Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği (OAUSD) ev sahipliğinde ‘’2022 Hasat Sezonu Sonrası Sektörel Bakış ve Beklentiler’’ temasıyla 30 Eylül-2 Ekim 2022 Tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirildi. Düzenlenen programa Vali Vahdettin Özkan, Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güldal, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği (OAUSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Emre Tekbaş, Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar,  Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ergin, TOBB Borsalar Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik  ve sektör temsilcilerin katılımı ile gerçekleştirildi.

‘ARZ GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞI BİR ORTAMDA TÜKETİCİNİN KORUNMAZ’

Düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği (OAUSD) Başkanı Hüseyin Emre Tekbaş, enerji ve gübre krizi ile birlikte tarım ve gıda sektörlerinde yaşanan sorunlar, sadece günümüzü değil geleceği de tehdit eder haline geldiğini belirterek, “COVİD-19 pandemi süreci ve Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte iktisadi, sosyal ve politik olarak hızlı bir değişimin içerisine girmiş ve bu değişimden tarım ve gıda sektörleri etkilenmiş, ezberler bozulmuştur. Tüm bu gelişmeler neticesinde gıda arz güvenliği ve gıda milliyetçiliği, lojistik sorunlar, enerji ve gübre krizi ile birlikte tarım ve gıda sektörlerinde yaşanan sorunlar, sadece günümüzü değil geleceği de tehdit eder haline gelmiştir. Dünya genelinde ve bilhassa Avrupa’da tarım ve gıda sanayi sektörleri çeşitli zorluklar yaşamış, üretim gerilemeye, yer yer durma noktasına gelmiştir. Belirtmek isterim ki; arz güvenliğinin olmadığı bir ortamda tüketicinin korunmasından ve gıda güvenliğinden bahsedemeyiz. Bu bağlamda, arz güvenliğini sağlamak adına Türkiye’nin çabalarıyla birleşmiş milletler gözetiminde Rusya ve Ukrayna arasında Türkiye’de imzalanan tahıl koridoru anlaşması hem dünya piyasalarına olumlu yansımış, hem de Türkiye’nin konumunu fazlasıyla güçlendirmiştir. Bu vesile ile başta cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, söz konusu anlaşmada emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkürlerimi arz etmek isterim. Türkiye, jeopolitik konumu gereği, enerji ve birçok hammaddenin geçiş güzergahında yer alması, krizlere dirençli ve dinamik özelliği olan tüccar ve sanayicisi, zor koşullarda bile üretme becerisine sahip çiftçisi ile küresel eksende ülkemiz, tarım ve gıda sektöründe inanılmaz fırsatlar yakalayabilecek bir ülkedir. Söz konusu fırsatların iyi değerlendirilmesi, tahıl koridoru anlaşmasında yakalanan başarıyı küresel ölçekte taçlandırma fırsatı sunacaktır” şeklinde konuştu.  Gıda güvenliğinin en önemli bileşeni olan un sanayisi, Türkiye’de oldukça aktif ve dinamik bir yapıda olduğunu ifade eden Tekbaş, “Gerek çiftçisi gerekse fırıncısıyla, yarattığı geliri, istihdamı ve tüketicisiyle birlikte milyonlarca kişinin hayatını doğrudan etkilemektedir. Tarihteki ilk değirmenler Anadolu topraklarında kullanılmış ve bu köklü geçmiş, günümüz Türkiye’sini hem un hem de değirmen teknolojileri üretimi ve ihracatı noktasında dünya da ilk sıralara taşımıştır. Dünya’da yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen, bir ülke düşünün ki; kendi insanının un ihtiyacını karşılasın, dünya un ihracatında zirvede yer alsın, gönül coğrafyamızdaki ihtiyaç sahibi insanlara yardım etsin, dünyanın her tarafına son teknoloji değirmencilik çözümleri ihraç etsin. Türk un sanayinin yurt içinde ve dünya pazarlarında gösterdiği bu başarı; bulunduğumuz yeri korumak ve geliştirmek adına bizlerin sorumluluğunu artırmaktadır. Bu sorumluluğunun farkında olan Türk un sanayicisi; ülkesine daha çok döviz kazandırmak için var gücüyle çalışmaya devam edecektir. Söz konusu başarı; aynı zamanda ciddi bir emek ve sektörel birliktelik istemektedir. Dünya’nın örnek aldığı bu başarıda; öngörüsü yüksek ve isabetli politikalarla üreticiyi, sanayiciyi, tüccarı ve tüketiciyi koruyan, sektörü dinleyen, buğday piyasalarında istikrarı sağlamak için gerekli stokları oluşturan, stratejik ürün olarak belirlenen buğdayın ekim alanlarının, veriminin ve kalitesinin arttırılmasına yönelik politikaları hayata geçiren, tarım bakanlığımıza, ticaret bakanlığımıza, toprak mahsulleri ofisimize,   huzurlarınızda teşekkürlerimizi iletiyorum” ifadelerini kullandı.

‘KURAKLIK TARIMDA VE GIDA DA TAM KARŞIMIZDA EN BÜYÜK TEHLİKELERDEN BİRİ’

Kuraklığın artık yaklaşan bir tehdit olmadığını, tarımda ve gıda da tam karşımızda en büyük tehlikelerden biri olduğunu ifade eden Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Haluk Tezcan, “Son birkaç yılın Dünyada ve ülkemizde zorlu geçtiğini söylemek mümkün. Covid-19 pandemisi ile başlayan küresel çaptaki daralmaların etkileri devam ederken, emtia fiyatlarındaki yükselişler, yanı başımızda yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı ve Küresel riskler gıda sanayinin en önemli parçalarından biri olarak bizleri başta olmak üzere birçok sektörü tedirgin etti. Bu küresel risklerin başında sektörümüzü en çok etkileyen iklim değişikliği ile başlayan kuraklık oldu. Geçirdiğimiz bu zorlu süreç kuraklığın artık yaklaşan bir tehdit olmadığını, tarımda ve gıda da tam karşımızda en büyük tehlikelerden biri olduğunu gösterdi. Gıdamızın ayrılmaz bir parçası olan una ve ekmeğe vatandaşlarımızın makul fiyatlarla ulaşması için Bakanlıklarımız ve Toprak Mahsulleri Ofisi ile gerçekleştirilen un regüslasyonuna TUSAF olarak tüm üyelerimizle elimizden gelen tüm imkanları seferber edip, devletimizi bu adımını destekledik ve enflasyonla mücadelede sektörümüz adına çalışmalarımızı yaptık. Bu yaşadığımız süreçler bizlere tarımda üretimimizi her ne pahasına olursa olsun arttırmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi. Eğer ekim alanlarımızı arttırıp buğday üretim miktarında artışı yakalarsak, üreticilerimizle birlikte uzun dönemdir hedeflediğimiz sürdürülebilirliği yakalamış olacağız. Eminim ki sektörümüz, sektör paydaşlarımız ve üreticilerimizin yoğunlukla yer aldığı Konya bölgemiz de üretimde hem kamu hem de özel sektör olarak işbirliği içerisinde hedeflerimizi gerçekleştirmede önemli yapı taşlarından birini oluşturacaktır. Çok şükür ki 2022 hasat sezonu bereketiyle geldi ve tüm bölgelerimizde oldukça verimli geçti. Başta Cumhurbaşkanlığımız, Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere ilgili kuruluşlar ve Toprak Mahsulleri Ofisi ile birlikte açıklanan alım fiyatları hem üreticilerimizi hem de biz sanayicilerimizin yüzlerini güldürdü. Bu tarz organizasyonlar sektör paydaşları ve kamunun bir araya gelerek sektörün sorunlarının dile getirilip çözüm önerilerinin sunulması ve görüş alışverişinde bulunulması adına büyük önem taşımaktadır. Bizde bu bilinçle hareket ederek her yıl düzenlediğimiz TUSAF 17.Uluslararası Kongre ve Sergimizi ‘’Üretimde Teknolojik Dönüşümler, Ticaret ve Küresel Riskler ‘’ temasıyla 9-12 Şubat 2023 Tarihlerinde Antalya’da gerçekleştireceğiz” dedi.

‘DEVLETİMİZ VE TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜMÜZÜN DE GAYRETİ İLE GIDA KRİZİ YAŞANMADI’

TOBB Borsalar Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik düzenlenen programda yaptığı konuşmada son iki yılda; pandemi, iklimsel kuraklık, emtia fiyatlarındaki yükselme, dövizdeki dalgalanmalar, tedarik zincirlerinin bozulması, üretim ve ticarette yaşanan daralmalarla dünyada tarım sektörü ve piyasaları ciddi derecede sarsıldığına dikkat çekerek, “Rusya Ukrayna savaşıyla tarım-gıda piyasaları daha kırılgan bir hale gelmiştir. Gıda krizi ve gıda güvenliği endişeleri artmıştır. Tarım-gıda politikaları yeniden oluşturulmaktadır.  Son olarak cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir diplomatik adım atarak Karadeniz tahıl koridoru’nu hayata geçirmesi dünyada takdirle karşılanmıştır. Yeniden tahıl ticaretinin başlamasıyla, emtia fiyatlarındaki belirsizlik, gıda güvenliği endişeleri büyük oranda ortadan kalkmıştır. Devletimiz iç piyasa dengesi ve gıda arz güvenliğinin sağlanması için fevkalade tedbirler, alternatif politikalarla büyük gayret göstermiştir. Tarım ve Orman Bakanlığımıza bağlı Toprak Mahsulleri Ofisimize piyasayı regüle görevini yerinde ve zamanında tam isabetle yaptığı için sektörlerimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda tarımsal üretim ve ticaretinin devamı noktasında gerekli hassasiyeti gösteren, lisanslı depo ve Türkiye ürün ihtisas borsası gibi vizyoner kuruluşlarla tarımın geleceğine yön veren, sorunlarımızı ve sıkıntılarımızı Cumhurbaşkanımız’a, hükümetimize iletme noktasında olağanüstü çaba sarf eden TOBB başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum. Devletimiz ve Türk özel sektörümüzün de gayreti ile üretim sürmüş gıda krizi yaşanmamıştır” dedi.

‘KONYA UN ÜRETİMİNDE LOKOMOTİF ŞEHİRDİR’

Konya’nın tarıma elverişli geniş arazi yapısı ve tarımsal üretimiyle stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Çevik, “1,8 milyon hektar alanda hububat üretimi başta olmak üzere birçok bitkisel üretimde birinci sıradadır. Toplam üretimin yüzde 90’ı tahıllar ve diğer bitkisel ürünler, yüzde 7’sini sebzeler, yüzde 3’ünü meyveler oluşturmaktadır. Büyükbaş hayvan sayısında 1., küçükbaş hayvan sayısında 2.’dir. Bitkisel ve hayvansal üretim değeri yaklaşık 36 milyar liradır. Tarımsal gıdaya yönelik sanayisi ile de Anadolu’nun gıda üssüdür. Un üretiminde lokomotif şehirdir.  Yıllık kurulu 4 milyon, fiili 2,5 milyon ton kapasitesi ile 36 un fabrikası imalat yapmaktadır.  Konya’mızın bitkisel ve hayvansal gıda yönelik işletme sayısı 931’dir. 3 milyar doları aşan Konya ihracatı içinde tarımsal ürünler ihracatımız 527 milyon dolardır. Ticaret ve sanayi açısından ise şehrimiz önemli bir merkez konumundadır” diye konuştu.

‘GÜÇLÜ BİR STOK OLUŞTURDUK’

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal ise bu sene bereketli bir sezonun geçirildiğini söyledi. TMO olarak, üreticinin yanında olduklarını anlatan Güldal, "Üreticiyle ve üretimle başlayan bir sürecin, sanayiye una, makarnaya, bisküviye ve endüstriye dönüşen mamullerin, ülkemiz ile yurt dışına olan ihracatı, katkıyı ve değeri artırmak için gayret ediyoruz." dedi. Güldal, buğdayın stratejik bir ürün olduğunu, üretimi artırmak için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini aktardı. TMO'nun, 2022 hasat döneminde 500'e yakın alım noktasında rekor bir alım miktarına ulaştığını ifade eden Güldal, şöyle devam etti: “Güçlü bir stok oluşturduk. Piyasa regülasyonu enstrümanı olarak kullanacağımız bu stoklar 2022 yılında bizi rahat ettirecek. Geçen yıl elimizde olmayan ürünleri getirerek piyasayı yönettik. Ama bu sene bereketli bir sezonun getirmiş olduğu stoklarımızla bunu yapacağız. Aramızda çok deneyimli firmalar var. Bu firmalarla ahenkli bir şekilde regülasyonu sağlamaya çalışacağız. Aramızda makarna sektöründen de katılım sağlayan arkadaşlarımız var. Makarnalık buğday stoklarımız son derece güçlü. Hatta bir yıldan daha fazla yetebilecek seviyede. Biz de bu gücümüzü dikkate alarak, 60 bin ton civarında makarnalık buğday satışının talimatını verdik” dedi.  Vali Vahdettin Özkan ise gençlerin bu kadim medeniyette toprakla kültürle buluşturulması açısından bu tür sektör buluşmalarını çok faydalı olduğunu ifade ederek toplantının hayırlara vesile olmasını diledi.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim