Öğrencilerin 4 gözle beklediği yaz tatili kapıya dayandı. Eğitim Danışmanı Feruze Meniz ise, hem öğrenciler hem de veliler için önemli açıklamalarda bulundu.

2-1-21

İlkokula giden öğrencilerin, yaz tatilinde kendilerine yüklenip ders çalışmalarına gerek olmadığını söyleyen Eğitim Danışmanı Feruze Meniz, o yaştaki çocukları potansiyellerinin üzerinde yormanın yanlış olduğunu belirtti. Feruze Meniz, ‘’İlkokul yaş grubu yaz tatillerini diledikleri gibi geçirsinler. Çocuklar dönem boyunca fazlasıyla yoruldular. Artık güzel bir tatili hak ettiler. Ortaokul grubu ve Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) giren veya girecek olan öğrenciler için ise kitap okumak çok önemli. Geçtiğimiz gün LGS’de okumanın önemini çok net gördük. Sınavda ilk defa Matematik değil Türkçe belirleyici oldu. Kitap okuma alışkanlığı olan öğrencilerin gayet de yapabileceği tarzda sorular vardı. Öğrencilerimiz kitap okumayı sadece yaz tatili ile sınırlamasınlar. Bunu hayatlarının bir rutini haline getirsinler. Çünkü bu serüven sadece LGS ile başlayıp bitmiyor. Devamında Yükseköğretim Kurumları Sınavı da (YKS) geliyor. YKS’de en önemli unsur zaman yönetimi. Bunu da en iyi kitap okumayı arttırarak başarabiliriz. Çocuklar klasik sorularla artık karşılaşmıyorlar. Soruların kalıpları çok değişti. Öğrencilerin soruyu en kısa zamanda anlayıp yorumlaması gerekiyor. ÖSYM topu öğrencilere attı. Ders esnasında verilen belirli konular elbette önemli. Ama konuyu anlamak için öğrencinin kendisi ayrı bir çaba sarf etmeli. Benim şu an en çok sıkıntı yaşadığım öğrenci grubu kitap okumayanlar oluyor. Hiç okuma kitabı almayan öğrenciler var. Ortaokul ve lise grupları yaz tatilinde kitap okumanın yanı sıra 1 sene boyunca öğrendikleri konuların tekrarını da yapabilirler. Tatil geldi diye öğrencilerin hiç kitap kapağı açmamasını doğru bulmuyorum. Velilerimiz bu konuda biraz daha hassasiyet gösterip, matematikle ilgili eğlenceli oyunlarla, küçük mini sınavlarla öğrenciyi teşvik edip ucuna ödül koyarak ders çalışmaya ikna edebilirler. Çocuklar eğer yaz tatilinde hiç kitap yüzü görmezlerse sene başında her şeye sıfırdan başlamış gibi olurlar. Ne yaz tatilinde dinlenmeyi ihmal etsinler ne de kitapları unutsunlar. İkisini de bir arada dengelememiz lazım. Lise öğrencilerimizde ise, 9. sınıfa geçtiklerinde bir şaşkınlık olabiliyor. Bu çok normal. Çünkü yeni yaş grubuyla tanışıyor, yeni bir ortama girmiş oluyor. Merak ve keşfetmeyle beraber lise 1 biraz sallantılı geçebiliyor. 9. sınıfı boş geçiren çocukların, 11 ve 12. sınıfta toparlanmaları oldukça zor oluyor. 9. sınıfı gerçekten günü gününe ders çalışarak geçirmeleri ve kitap okumaları gerekiyor. Öğrenci gün içerisinde okulda hangi konu işlendiyse onunla alakalı 50 soru çözerse zaten dersi pekiştirmiş oluyor. Kendilerine çok fazla yüklenmelerine gerek yok. Düzenli bir şekilde çalışan öğrenci 12. sınıfa geçtiği zaman tabanı sağlam olduğu için çok rahat olacak. ‘’Daha benim 3 yılım var’’ diye düşünmesinler. Çalışmayı bu şekilde ertelemeleri hata olur. Zaman çok hızlı geçiyor. Öğrenciler sadece dersle günlerini geçirmesinler. Mesela bir şeye yetenekleri olabilir, spor yapmayı sevebilirler. Bu tür aktiviteler de gerekli’’ diye konuştu.

2-2-23

‘SİZ BENİ ANLAMIYORSUNUZ’

Öğrencilere bilinçli destek vermeleri konusunda ailelere tavsiyelerde bulunan Meniz, ‘’Herkes doktor, avukat, mühendis olmak zorunda değil. Çocukların yeteneği neyse bu doğrultuda yol izlenmeli ve yönlendirilmesi lazım. Çocukların geleceği ve mutluluğu için doğru aile desteği çok önemli. Karne konusunda da aileler hassas olmalı. Mesele iyi bir not almak değil, iyi bir gelecek hazırlamak. En çok karıştırılan noktalardan birisi de sınav sistemi. YKS’ye giren bir öğrenci test mantığıyla sınav olacak. Ama okullarda yazılı sınavlar oluyor. 10 soruya 40 dakika veriliyor. Çocuk rahat rahat çözüp geçebiliyor zaten. Ailelerin en çok karıştırdığı nokta bu. Mesela bir çocuğun yazılısı yüksek ama denemesi düşük. Veliler, ‘’hocam neden böyle oldu’’ diye soruyor. Bunlar birbirinden çok farklı şeyler. Velilerin öncelikle hangi sınavın nasıl olduğunu, ne anlama geldiğini öğrenip çocuğun ders çalışıp çalışmadığını görüp nerede başarılı oluyor diye takibini yapmaları gerekiyor. Bütün bunlar hallolduktan sonra velilerin çocuklara karşı vereceği destek daha bilinçli olur. Aileler, çocuklarına verdikleri desteği bilinçli yapmazlarsa öğrencilerden, ‘’siz beni anlamıyorsunuz’’ gibi tepki alabiliyorlar. Bu sefer çocuk dışarıya daha fazla dönük olmaya başlıyor. Bu da aile ve derslerden kopmaya neden oluyor. Bu noktada ailenin tutumu çok önemli’’ ifadelerine yer verdi.

2-3-22

SON ANA KADAR DERS ÇALIŞILABİLİR

Üniversite sınavına girecek öğrencilerin son ana kadar ders çalışabileceklerini dile getiren Meniz, ‘’Çalışmaktan hiçbir zaman zarar gelmez. ‘’Ocak’a kadar çalışmazsan sonra hiç çalışma, son ana kadar ders çalışmak kafa karıştırır’’ gibi söylemler yanlıştır. Sınav yarınsa, bugün de ders çalışılabilir. Ama sıfırdan bir konu çalışmak için geç kalınmış olabilir. Bu ayrı bir mesele. Örnek veriyorum, öğrenci polinom konusunda bir şey bilmiyor. Sınavdan bir gün önce bu konuya çalışmamalı. Yetişmez zaten. Daha önceki konuların tekrarının son ana kadar yapılmasında hiçbir sakınca yoktur’’ şeklinde konuştu.

İtibar suikastı yapılıyor! İtibar suikastı yapılıyor!

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: Birkan Bakay