İçinden Çıkan Tohumlardan Elde Edilirken Şırlağan Yağı İse Susam Tohumlarından Elde Edilirdi. Şırlağan Yağının Çok Güzel Bir Kokusu Olurdu. Bunlarda Köyümüzde Takas yolu ile satılır bir kilo Yağ Karşılığı o günün kıymetli ürünü Ya Göğer Tohumu (Karaca) Ya Göğer, Ya Da Kabak Çekirdeği, Kenevir, Fasulye, Ceviz gibi. Devam edecek