ECEVİT'TEN BAŞÖRTÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ
Ecevit deyince hemen aklınıza Bülent Ecevit gelmesin. O çoktan öldü ve şimdi yaptıklarının ya da yapmadıklarının hesabını Rabbine vermekle meşgul. O'nun başörtüsü ile ilgili vereceği hesaplardan biri de, T.B.M.M çatısı altında başörtülü milletvekili Merve Kavakçı'ya Dışarı! Dışarı diye kükremesiydi.
Allah hem bizim hem de O'nun hesabını kolay eylesin. Belki de o dönemin bir özelliği olarak, belki de bir takım zinde güçlerin baskısı altında öyle davranmak zorunda kaldı. Titreyen ayakları ve titreyen sesiyle cihanı titretti.
Sonra köprülerin altından çok sular aktı, ülkemiz pek çok yasağın ortadan kalktığını gördü.
O dönem hepimiz çok acılar yaşadık. O dönemin zulmünü yaşayanlardan biri de büyük kızımdı. Selçuk Üniversitesi Matematik bölümünde okuyan kızım bütün baskı ve engellemelere rağmen başını açmadı ve okulu bıraktı. Devletine küstü, büyük bir travma yaşadı. O'ndan sonra gelen kızlarım ise hem başörtülü olarak Üniversite'de okuyabiliyor hem de öğretmenlik yapabiliyor.
Şimdi Hükümet yeni bir özgürlük ortamı için, yeni bir adım attı. Orta Öğretim kurumlarında başörtülü olarak eğitim görmek, serbest hale geldi. Bu karar, geniş halk kitleleri tarafından büyük bir kabul gördü. Gerçek manâda devletle milleti kaynaşmasına vesile oldu. Her ne kadar azgın azınlık diyebileceğimiz, halktan ve halkın değerlerinden kopuk, embesil, laikçi, emekli Kemalist bir kesimin hoşuna gitmese de bu karar, özgürlüklere açılan yeni bir kapı oldu.
TİMAV Başkanımız Sayın Ecevit Öksüz de karardan duyduğu memnuniyeti bir basın açıklamasıyla dile getirdi. Bizim de duygularımıza ve düşüncelerimize tercüman olan Ecevit Öksüz'ün açıklamalarından bazı satırbaşlarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Bu karar, özgürlükler adına normalleşmede sona doğru yaklaşıldığının bir göstergesidir.
Başörtüsü düzenlemesi ile başını örtmek zorunlu hale gelmedi, tamamen çağdışı bir baskı ve özgürlük gaspı olan başını açma zorunluluğu ortadan kalktı. Dolayısıyla bir kısım insanların çığlık çığlığa karşı çıkışlarının nedeni hiçbir şekilde anlaşılabilecek bir durum değildir.
Tüm yasakların kaldırılması, darbe dönemlerinin bitirilmesi, tortuların temizlenmesi ve Fırsat eşitliğinin sağlanması demokrasiyi zayıflatmak değil, tüm kurumları ve kurumlarıyla demokrasiyi güçlendirerek tahkim etmek anlamına gelir.
Bu serbestliğe karşı çıkanları, bu milleti anlayan insanlar olduğunu düşünmüyorum. Bu insanlar milletin değerlerini anlayan insanlar olmadığı gibi, milletin değerlerine savaş açmak gibi bir garabetin içindedirler.
Kararı ideolojik yaklaşımlarla ve günümüzde hiçbir geçerliliği kalmamış fantastik duygularla değerlendirmek yerine, insanî değerler adına atılmış bir adım olarak değerlendirmek gerekir
Ecevit Öksüz'ü kutluyorum ve teşekkür ediyorum.
HEM NALINA HEM MIHINA
SÖZCÜ KİMİN SÖZCÜSÜ?
Sözcü diye bir gazete var. Bütün emekli, embesil, Kemalist, atılmış provakatif yazar geçinenlerin, yazılarından büyük paralar alanların gazetesi, Başörtüsünü orta eğitimde serbest kılan karara ateş köpürerek başlık atmış:
Bunlar bu gidişle doğmamış çocuğa bile türban takacaklar Sonrada gazetenin tam ortasına anne rahminde bir cenin, photoshopla ceninin başında da bir başörtüsü resmi.
Doğmamış bir bebek, cinsiyeti bile belli olmayan bir cenin.
Sonra da: Atatürk'ün kurduğu lâik eğitim sistemi resmen çöktü. İktidar dindar ve kindar nesil plânı için, türbanı önce üniversitelere, kamuya soktu.
Okullara zorunlu din dersi koydu. İbadethane zorunluluğu getirdi. Tepkilere rağmen okulları İmam Hatiplere çevirdi. 2023 hedefi için plânın 2. aşamasına geçtiler. Orta Okul ve Lise'de türbanı serbest bıraktılar. 10 yaşındaki kızlar okula türban, peçe ve çarşafla, erkekler ise cüppe ve takkeyle gidebilecek.
Takmayanlar hedef olacak, yakında ilkokulda da türban gelebilir diye evhamlarını, korku ve endişelerini sıralamış.
Sıralamış da biraz abartmış.
Sahi siz başörtüsünün serbest olduğu Üniversitelerde derslerine çarşaf, peçe, cüppe, takke, takunya ile gelen birini gördünüz mü?
Kamuda başörtüsü serbest olunca kıyamet mi koptu?
Bu kadar halktan uzak, bu kadar kıt düşünceli bir SÖZCÜ, kimin sözcüsü acaba?
Bir arkadaşım şöyle diyordu, geçenlerde:
Benim pusulam, SÖZCÜ, CUMHURİYET ve CHP. Onlar karşı çıkınca AK Parti'nin doğru yolda ilerlediğini tesbit ediyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
BEN ÖYLE BİLİRİM Kİ YAŞAMAK, BERRAK BİR GÖKTE ÇOCUKLAR AŞKINA SAVAŞMAKTIR
İsmet Özel