Gelişmiş ülkeler 2009'da gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesine destek olmak için 2020 itibarıyla yıllık 100 milyar dolar finansman sağlamayı taahhüt etti. Bu hedef 2015'te imzalanan Paris Anlaşması'nda tarafların taahhütlerini 2025'e kadar sürdürme kararlılığıyla yeniden teyit edildi.

Buna rağmen, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, aralarında ABD, İngiltere, Almanya, İspanya, Japonya, Kanada, Fransa, Avustralya'nın bulunduğu 23 gelişmiş ülke 2019'da taahhütleri kapsamında 79,6 milyar dolar finansman sağladı.

Dünya Kaynakları Enstitüsü analizine göre, 23 ülke arasında Fransa, Japonya, Norveç, Almanya, İsveç, Danimarka ve Avusturya iklim finansmanına "adil" şekilde katkıda bulundu. ABD, Yunanistan, Avustralya, İzlanda, Yeni Zelanda, Portekiz, Kanada ve İrlanda sağlamaları gereken finansmanının yarısını ayırdı.

İklim zirvesi öncesi "güven tazeleme"

Bu yıl İngiltere'nin başkanlığını yürüttüğü ve 31 Ekim-12 Kasım'da İskoçya'nın Glasgow kentinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) öncesi İngiltere, Almanya ve Kanada liderliğinde 100 milyar dolarlık finansman taahhüdünün nasıl yerine getirileceğine ilişkin bir plan paylaşıldı.

AA muhabirinin söz konusu plandan derlediği bilgilere göre, gelişmiş ülkeler 100 milyar dolarlık finansman taahhüdünü bu yıl ve 2022'de de tam olarak karşılayamayacak.

Planda, bu gecikme "hayal kırıklığı" olarak nitelendirilirken, İngiltere, Kanada, Almanya ve bazı ülkelerin finansman taahhüdünü artırmasının bu hedefe ulaşılmasını hızlandıracağı öngörüldü.

Gelişmiş ülkelerin taahhütlerini artırmasına rağmen gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelere sağlanacak 100 milyar dolarlık finansman miktarına ancak 2023'te ulaşılabilecek ve iklim finansmanı, COP26'da en önemli konulardan biri olarak öne çıkacak.

Plan kapsamında, Almanya 2020'de sağladığı iklim finansmanını 4 milyar avrodan (yaklaşık 4,65 milyar dolar) 2025'te 6 milyar avroya (6,96 milyar dolar) çıkarmayı taahhüt ederken, Kanada 2025'e kadar 5,3 milyar dolar ayıracak.

Paris merkezli Sürdürülebilir Kalkınma ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Araştırmacısı David Levai, AA muhabirine, iklim finansmanı konusunda COP26 öncesi tansiyonun yükseldiğini belirterek, "Gelişmiş ülkeler paylaştıkları bu planla taahhütlerini yerine getirmedeki başarısızlıklarını kabul ettiler ama geç de olsa söz verilen miktarların sağlanacağının ve 2020, 2021 ve 2022'de plan kapsamında eksik kalan her milyar doların telafi edileceğinin güvenini vermek istedi. Fakat, hem gecikme hem de miktarın yetersizliği ciddi bir hayal kırıklığı." dedi.

Levai, ekonomileri kırılgan ülkelerin hali hazırda sağlık, iklim, borç ve ekonomi olmak üzere birçok krizle mücadele ettiğine dikkati çekerek, gelişmiş ülkelerden daha güçlü planlar beklendiğini kaydetti.

Az gelişmiş ülkelerin endişelerinin gelişmiş ülkeler tarafından anlaşılmasını ve iklim planlarının merkezine konulmasını istediğini anlatan Levai, "Bu noktadaki eksiklikler bir güvensizlik yarattı. Kırılgan ekonomilerin aynı anda yaşadığı krizler temiz enerji dönüşümünü hızlandırmalarına engel. Gelişmiş ülkelerin aksayan taahhütleri nedeniyle temiz enerji dönüşümü hızlanmak yerine yavaşlıyor ve bu yavaşlama az gelişmiş ülkelerde güvensizlik hissini artırıyor." diye konuştu.

Levai, 100 milyar dolarlık finansman taahhüdünün kamu ve özel sektör tarafından yerine getirileceğini fakat kamunun daha önemli rol oynayacağını kaydetti.

Küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için gelişmiş ülkelerin kırılgan ekonomilere sağlayacağı yıllık 100 milyar dolarlık finansmanın yeterli olmadığına dikkati çeken Levai, "Bu miktar sadece az gelişmiş ülkelere sağlanacak bir destek. Küresel çapta iklim değişikliğiyle mücadele için trilyonlarca dolar finansman ve yatırım gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Eski Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Başkanı Christiana Figueres, dün dijital ortamda düzenlenen bir basın toplantısında, iklim finansmanı taahhüdünün en az 100 milyar dolar olması gerektiğini belirterek, "Az gelişmiş ülkelerde 100 milyar dolar, bırakın dönüşümü, değişen iklim koşullarına adaptasyon için bile yeterli değil. Çok daha büyük miktarlar üzerinde anlaşılması gerek ve finansmanda kullanabileceğimiz kapasite de var." ifadelerini kullanmıştı.

Editör: TE Bilişim