Ertelemenin Psikolojisi: Zamanı yönetememek mi, korkularımızla yüzleşememek mi?

Abone Ol

Bu haftaki yazımda, dünden bugüne her zaman sorun olmuş bir davranışı ele almak istiyorum: Erteleme.

Erteleme, zaman kaybı gibi gelebilir fakat sadece zamanı yönetme sorunu değil, bireyin psikolojik yükünü de sürekli artıran bir faktördür. Yapacağımız iş zihnimizde sürekli yer kaplayacağı için huzursuzluk ve yetersizlik hislerini tetikleyecektir.

Peki ertelemek tembellik mi, yoksa duygusal ve psikolojik nedenleri olan bir alışkanlık mı?

Birçoğumuz geceden belki de sabah uyandığımızda, o gün yapılacak işleri zihninde sıralar ve “Bugün bu işler bitecek.” der. Der demesine de, akşam olduğunda bitirilecek işler listesinde üstünü çizeceğimiz maddeler istediğimiz kadar olmaz. Çünkü birçok yapılacak iş ertelenmiştir. Peki ertelemek nasıl sürekli çarptığımız bir duvara dönüşüyor? Çarptığımız halde neden sürekli aynı döngüde devam ediyoruz?

Bu davranışın altında yatan psikolojik nedenlere baktığımızda, ilk sırayı mükemmeliyetçilik alabilir. “Yapacaksam mükemmel olmalı, hatasız olmalı” düşüncesi, o işe başlamamıza engel olur. Çünkü yaptığı işlerde mükemmellik arayanlar için en büyük korku, “Ya hata yaparsam, ya başarısız olursam,” düşüncesidir. Bu başarısızlık ya da hata yapmanın vereceği rahatsızlıkla, bu kısmı yönetmekte zorlanacağını düşünen kişiler “Bu işi yapmazsam başarısız da olmam” şeklinde bir inanç geliştirebilir. Bu genellikle bilinçdışı bir süreçtir ve işleri yapmayı erteledikçe bu kısım beslenir. Bizim suladığımız bu düşünce, ertelemenin çiçeklerini açtırır.

Başka bir açıdan bakacak olursak, kısa sürede elde ettiğimiz ödülleri uzun vadeli kazanımlara tercih ederiz. Ders çalışıp konuyu bitirmek sonunda bu işi bitirmenin hazzını yaşatacaktır, doğru. Fakat o an sosyal medyada güleceğimiz bir sürü video art arda bizi bekliyor. Anlık haz alacağımız bir sürü içerik… Böyle bir durumda insanlar, ağacın aşağıdaki kısmındaki olmamış elmaları toplamayı daha makul görse de, ağacın üst dallarındaki olgunlaşmış elmalar bizi bekliyordur. Sadece biraz çaba gerekiyor, o kadar.

Bazen de iş yerlerinde işlerin ertelendiğine şahit oluruz. Burayı besleyen kısım, bir proje yaparken kontrolü kaybettiğimiz noktada ertelemeye yönelmemizdir. Özellikle yoğun baskı altında çalışan bireylerde görülen bir davranış türüdür. Baskı, kontrolü kaybettiğini düşünen kişinin elindeki işi sürekli ertelemeye yöneltir. Çünkü ortaya çıkacak ürünün, kontrolsüzlükle harmanlanmış bir şey olacağını düşünür. Performans kaygısı da birleşince işler bir türlü ilerlemez. Ta ki son teslim tarihine kadar…

Bazen de karmaşık ve zor gelen işleri yaparken yaşadığımız stres ve kaygıyı deneyimlemek zor geldiği için bu işten uzaklaşırız. Eğer o işi yapmazsak, yaratacağı stres ve kaygıyı da deneyimlememiş oluruz.

Bu erteleme davranışı kısa vadede rahatlama sağlasa da, uzun vadede yaşam kalitemizin düşmesi ve daha büyük stres faktörleriyle karşılaşmamıza neden olur.

Erteleme davranışında kendilik algısı da çok önemlidir. Öz güveni düşük bireyler, bir işe başladığında sahip olduğu başarısızlık inancıyla ertelemeye yönelir. Bu durum bir kısır döngüye dönüşür ve kişide suçluluk duygusunun köklenmesine ve hayal kırıklığına neden olur. Kendine olan inancı her erteleme davranışı ile daha da zedelenir.

Erteleme Davranışı ile Baş Etme Yolları

• Büyük bir işi gözümüzde büyütmek yerine, onu küçük ve yönetilebilir parçalara ayırarak başlayabiliriz. Örneğin, bir rapor yazmamız gerekiyorsa ve sürekli erteleme eğiliminde isek, parçalara bölerek ilerleyebiliriz.

• Belirli bir işi yapmak için kendimize kesin bir zaman aralığı belirleyebiliriz. Bu, o saat geldiğinde zihinsel olarak bizi hareket etmeye yönlendirecektir.

• Kendi kendimize “Bu işi neden erteliyorum?” ya da “Ertelemek bana nasıl bir fayda sağlıyor?” gibi sorularla davranışımızı sorgulamak, erteleme alışkanlığımızı anlamamıza fayda sağlayabilir.

• Mükemmeliyetçiliği zihnimizde anlamlandırmak ve elimizden gelenin en iyisine çevirmek , bu kısmı rahatlatabilir. Hatalarımızın en insani özelliğimiz olduğunu kabul etmek, mükemmeliyetçilikten kaynaklanan ertelemeyi azaltabilir.

• Bir işi tamamladığımızda kendimizi ödüllendirebiliriz. Bu ödül, bir kahve molası, sevdiğimiz bir diziyi izlemek ya da arkadaşlarımızla buluşmak olabilir.

Unutmayalım ki zaman altından daha değerlidir ve ertelemek altın kadar değeri olan zamanın israfıdır.

İşlerimizi zamanında bitirme motivasyonumuzun yüksek olduğu , bazen de “Kervan yolda düzülür.” demenin rahatlığıyla işlere başlayacağımız bir hafta diliyorum.