Emeklilerimiz, geçinebilecekleri bir maaşa kavuşturulmalıdır

Abone Ol

Ülkemizde 5 milyon 964 bini SSK, 1 milyon 654 bini BAĞ-KUR, 1 milyon 569 bini emekli sandığı statüsünde olmak üzere toplam 9 milyon 187 bin emekli bulunuyor.

 Emekliler bu rakamla ülkemiz nüfusunun yüzde 11'ini oluşturuyor.

65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2015'te 6 milyon 495 bin 239 kişi iken 5 yılda yüzde 22,5 artarak 2020'de 7 milyon 953 bin 555 kişiye ulaştı.

Nüfus yaşlandıkça da emekli sayısında da artış kaydedilirken,  emekli sayımız birçok ülkedeki emekli nüfusunu geride bırakıyor.

Avusturya, İsviçre, Bulgaristan, İsrail, Ürdün ve Libya'nın da içinde olduğu birçok ülkenin emekli nüfusunu geçiyor.

Ülkeler içerisinde en fazla emekli nüfusuna sahip olan ülkemizde, son yıllarda artan zamlar ve emekli maaşların çok düşük olmasından dolayı geçinmekte zorlaşıyor.

Piyasa koşullarına göre maaşları yükselmesi gereken emeklilerin maaşlarıyla satın alma gücü giderekte zayıflıyor.

Her seçimde partilerin emekli maaşlarını yükseltecekleri ve geçinebilecekleri maaşlara kavuşacakları sözleri de bir türlü hayata geçirilemiyor.

Her sene yapılan zamlarda yüzdelik dilimlerde yüzde 5 ile 8 arasında olduğundan yetersiz kalıyor.

Hal böyle iken günümüzde emekli vatandaşlarımız geçinmekte oldukça zorlanırken, bir daha aya borçlanarak giriyorlar.

Bu durumda tek istekleri geçinebilecekleri bir maaşadır. Gelecek aya borçlanarak girmek yerine rahat bir ortamda yaşayabilmeleridir.

İktidarın yapması gerekende, ülkemizin nüfusunun yüzde 11’rini oluşturan emeklilerin isteklerini yerine getirerek; geçimlerini sağlayacak bir maaş almalarını sağlamasıdır.

Konuyla ilgili Türkiye Emekliler Derneği(TÜED) Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirgesini sizlerle paylaşmak istedim.

TÜED, Her yıl maaşları düşüren emekli aylığı hesaplama sisteminin değiştirilmesinden yanadır.

Sonuç bildirisinde, "Her yıl aylıkları düşüren emekli aylığı hesaplama sisteminin değiştirilmesi, çalışılan dönemler için 'tek bir aylık hesaplama sistemi' getirilmesi" önerisinde bulunuyor.

Diğer yandan,  istihdam artırıcı üretim modellerinin acilen hayata geçirilmesi gerektiği belirtiyor.

Başta emekliler olmak üzere alım gücü giderek düşen dar gelirli kesimlerin desteklenmesi ve en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çekilerek ödenmesi taleplerinin yer aldığı bildiride, Anayasa'da, milli birliği sağlayan ve değiştirilemeyecek olan temel ilkelerin, ilelebet korunması gerektiği vurguluyor olması da dikkat çekicidir.

Bildirinin en önemli mesajı da, emeklilere refahtan da pay verilmesinin talep edilmesidir.

Konuyla ilgili şu ifadelere yer veriliyor: "Emeklinin, intibak sorunu en geç 2022'de çözülmeli. 2000 sonrasında emekli olanları mağdur eden ve aylıkları düşüren, 'emekli aylığı hesaplama karma sistemi' aylıklar arasında eşitsizliği artırmıştır.

Bu nedenle, her yıl aylıkları düşüren emekli aylığı hesaplama sistemi değiştirilmeli, çalışılan dönemler için 'tek bir aylık hesaplama sistemi' getirilmelidir.

TÜFE' ye endeksli yüzdeli zamlar, aylıkları düşük olan emeklilerimizi mağdur eden bir sisteme dönüştüğünden, 5510 sayılı Kanun'un 55. maddesi değiştirilmeli ve seyyanen zamlar ile birlikte refahtan da pay verilmelidir.

 Emekli aylıklarında, sosyal ödemelerinde norm ve standart birliğinin sağlanması için 506 sayılı Kanun döneminde olduğu gibi, gösterge sistemine geçilmeli ve alt sınır aylık bağlama oranı yüzde 70 olarak belirlenmelidir" deniliyor.

Bunun yanında, Vergi iadesinin yerine getirilen ve yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme yüzdelerinin KDV ve ÖTV oranları esas alınarak yüzde 8-10 oranlarına yükseltilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Emeklilerin, ödeme gücünü aşan katkı paylarından da muaf tutulması isteniyor.

Emeklilere ödenen bayram ikramiyelerinin günün koşullarında yetersiz kaldığı ifade edilirken, enflasyona endekslenmesi talebi de yer alıyor.

Aile yardımının emeklilik döneminde de devam etmesini sağlayacak, mevzuat değişikliklerinin yapılmasının yanı sıra, yetersiz kalan promosyon ödemelerinde artışı öngören bir güncelleme yapılmasıyla, Emekliye konut alım ve kira desteği sağlanması belirtiliyor.

Evi olmayan emeklilerimizin ev sahibi olması için TOKİ ile uygun ödeme koşullarıyla emeklilere özel projeler yapılmalı, emeklilere ayrılan yüzde 25 kontenjan, yüzde 50'ye yükseltilmelidir.

Aylık geliri, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan asgari geçim standardının veya yasal asgari ücretin altında kalan emeklilerimize kira desteği sağlanmalıdır.

Aylık geliri, TÜİK tarafından yayımlanan asgari geçim standardının veya yasal asgari ücretin altında kalan emeklilerimiz, pandemi koşullarında yetersiz beslenme ve ısınma sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır.

Bu durumdaki emeklilerimize ısınma ve gıda yardımları sağlanmalıdır.

Salgın döneminde artan haberleşme, elektrik, su, temizlik ve gıda harcamalarına dikkat çekilen bildiride, enflasyon hesaplamalarında kullanılan Harcama Sepetinin acilen güncellenmesi talep ediliyor.

Salgın döneminde çalışma imkânı bulamayan ve kredi veya kredi kartı ödemelerini yapamadıkları için bankaların kara listelerine düşen emeklilerin, kredi borçlarının ötelenmesi ve bunlara esnaf, çiftçi ve KOBİ'lere yapılan desteklemelerin yapılması gerektiği kaydediliyor.

Gelinen noktada emeklilerin yaşamlarını rahat bir şekilde sürdürmeleri günümüz ekonomik koşullarında neredeyse imkânsız bir hale doğru gidiyor.   

Gıda, giyim ürünlerinin sürekli zamlanması, elektrik, doğalgaz, kira ve ulaşım giderlerinin yüksek olması ve diğer ihtiyaçlarını karşılayamaz olmasıyla, emeklilerimizin mutlu bir hayat yaşaması da giderek zorlaşıyor.

Tek istekleri emeklilik döneminde mutlu ve huzurlu yaşayacak bir ekonomik güce kavuşmaları, geçinebilecekleri bir maaşlarının olmasıdır.

Haklı olarak borçlanmadan hayatlarını sürdürecek bir yapının oluşmasının sağlanmasıyla birlikte,

Geçinebilecekleri bir maaş istekleri yerine getirilmelidir.

Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?