Profesyonel Milli Tenisçi Altuğ Çelikbilek’i spora aşina olan herkes bilir ama anne tarafından Konyalı olduğu pek bilinmez. Ereğli sporunun uzun yıllar hizmetinde bulunan Ali-Emine Borazan çiftinin atletizm sporu yapan ve beden eğitimi öğretmeni kızları Şaziye Çelikbilek’in, üç Challenger finali kazanan 28 yaşındaki oğlu Altuğ Çelikbilek Aralık ayında Tunus’ta katıldığı turnuvada fenalaşıp hastaneye kaldırılmış ve tespit edilen beyin tümörü başarılı bir ameliyatla alınmıştı. Nekâhat dönemindeki Çelikbilek ile tenis hayatını konuştuk.
Bizi sizi Konya Ereğlili spor sevdalısı Ali Borazan ile eşi Emine hanımın torunu ve onların sporcu kızlarından Şaziye hanımın oğlu olarak gıyaben tanıyoruz. Hangi tarihte ve nerede dünyaya geldiniz, hangi okullarda eğitim aldınız?
Doğduğumda spor yapmaya başladım diyebilirim. Ama tenise dört yaşında başladım. Tenise başlama sebebim de babamın tenis antrenörü olmasıydı.
Sporcu bir ailenin çocuğu olarak spora erken yaşta başladığınız söylediniz. Kaç yaşından beri kortlardasınız ve neden tenis sporunu seçtiniz?
Türkiye’de tenisçi olmak çok kolay değil açıkçası. Sonuçta tenis kültürü gelişmemiş bir ülkeyiz, daha doğrusu gelişmekte olan bir ülkeyiz. Ama ben şanslı bir konumdaydım. İyi bir sistem ve altyapıda yetiştim. Ailemin de sporcu ve spor antrenörü olmasından dolayı iyi bir desteğe ve düzgün bir altyapıya sahip oldum. Ayrıca Türkiye’de turnuvalar da olması büyük şansım oldu.
Bizim nesil sporseverler Avrupalı tenisçileri gıptayla izleyerek büyüdü ama ülkemiz tenis sporunda mesafe almakta, Avrupa ve dünya çapında başarılar elde etmekte biraz gecikti. Marsel İlhan ve Çağla Büyükakçay gibi yıldızlar öncü oldu. Sonra Cem İlkel ile siz kortlarda fırtına gibi esip dünya klasmanında ülkemiz adına mutluluk veren seviyelere geldiniz. Bize tenis kariyerinizin yükseliş serüveninin anlatır mısınız?
Antrenmanlarımı yarı zamanlı Almanya’da, yarı zamanlı İstanbul’da yapıyorum. Turnuvalara gittiğim antrenörüm Alman olduğu için arada onunla antrenman yapmaya gidiyorum. Almanya’nın bana en büyük katkısı disiplin oldu diyebilirim. Ayrıca oradaki başarılı sporcuları ve sistemi görmek bana büyük bir vizyon getirdi.
Profesyonel kariyerinizdeki uluslararası derecelerinizden bahseder misiniz?
Birden fazla sayıda 15k seviyesinde turnuva kazandım ayrıca dört challenger finalimin üçünü de kazandım. Dünyada 150 numaraya kadar yükseldim.
Her yılınız bir öncekinden daha iyi olmak üzere üst düzey bir grafiğiniz var. Bunu başarmak her sporcunun harcı değil. Siz nasıl başardınız?
2024’ün başına kadar, dediğiniz gibi yükselen bir grafiğim vardı. 2024’le birlikte o yükselişi gerçekleştiremedim. Başarmadaki en büyük sebep sadece daha iyi olmaya odaklanmamdı. Sıralamaya veya kazanmaya odaklanmıştım.
İyi sporcu olabilmenin şartları nedir?
İyi sporcu olabilmenin şartı öncelikle disiplindir ve bu işi istemektir. Sporu hayatın bir parçası, hayat tarzı haline getirmek ve bu işi isteyerek yapmak en önemli başlangıçtır.
Bir röportajınızda okumuştum, teniste sabrın önemini anlatırken özel hayattan ciddi feragatler yapılması gerektiğine vurgu yapıyorsunuz. Sizi bu fikre sevk eden zorluklar neler?
Özel hayatınız normal insanlar gibi olmuyor. Ailenizden uzak kalmanız gerekiyor, evinizden uzak kalmanız gerekiyor, arkadaşlarınızdan uzak kalmanız gerekiyor. Bunlardan feragat etme sebebiniz de işin sonundaki ödül, başarma hissi ve disiplinli bir hayattır.
Ülkemizi, kulüpleşme ve sağlanan imkânlar açısından değerlendirir misiniz?
Tabii ki de bir Fransa, Almanya ya da Amerika değiliz. Ama her geçen gün gelişiyor ve daha iyiye gidiyoruz. Zaten her jenerasyon daha başarılı bir şekilde yükseliyor.
Tenis sporuna başlamak isteyen adayları için tavsiyelerde bulunur musunuz?
Tenisse başlamak isteyenlere, bu işten zevk almaları gerektiğini, özellikle de profesyonel anlamda yapmak istiyorlarsa özel hayatları olmayacağını ama zevkli olacağını söyleyebilirim.
Tunus'ta düzenlenen Monastir M15 tenis turnuvasında müsabakadayken fenalaşıp hastaneye kaldırıldınız ve akabinde beyin tümörü teşhisi koyulup ameliyat edildiniz. Ben de beyin tümörü ameliyatı geçirmiş biriyim ve gözlerimi hastanede açıncaya kadar tümör taşıdığımdan habersizdim. Siz nasıl bir süreç yaşadınız?
Tunus’ta Yankı Erel ile oynadığı yarı final maçı oynuyorduk. Fenalaştım. Sonrası yok. Beyin kanaması geçirmişim. İlk müdahale Tunus’ta yapıldıktan sonra Türkiye’ye getirildim. İstanbul’da yapılan tetkiklerden sonra beyin sapına yakın bir yerde tümör tespit edildi. Doktorlarım ameliyatın çok başarılı geçtiğini söylediler.
Şu anda iyileşme sürecindeyim. Gerek Tunuslu yetkililer, gerekse ülkemizin Tunus Büyükelçiliği benimle yakından ilgilendiler. Türkiye Tenis Federasyonu ve formasını giydiğim ENKA Spor kulübüne ve sağlık Bakanlığımıza ilgi ve desteklerinden ötürü çok teşekkür ederim.
Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve kısa zamanda sizi tekrar kortlarda görmeyi arzu ediyoruz.