Ermeni Yalanları-2

Abone Ol

Ermenilerin sevkiyatında gözetilmesi gereken esaslar

Sadaretten 17 Mayıs 1331 (30 Mayıs 1915) tarihinde Dahiliye ve Harbiye ve Maliye nezaretlerine gönderdiği tezkerede tehcir esnasında uyulması gereken şu kurallar yer alıyordu:

1)Ermeniler kendilerine tahsis edilen bölgelere can ve mal emniyetleri sağlanarak rahat bir şekilde nakledilecektir.

2)Yeni yerlerine yerleşinceye kadar iaşeleri muhacirin ödeneğinden karşılanacaktır.

3) Eski mali durumlarına uygun olarak kendilerine emlak ve arazi verilecektir.

4)Muhtaç olanlar için hükümet tarafından mesken inşa olunacak, çiftçi ve ziraat erbabına tohumluk,alet ve edevat temin edilecektir.

28 Mayıs 1331 (10 Haziran 1915)'te Talat paşa bir tamim yayınlayarak tehcire tabi tutulan Ermenilerin emlak ve arazilerini koruma altına aldı: Emval-i Metruke komisyonu kuruldu. Bu komisyonlar boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit edecek, mufassal defterlerini tutacaktı. Defterlerden birisi mahalli kiliselerde korunacak ve biri de mahalli yönetime verilecek, biri de komisyonda kalacaktı. Bozulabilecek eşya ve hayvanlar açık artırma ile satılacak ve parası korunacaktı. Komisyon gönderilmeyen yerlerde beyanname hükümlerini mahalli görevliler yerine getirecekti. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon hem de mahalli idareler sorumlu olacaktı.(4)

Tehcir'de Gaye

Dahiliye Nezareti, 16 Ağustos 1331'de Hüdavendigar, Ankara, Ankara İzmit ve Adapazarıv.s vilayetlere ve mutasarrıflıklara gönderdiği şifreli emirname'de Ermenilerin iskânında şu hususlara dikkat edilmesini istiyordu: Ermenilerin bulundukları mahallerden ihraçlarıyla tayin olunan mıntıkalarına sevklerinde hükümetçe gözetilen gaye; bu unsurların hükümet aleyhine teşebbüs ve fiiliyatta bulunamamalarına, bir Ermenistan Hükümeti teşkili hakkındaki emellerini takip edemeyecek bir hale getirilmelerini temin esasına dayanıyordu. Bu kimselerin imhası söz konusu olmadığı gibi, sevkiyat esnasında kafilelerin emniyeti sağlanmalı ve muhacirin tahsisatından sarfiyat yapılarak iaşelerine ait her türlü tedbirler alınmalıdır. Yerlerinden çıkarılıp sevk edilenlerden başka, yerlerinde kalan Ermeniler bundan sonra Osmanlı Devleti'de “tehcir” bütün bir millete teşmil edilmemiştir. İsyana karışmamış ahaliye, kadın ve çocuklara dokunulmamıştır. Ayrıca Katoliklere ve Prostestanlar sürgüne tabi tutulmamıştır. Sadece isyana destek veren ve halkı kışkırtan Gregorien Ermenileri tutuklanmıştır veya sürgün edilmiştir. Ayrıca sevk edilen Ermenilerin her türlü iaşesi temin edilmiş, salgın hastalık baş gösterdiği zaman onları daha elverişli yerler yerleştirilmiştir.(5)

Şimdi sormak lazım, hiç kitle olarak bir kavmi imha etmek isteyen devlet yukarıdaki tedbirleri alır mı? Savaş esnasında naillerde bazı aksaklıklar olmuştur. Ama kendi askerine günde yarım ekmek tayın veremeyen devlet Ermenilere Muhacirin komisyonundan akçe aktarmıştır. Ermeni kafilelere bazı saldırılar olmuştur. Ama bunlar devlet tarafından divanı harbe verilip Ermenilerin güvenliklerini sağlayamadıkları için çeşitli cezalar çarptırılmışlardır.

Ermenilerin Türklere uyguladığı soykırım'dan bazı alıntılar:

Şatak (Çatak):Komite rüesasından Aram Vayişhan'nıntelkinat-ı aleniyesiyleŞatak kazasında isyan başlamıştı. Kaleye kapanan Ermeniler metruk bir aded kâr-ı kadim( balyemez) topunun adi demir mermileriyle milislere ateş açmıştır. Memurin geceleyin firar edebilmişlerse de birçok masum kadın ve çocuklar sularda boğularak ve ötede beride tecavüze uğrayarak telef olmuşlardır.

Mirkehi Köyü: Mola Hasan namındaki Muhtar rüfekasıyla birlikte Ruslara öncülük eden Ermeni çetelerine karşı telim işareti verdikleri halde yine 7 erkek, 12 kadın, 18 çocuk ki ceman 57 nüfus adeta koyun boğazlar gibi gaddarca şehit edilmişlerdir. Kız ve gelinler ayrılarak Ermeniler tarafından götürülmüştür.

Çarıkser Karyesi: Bir çocuk kuzu gibi kızartılarak bir süngü üzerinde bir direğe bağlanarak bir çok kimseler tarafından yeminle ifade vermişler ve naşın enkazını göstermişlerdir.Ahurik ile Avezerik karyeleri arasında dört kişinin elleri karınlarına sokulmuş, cinsel organları ağızlarına tıklımış bir halde naaşları bulunmuştur.

Kavlik Köyü: 7 Yaşındaki Fatıma ve 9 yaşlarındaki Gülnaz adlarında iki masum kız çocuğuna tecavüz edilerek sakat bırakıldığı gözlemlenmiştir. Bu gün bu masumlar Ermeni mezalim ve Şenaatinin canlı bir misali olarak arz-ı vücud etmektedirler. Yine bu köyde 70 yaşını mütecaviz Ulu (alev) namındaki bir ihtiyarın çene kemikleri süngü ile kırılarak şehit edildiğive cinsel organını ağzına konulduğunu bilahare gelen Osmanlı Ordusu erkanından bazı zevat kemal-i nefretle müşahede etmişlerdir.(6)

Dipnot:

1)McCarthy, Justin, “Kim Başlattı?” Ermeni Soykırım İddiaları, s.23, Cedid Neşriyat,5.Baskı, 2009/ANKARA

2)McCarthy, a.g.m.s.31

3) Uzundere, İnsanlık suçu Iğdır ve Çevresinde Ermenilerin Türk Kırımı, s.52 v.d,TTK Basımevi, Kültür Bakanlığı Yay., 2002/ANK

4))Halaçoğlu, Yusuf, Prof. Dr, Ermeni Tehciri, s.72, BKY Yay., 21 Baskı, 2011/İST

5)Halaçoğlu,a.g.e., ekler,s.132.

6)Ermeni Komitacılarının İlan-ı Meşrutiyetten Evvel ve Sonra Amal ve Harekât-ı İhtilâliyesi, s, 299-300 v.d,Matbaa-ı Amire,1332/İST