DÜNDEN BUGÜNE KAR İLE GELEN HATIRALAR!

Abone Ol

Bu yıl kar bereketi ile geldi inşallah. Aziz kardeşim Sedat Ulupınarlı 13 Mart 1971 yılında olan fırtına ilgili soru sorunca 2017 ocak ayında yazmış olduğum yazıyı ve bazı bildiklerimi gönderdim. Güncel gündem kar olması hasebiyle tekrar yazma gereksinimi duydum. Eskilerin ifadesi ile; “Ettekrarı hasen velevkane yüzseksen” derlerdi. Yani güzel şeylerin tekrarı yüzseksen kere bile olsa güzelliğinden bir şey kaybetmez değil mi?

Daha önce ki yıllarda 57 yıl önce 13 Mart 1971 yılında olan "BAKKAL FIRTINASI" başlıklı bir yazı yazmıştık. O yazımızda Sodur Köyümüzde Albay Mehmet Ali Şahin Ağabeyi ziyaretimiz konu olmuştu. Bugünlerde yıllar sonra böylesi yoğun kar yağması ile çok uzun zamandan bu yana böyle kar yağmadı. Derken o yazımız gündeme geldi. Tekrar sizlerle paylaşıyorum.

"Pazar günü Sodur Köyümüzde kadim dostumuz namı diğer Albay Mehmet Ali Şahin Ağabey ziyaretimizde bana;

--- Ahmet Başkan yetmişli yıllarda olan ve halk arasında “Bakkal fırtınası” olarak bilinen bu fırtınanın tarihini ay gün biliyor musun? Ben cevap vermeden Ahmet Çelik Ağabey;

--- Ben 11 Mart 1971 Cumartesi akşamı olarak biliyorum. Öyle değil mi Ahmet Başkan?

--- Ben de sizin gibi biliyorum. Mart ayı ve bir 1971 Cumartesi akşamı olmuştu. Dedim. Himmet Tömtöm;

--- Niyazi Yılmaz Ağabey o fırtına akşamı Konya’da Ocağın düzenlediği geceye katılacaklarmış ve yolda kalmışlar. O tarihini unutmamıştır soralım. Dedi ve telefon açtı. Niyazi Yılmaz Başkan 13 Mart 1971 demiş.

Daha sonra Himmet Tömtöm’ün dükkânında ben tekrar sorduğumda;

--- Ahmet Başkan biz o 13 Mart 1971 Cumartesi akşamı teşkilatın Konya’da düzenlediği Malazgirt Gecesine gidiyorduk. Çumra’nın çıkışında kaldık. Arabada altı kişi idik.

Arabanın benzini üç saatte içinde bitti. Tıpkı voleybolcular gibi arabanın içinde yer değiştire değiştire sabahı ettik. Sabah arabayı olduğu yerde bırakarak yürüyerek Çumra’ya dönmüştük.

Niyazi Yılmaz Başkanın Skoda marka o arabasını çok iyi hatırlıyorum. Az kahır çekmedi. Toplantılar, mitinglere hep o araba en önde giderdi.

43 yıl önce 13 Mart 1971 Cumartesi günü akşamında başlayıp sabaha kadar süren fırtına Çumra merkezde beş kişi hayatını kaybetmişti.

İzzetbey Camii (Dağlılar camii olarak bilinir.) karşı köşede Polis Ömer Yavuz’un birinci kat köşede bakkallık yapan baba ve iki oğlu evine dönerken fırtınada yolunu kaybedip üçü de ölür.

Bağlar mahallesinde Çumra’nın renkli simalarından Poz Mevlüt’ün hanımı ve çocuğu evinin bahçesinde hayatın kaybeder.

Özellikle bu tipide bakkal ve iki çocuğunu ölümünden dolayı 13 Mart 1971 Cumartesi günü olan fırtınaya Bakkal Fırtınası denmiştir.

İkindi üzeri sığırcık kuşları sürü sürü uçuyordu. Serçe kuşlarında telaş bahçe çelenlerindeki kamışların arasına sokuluyorlardı..

Rahmetli babama bu anormollikleri anlatıp sebebini sorduğumda;

--- Oğlum bunun arkası boş değil Cenabı Allah yolda belde kalanın yardımcısı olsun. Demişti.

Babam rahmetlinin dediği gibi arkası boş çıkmadı. Göz gözü görmemesine kar tipi fırtına çıktı. Yatsı namazı sıralarında bağlar mahallesinde oturan Mustafa Amcam geldi. Ağlayarak;

--- Ben ne yapacağım İsmet ile Hasan ava gitmişlerdi daha gelmediler. Babam;

--- Ağa bu havada yapacak bir şey yok. Onlar muhakkak bir yere sığınmışlardır. Dedi. Amcam;

--- Ben gideceğim. Diyerek dışarı çıktı. Babam ağabeylerim Nuri ve Sami’ye;

--- Nuri, Sami üstünüzü kavi giyin. Başınıza poşu sarın. Tek sıra halinde yürüyün. Her yüz metre de öndeki değişsin amcanızı evine bırakın gelin. Dedi.

Evden çıktıktan sonra babam tekrar dışarı çıktı, girdi.

--- Hava daha da bozulmuş keşke ağamı ve çocukları salmasaydım. Deyip hayıflanmaya başladı. İki sat sonra sağ salim ağabeylerim döndüler.

Sabah oldu tipi dindi. Bizim evin önündeki kanal karla dümdüz olmuş. Çarşamba Çayının üzeri aynı karla tepelemesine dolmuş. Köprüden geçer gibi karşıdan karşıya geçtik.

Babam rahmetli komşulardan at getirdiler ona bindi. Amcamın oğullarını aramaya gitti. Amcaoğulları şimdiki Çumra Şeker Fabrikası sapağında önüne gelmişler. Babam hemen attan inmiş;

--- Gelmiş geçmiş olsun çocuklar. Deyince her ikisi de babama sarılıp ağlamaya başlamışlar. Babam;

--- Geceyi nerde geçirdiniz? Diye sorunca;

--- Hacı Muhitte bir eve sığındık. Demişler. Babam;

--- Haydi oyalanmayın. Evde kızılca kıyamet koptu haber beklerler. Ata binip eve geldi. Amcama;

--- İsmet ile Hasan Sulu Ziraatın oradalar geliyorlar. Gözümüz aydın olsun. Gelmiş geçmiş olsun. Dedi. Amcam ve Iraz yengem sevinç gözyaşlarına boğuldular.

Bir sure sonra süt dökmüş kedi gibi iki amcaoğlu bizim eve geldiler. Mustafa Amcam merakla soruyordu;

--- Oğlum ne diye hava bozdu da eve dönmediniz? Amcaoğulları;

--- Baba hava birden bozdu. Ne yapacağımızı bilemedik. Hacı Muhitte bir eve sığındık.

* Hacı Muhit: Şimdiki Ürünlü Köyüne Hacı Muhit Yaylası, Hacı Muhit Çiftliği derlerdi. Sonraları Ürünlü olarak söylenir oldu.

Burada anti parantez yeri gelmişken Ürünlü Köyünden bir nebze bahsedip babamın avcı arkadaşı Şadi Çelik Ağabeyin babası Hacı Torun Amcayı rahmetle analım.

Ürünlü Köyü Çumra merkeze 10 km. Konya’ya ise 55 km dir. Düz bir ovada kurulu olup doğusunda Karadağ kuzeyinde Bozdağ güneyinde Bosala dağı batısında Çumra bulunmaktadır beş köyün yolu buradan geçer ulaşım sorunu yoktur

Ürünlü köyü1926 yılında Hacı Muhit yaylası tahtalı ve çukur kavaklı ahali tarafından satın alınarak kurulmuştur ilk başlarda üç beş ailenin yerleşimiyle kurulan köy zamanla göç edenlerin sayısı ve nüfus artışıyla çoğalmıştır.

Böylesi açıklamadan sonra gelelim kazazede amcaoğullarına amcamı yengemi ve amcaoğullarını uğurladık.

Yukarda da ifade ettiğim üzere bakkal ve iki oğlu, Poz Mevlüt’ün Hanımı, çocuğu fırtınada vefat etti.

Şimdi yine Mart ayındayız aradan 41 yıl geçmiş Cenabı Allah böylesi felaketlerden bizleri korusun.

Albay Mehmet Ali Ağabeyin sorusuyla Bakkal Fırtınası yazıya dökülmüş oldu. Ölenlere rahmet kalan huzur dolu sağlık ömür dileyelim.

Bakkal Fırtınası olayını not düşelim…"