Geçtiğimiz hafta ev taşınma hazırlığı içerisindeyim. Eski dosyaları paketlerken yaklaşık 22 yıl önce yazdığım bir şiir elime geçti. Bir haksızlık ve zulüm olarak karşısında duygularımı yazmıştım. Bunu paylaşmak gerektiğini düşündüğümden bu haftaki yazımda yer verdim.
ÂH HALUK
Âh haluk, vah haluk
Başına neler geldi
Seni böyle tanınmaz
Teşhis edilemez hale getirdi
Kaderin cilvesiydi
Beklemediğin mevkilere ulaştın
Neye uğradığını şaşırdın
Çirkin işlere bulaştın!
Hemen fildişi kuleye kuruldun,
Çevreni dalkavuklarla, fahişelerle doldurdun
Doğru insanları yanına yaklaştırmadın
Bin desturla bile yamacına vardırmadın
İnsanlığın yararına sandığın,
İyi, kötü düşüncelerin vardı;
Söyle neyin karşılığı,
Feda ettin bunca değerini,
Âh haluk, vah haluk
Böylesine plastik şekil verilip,
Omurgasızlardan olduktan sonra
Merak ediyorum var mıydı hâlâ
Savunacak düşüncen; söyleyecek fikrin
Hem olsa bile; kendin inanır mıydın?
Tamam hukukçu değildin ama,
Vicdanında mı yoktu haluk!
Oysa dinleseydin kalbinin sesini
Her şeyi böyle dağıtmaz,
Yerli yerine koyardın değil mi?
Halk arasında derler ya,
Vali olmuş ama adam olmamış diye,
Bunca yıl neden dirsek çürüttün
Yine de sonuç değişmedi
Değil mi haluk!
Amaç mevki makam elde etmek.
Para kazanıp rahat yaşamak,
İtibar görüp pohpohlanmaksa,
Bu memlekette daha kısa yoldan ulaşırdın maksadına... Başkaları gibi,
Neden boşa yoruldun a haluk!