Quds

Herzog, Facebook hesabından yayımladığı konuşmada, Binyamin Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan “yargı reformu” krizinin aşılması için "Halk Tasarısı" olarak adlandırılan önerisini açıkladı.

Herzog, "Son birkaç hafta İsrail'in ekonomisine, güvenliğine, toplumuna, siyasi ilişkilerine ve en önemlisi İsrail'in bütünlüğüne zarar vererek bizi parçaladı." ifadelerini kullandı.

Korkunç söylemler duyduğunu ve korkunç bir nefrete tanık olduğunu kaydeden Herzog, şunları kaydetti:

"Şu ana kadar kullanmadığım bir ifade kullanacağım ve bundan korkmayacak İsrailli yoktur; gerçek bir iç savaşın ulaşamayacağımız bir şey olduğunu düşünenlerin, (konu hakkında) hiçbir fikri yok. İç savaş kırmızı çizgidir ve ne pahasına olursa olsun patlak vermesine izin vermeyeceğim."

Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine ilişkin Herzog, "Hükümet yetkilileri arasındaki ilişkide düşünceli ve mantıklı bir şekilde, köklü ve derin bir değişiklik yapılmalı. Bunun mümkün olan en geniş ortak paydaya bereket ve iyilik getirmesini sağlamalıdır." diye konuştu.

Herzog, "Bugün, Yahudi ve demokratik ülkemizdeki yetkililer arasındaki ilişkiler için dengeli, ihtiyatlı ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir anayasal düzenleme için tarihi bir fırsatla karşı karşıya olduğumuza inanıyorum." dedi.

Tasarının meclisi, hükümeti ve yargı sistemini güçlendireceğini, Yahudi ve demokratik İsrail devletini koruyacağını aktaran Herzog, bunun siyasi bir taviz olmadığını, tüm tarafların bu kamusal tartışmada zamanlamanın önemli olduğunu anlaması gerektiğini kaydetti. Herzog, "Devlet yıkılmamalı." dedi.

İsrail'in "i24NEWS" internet sitesine göre, bizzat Herzog tarafından iktidar koalisyonu veya muhalefetle istişare yapılmadan hazırlanan tasarı, hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan “yargı reformu”nun ülke çapında huzursuzluk yaratmasına karşı uzlaşma bulmayı amaçlıyor.

Yedioth Ahronoth'a göre, tasarı, Yargıçları Atama Komitesi'nde çoğunluğun hükümet koalisyonuna verilmemesini, bunun yerine 11 üyeden sadece 5'inin koalisyona verilmesini içeriyor.

Tasarı ayrıca, mecliste İsrail'de yarı anayasa sayılan "Temel Yasalar"da yapılacak değişikler için 3 değil 4 oturumda görüşülmesini ve 120 sandalyeli mecliste salt çoğunluk olan 61 oy yerine 80 oy çokluğuyla çıkarılmasını içeriyor.

Herzog'un tasarısı, Yüksek Mahkeme'nin (en yüksek yargı organı) Temel Yasalar üzerinde adli denetim yapamayacağını ve yalnızca normal yasaları iptal edebileceğini belirtiyor.

Muhalefetten tasarıya destek

Öte yandan İsrail muhalefeti, Cumhurbaşkanı Herzog’u “Halk Tasarısını” memnuniyetle karşıladı.

Eski Başbakan ve yeni muhalefet lideri Yair Lapid, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, sunduğu tasarı için Cumhurbaşkanını tebrik ederek, “İsrail Devleti’nin ulusal direncine ciddi şekilde zarar veren ekonomik, güvenlik ve sosyal bir parçalanmayı önlemek için her türlü çabayı göstermeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi lideri Lapid, Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesindeki ısrarlı duruşunu da eleştirerek, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanının tasarısına, tasarının mahiyetine, yazıldığı ciddiyete ve altında yatan değerlere saygı duyarak yaklaşmalıyız.

Koalisyon hükümetinin aşırıcı ve yağmacı yasaları dörtnala devam ettiği sürece İsrail demokrasisine yönelik tehlike geçmiş sayılmaz. Biz; Yahudi, demokratik, liberal ve güçlü bir İsrail için savaşmaya devam edeceğiz.”

Eski Savunma Bakanı ve Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Herzog ile telefonda konuştuğunu ve İsrail halkının birliğini ve demokrasiyi korumak için gösterdiği büyük çabalardan dolayı kendisine teşekkür ettiğini belirtti.

İsrail’de bir “iç savaş” tehlikesine karşı Cumhurbaşkanının rolüne dikkati çeken Gantz, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanına eylemlerinin tarihi bir öneme sahip olduğunu ve tüm tarafların işbirliği yapması ve İsrail toplumunda kardeş katliamı tehlikesini önlemesi gerektiğini söyledim.

Netanyahu'yu ve siyasi sistemdeki tüm tarafları bu kader anında sorumlu davranmaya, tasarıyı benimsemeye ve bir an önce tanıtmaya başlamaya çağırıyorum.”

İsrail Cumhurbaşkanı, "yargı reformu" krizinin aşılması için "Halk Tasarısı" önerdi.

İsrail Başbakanı, “yargı reformu” krizinin aşılması için Cumhurbaşkanı'nın sunduğu tasarıyı reddetti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, liderlik ettiği koalisyon hükümetinin planladığı tartışmalı “yargı reformu” krizinin aşılması için Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un sunduğu tasarıyı reddetti.

Başbakan Netanyahu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, hükümetin yargı düzenlemesi konusunda Cumhurbaşkanı Herzog’un "iç savaş" uyarısında bulunarak, krizin aşılması için önerdiği "Halk Tasarısı" hakkında açıklamada bulundu.

Netanyahu, Cumhurbaşkanı'nın sunduğu tasarının, “mevcut statükoyu devam ettirdiğini” belirtti.

Liderlik ettiği koalisyon hükümeti ortaklarının tasarıyı benimsemediklerine işaret eden Netanyahu, şunları kaydetti:

“Ne yazık ki Cumhurbaşkanı'nın sunduğu şeyler koalisyon temsilcileri tarafından kabul edilmedi. Sunduğu taslağın kilit bölümleri yalnızca mevcut statükoyu devam ettiriyor ve İsrail devlet organlarının ihtiyaç duyduğu dengeyi getirmiyor. Bu talihsiz gerçek.”

Herzog, Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan yargı düzenlemesinin ülkede yarattığı siyasi krizin aşılması için "Halk Tasarısı" olarak adlandırılan bir öneri açıklamıştı.

Tasarı, hükümetin yargı düzenlemesinde hedeflediğinin aksine, Yargıçları Atama Komitesi'nde çoğunluğun hükümet koalisyonuna verilmemesi ve 120 sandalyeli Meclis’ten geçecek yasaların, salt çoğunluk olan 61 oy yerine 80 oy çokluğuyla çıkarılması gibi yargı mekanizmasının yetkilerinin hükümet lehine değiştirilmesini engelleyen maddeler içeriyor.

Netanyahu’nun tartışmalı “yargı reformu”

Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan “yargı reformu”na karşı ülke genelinde düzenlenen kitlesel protestolar 10 haftayı geride bıraktı.

Hükümet, tartışmalı yargı düzenlemesini Meclis'ten geçirme noktasında adım adım ilerlerken, bunu "yargının bağımsızlığına müdahale" olarak değerlendiren on binlerce İsraillinin ülke genelindeki eylemleri giderek büyüyor.

Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir “yargı reformu” planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı mercii olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.

Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yargının yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle yoğun şekilde eleştirilmişti.

Editör: TE Bilişim