Konya Ticaret Odası (KTO), “Türkiye ve Konya Ekonomisindeki Gelişmeler” ve “Konya Ticaret Odası İştirakleri ve Projeleri” konularını değerlendiren basın toplantısı düzenledi. Toplantıya KTO Başkanı Selçuk Öztürk ve basın mensuplarının yanı sıra KTO yönetim kurulu üyeleri de katıldı. Küresel ekonomi ve Konya’nın ticarinin değerlendirildiği toplantıda konuşan Öztürk, tüm dünyanın ekonomideki en büyük sorununun gelir dağılımındaki dengesizlik olduğuna dikkat çekti. Türkiye’deki en büyük ekonomik sorunun enflasyon olduğunu da ifade eden Öztürk, “Neredeyse tüm sektörlerde 2024 yılında yavaşlama görüldü. 2024 yılının son çeyreğinde de sıkı para politikalarının devam ederek ekonomik büyümedeki yavaşlamanın devam edeceğini tahmin ediyoruz.” dedi.
‘DÜNYA EKONOMİSİ İÇİN ZOR BİR YIL GERİDE KALDI’
2024 yılının küresel ekonomi açısından zorlu bir yıl olduğuna dikkat çeken Öztürk, devam eden savaşlar, çatışmalar ve ABD’deki seçim süreci ve sonrasında başkanlık değişikliğinin ekonomi üzerinde bir belirsizliği de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Öztürk, IMF tahminlerine göre 2024‘te küresel ekonomik büyümenin yüzde 3,2 oranında gerçekleşme sinin beklendiğini ifade ederken dünyada ekonomik olarak en büyük sorunun ise gelir dağılımındaki bölgesel olarak eşitsizliğin olduğunu söyledi. Bu zorlu ekonomi koşullarında zorlu bir yılın geride bırakıldığını ancak siyasi ve jeopolitik belirsizliklerin hâkim olacağı yeni zorlu bir yıla adım atılacağına da işaret eden Öztürk, “ABD’de Trump’ın yeniden Başkan seçilmesi ve vergi, faiz, dış ticaret, kripto para gibi konularda iddialı ekonomik vaatleri ile dünya ticaret yeniden şekillenecek gibi görünüyor. Trump’ın uygulayabileceği ithalat tarifeleri ve korumacı politikaların küresel ticarette yeni bir denge bekleniyor. Başta Çin menşeli ürünler olmak üzere ithalatta ciddi gümrük vergisi artışına gidilmesi planlıyor. Trump'ın uygulamayı düşündüğü tarife planı sadece Çin değil, aynı zamanda birçok Asya ülkesi için de risk oluşturuyor.” diye konuştu.
‘VATANDAŞIN TÜKETİMİ ARTTI, DEVLETİN AZALDI’
Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri de değerlendiren konuşan Öztürk, 2024 yılı sıkı para politikalarının 2024 yılı ilk çeyreğinde yurt içi talebi düşüremediğini; ancak ikinci çeyrekte, Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırması ve yüksek faizler iç talep üzerinde etkisini göstermeye başladığını söyledi. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde sektörlerdeki daralmaya da dikkat çeken Öztürk, “Sanayideki yüzde 2,4 daralma dikkat çekici, inşaat yüzde 9,2 büyümüş, tarımda yüzde 4,6, hizmetlerde ise yüzde 1,4 büyüme gerçekleşmiş. Bu arada ne zaman ekonomi yavaşlasa devreye giren net ihracat gözle görülür şekilde büyümüş, yatırımlar durma noktasına gelmiş, stoklarda gerileme gerçekleşmiş. İnşaat sektöründeki hızlı büyümenin ise deprem konutlarının yapımından kaynaklandığını düşünüyoruz. Vatandaşın tüketimi arttı, devletin azaldı. Hane halklarının nihai tüketim harcamaları 2024 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.1 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 0.9 azaldı.” şeklinde konuştu.
‘ENFLASYONLA MÜCADELE İÇİN ÖNCE BÜYÜME VE HARCAMADAN ÖDÜN VERİLMELİ’
Sektörlerdeki küçülmeye rağmen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayı enflasyon verilerine göre enflasyondaki artış hızının beklenen düzeye gerilemediğine de dikkat çeken Öztürk, ekim ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 2,88 arttığını; yıllık enflasyonun ise yüzde 48,58 olarak kaydedildiğini ifade etti. Öztürk, enflasyonla mücadele çerçevesinde geçici bir süre ekonomik büyüme ve yatırım harcamalarından ödün vermek gerektiğini belirtti.
GERİLEME, EKONOMİNİN ÜRETİM AYAĞINDAKİ DARALMAYA İŞARET!
Ülkenin ithalat ve ihracat rakamlarını da değerlendiren Öztürk, “İhracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 oranında artarak 23.5 milyar dolar, ithalat ise aynı oranda kalarak 29.4 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. 2024 yılı Ocak-Ekim dönemi dış ticaret açığı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 oranında azalarak 65.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Dış ticarette son bir yılda istatistiki veri bazında gerçekleşen iyileşmeye bakıldığında, bunun kaynağının ihracat artışından çok ithalattaki hızlı gerileme olduğu görülüyor. İthalattaki gerileme ise ara malı/ hammadde dış alımındaki sert düşüşten kaynaklanıyor, bu da ekonominin üretim ayağındaki daralmaya işaret ediyor. Girdi ithalatında sert düşüş ithal tüketimde hızlı artış yaşanıyor.” dedi.
KONYA, BU YIL DA VERİLERİYLE TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE!
Türkiye ihracatının son 5 yılında pandemi yılı haricinde gelir bazında artış olduğunu da kaydeden Başkan Öztürk, Konya ekonomisiyle ilgili verilerle bir değerlendirmede de bulundu. Konya’nın diğer yıllarda olduğu gibi 2024 yılında da ihracat, istihdam, gayri safi yurt içi hasıla, girişimcilik gibi farklı parametrede Türkiye ortalamasının üstünde veriler ile ülke ekonomisine pozitif katkı sağladığını vurgulayan Öztürk, “İl düzeyindeki Gayri Safi Yurtiçi Hasılamız (GSYH) 2012 yılındaki 33 milyar TL’ iken en son açıklanan 2022 verilerine göre yaklaşık on kat artarak 320 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu veriler ile Konya, Türkiye’nin toplam GSYH’den yüzde 2,1 pay alarak il bazında 7’nci sırada yer almıştır.” dedi.
EN ÇOK İHRACAT YAPAN 10’UNCU ŞEHİR KONUMUNDA
Şehirde kişi başına düşen GSYH’nın 2012 yılındaki yaklaşık 16 bin TL iken, 2022 yılında 141 bin TL’ye yükseldiğini söyleyen Öztürk, dış ticarette de 2023 yılında Konya’da 3.3 milyar dolar ihracat yapıldığını ve Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 1,5’inin gerçekleştiğini belirtti. Bu yılki ihracat rakamlarıyla ilgili bilgi veren Öztürk, “2024 yılı Ocak-Ekim döneminde 10 aylık ihracatımız ise 2.9 milyar dolar. Konya, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’de en çok ihracat yapan 10’uncu ildir. Aynı dönemde Türkiye ihracatı 186.5 milyar dolardır.” dedi.
BİR ODADAN DAHA FAZLASI!
Öztürk, Konya Ticaret Odası olarak 142 yıllık köklü geçmişiyle iştirakleriyle birlikte şehre hizmet ettiklerini belirtirken, bir oda olmanın yanı sıra konukevi, KTO Karatay Üniversitesi, Siber Güvenlik Merkezi, Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM), Akıllı Teknolojiler Merkezi gibi bilim, teknoloji, eğitim ve sanayi gibi farklı dallarda şehre hizmet ettiklerini belirtti. 29 bini aşkın faal üyesi ve 70 meslek komitesiyle hizmet veren KTO’nun kanuna dayalı hizmetlerin yanı sıra sürdürülebilir rekabet gücünü sağlamaya yönelik çalışmalara da imza attığını ifade eden Öztürk, “Bu kapsamda işbirliği protokolü, seminer, konferans, ulusal ve uluslararası projeler, hizmet içi ve akademik eğitimlerle odamızı taçlandırıyoruz.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.