“Dünya İsrail olacak”

Abone Ol

Zaten kendi inandıkları Tevrat'a da yazmışlar.

"Kitâb-ı Mukaddes’te Hz. İbrâhim’e yapılan vaadde, “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölge” (Tekvîn, 15/8), Hz. Mûsâ ve Yeşu’a yapılan vaadde, “Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak” denilmiştir (Tesniye, 11/24; Yeşu, 1/3).

Arz-ı mev‘ûdun sınırları Ahd-i Atîk’te daha ayrıntılı olarak şu şekilde verilmektedir: Güney sınırı: “Tsin çölünden Edom boyunca olacak ve cenup sınırınız şarka doğru Tuz denizinin ucundan olacak ve sınırınız Akrabbim yokuşundan cenuba doğru dolaşacak ve Tsin’e geçecek ve onun uçları Kadeş-Barnea’nın cenubunda olacaklar ve Hatsar-Addar’a çıkacak ve Atsmon’a geçecek ve sınır Atsmon’dan Mısır vadisine kadar dolaşacak ve onun uçları deniz yanında olacaktır” (Sayılar, 34/3-5; Tesniye, 15/2-4). Buradaki Tsin çölü Kadeş’in kuzeydoğusunda yer almakta ve arz-ı mev‘ûdun güney sınırını teşkil etmektedir. Tuz denizi bugünkü Ölüdeniz’dir." (İslam Ansiklopedisi.)

Hal böyle olunca bir de sen uyumaya devam edince elbette bu sınırlarla da iktifa etmeyecek ve bütün dünyanın sahibi olmak için uğraşacaktır.

Ey insanlık, tırnağını kırıyor sesin çıkmıyor. Parmağını koparıyor tık yok.  Ayağını kesiyor ığranmıyorsun bile. Bacağını kökünden söküyor öbürünü uzatıyorsun. Karnını deşiyor uyumaya devam ediyorsun. Boğazına çöküyor ıhı... Kafanı koparıyor, o zaman zaten nefes alamadığın için zaten ölüsün.

Sendeki bu sessizlik ona cesaret verdikçe veriyor. O da bunu fırsat bilip ilerledikçe öldürmeye, öldürdükçe kan içmeye devam ediyor.

Bütün dünya sus pus olmuş, ölüme, katliama destek çıkıyor. Kucaklıyor katili. Öpüyor yanaklarından. Öldürmeye cevaz veriyor. Ölenin insanlığının hiç önemi yok. ‘Çocukmuş, kadınmış, yaşlıymış’ milyonların ölümü ona bir kuş ölümü kadar bile anlamlı gelmiyor.

İnsanzannettiklerimizn bir kısmı susuyor diğer bir kısmı da biz de de var bunlardan, kahaha atıyorlar ölenlerin ardından. Bombaların parçaladığı çocukların ardından "oh!" çekiyorlar. “Oh! Onlar da Osmanı'yı arkasından vurmasalarmış."

Bunlar da insan sınıfından sayılıyorlar. Yere batsın sizin insanlığınız. İsrail sizden, sizin gibilerden güç alıyor farkında değil misiniz? Yarın sizin eve de girecekler. Sizin çocukların karnını da deşecekler. Ulan senin yaşadığın ev bile onların "arz-ı mev'ud" hefeflerinin içinde...

Sen dilinle bile buğz etmekten aciz biri iken, üstelik her dakika Osmanlı düşmanlığı yaparken "arkasından vurdu" martavalı ile katile, katliama destek oluyorsun. Bu mudur senin insanlığın? Bu mudur senin vizyonun? Bu mudur senin yiğitliğin. Ağzını açsan güçlüden yana olmak korkaklıktır, güçlünün karşısında olmak gerekir” derken sen de mi takıye yapıyorsun. Sinek gibisin gözlerimin önünde.

Hz. Ali Efendimizin "Bir zulme engel olamıyorsan onu herkese duyurun" sözüne bari uygun hareket etmen gerekirken, zulme destek olman senin de insanlığının değerini ortaya çıkarıyor.

İsrail bütün dünyanın desteğini almış durumda. Yığınların onu destekliyor olması onun haklı olduğunu göstermez. Buna ses çıkarmayış; korkaklığın, insan olamayışın, aklını kullanamayışın, kana susamışlığın, tarihsel kin ve nefretin, "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" anlayışının bir tezahürüdür.

İsrail, ABD İngiltere hatta Araplar bile fıtratlarının gereğini yapıyorlar. Burada senin ne yaptığımız önemli. Hiçbir şey yapmıyorsan hatta susuyorsan, bunlar da bir yana zalime destek cümleleri kuruyorsan insanlığının tanımı kendiliğinden değiştiriyorsun demektir.

Artık elimiz, kolumuz bağlı, boynumuzu uzatıp kesmelerini bekliyoruz demektir.

İsrail, çocuklarını ilkokuldan itibaren "arz-ı mev’ûd hedefiyle yetiştirirken, biz ise seçmeli din dersine bile, insanların giyiniş tarzına bile namaz kılmalarına bile ezan okunmasına, "Allah" denilmesine bile karşı çıkıyor, dünya siyonizminin dümen suyunda deli koyunlar gibi dönüp duruyoruz. Gelip kafamızı kesmelerini bekliyoruz.

Ecdadımızın;

"Yumuşak başlı isem, kim demiş uysal koyunum

Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boynum.

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.

Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım,

Çiğnerim, çiğnenirim, Hakk'ı tutar kaldırırım."

Anlayışından ve mefkûresinden uzak, dünyanın keyfine dalmışız, yıkılsa umrumuzda olmuyor ne yazık ki.

Biz, batının "barış", " özgürlük", "medeniyet" masalları ile uyutulurken, onlar, hedeflerini adım adım gerçekleştirmek için milyonları öldürürlerken, "ne işimiz var oralarda" diyerek Yahudi hedeflerine, ‘arz-ı mev’ûd” hayallerine destek olduğumuzun bile farkında olmayanlarla cebelleşiyoruz. İsrail ise bölgeyi temizleyerek sınırlarımıza doğru ilerlesin ama  “ne işimiz var Suriye’de?” diyenlerden tık çıkmasın. İsrail’le ABD’ye bu cümlenin bir tek harfini dahi söyleyemesinler...

İsrail' inanıyorum ki bu haksız tutumuyla bir gün mutlaka yenilecek ama elindeki atom bombalarıyla dünyayı bitirip öyle yenilecek. Yenilmeye başladığında elini atom bombasının butonu üzerinden çekmek için asla tereddüt etmeyecektir. Zira şu an yaptıkları bunun kesin delilidir.

Neticede herkes ölecek. Ona destek olan zihniyetlerin metabolizması da aynı bizimkiler gibi insan metabolizması olduğu için, ölüm onları da seçmeyecek ve onlar da herkes gibi nefessiz kalıp yok olup gidecekler.

Maalesef adım adım ölüyoruz.