Ben spor yazarıyım…

Doğruları yazmak kabahat ise kabahatliyim…

İyi bir Konyasporlu olmanın kabahat olduğunu unutmuşum demek ki!

Anlayışınıza bırakıyorum…

Evet…

Yazdıklarımı beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz…

Bazılarınız beğenmiyorsunuz, eyvallah…

Haklı ve geçerli nedenleriniz olabilir…

Tabii ki kendinize göre…

Ama, şunu da ıskalamamak lazım; sen ne kadar doğru ve düzgünsen, karşındaki de o kadar doğru ve düzgün ya da değil…

Futbol mahallesinin sorunu bu!

Göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz “zülfiyare dokunma” meselesi…

Ayağımıza ya da ayağınıza basıldığı zaman maskesiz yüzümüz ortaya çıkıyor!

Toplamda bir sorunumuz var…

Yönetiminin, teknik adamının, oyuncunun, taraftarının, medyanın, havada uçan, yer de kaçan, bu şehirde yaşayan herkesin doğru düzgün olup olmama sorunu var…

Kiminin ki çok, kiminin ki az…

Düzelmiyoruz ya da düzeltemiyoruz…

Ne kendimizi ne de karşımızdakini…

Aslında çok basit…

Biz, yani insanoğlu düzelirse dünya düzelir…

Düzelme ile alakalı bir hikaye var ve çok güzel bir hikaye…

Babası tatil günü “lunapark” diye tutturan çocuğuna hinlik yaparak gazetedeki dünya haritasını makasla ufalayarak vermiş. “Birleştirirsen lunaparka gideriz” demiş.

Adam sinsi sinsi sırıtarak kahvesini yudumlamaya başlamışken çocuk çarçabuk yap-boz’u bitirmiş. Adam şaşkınlık içerisinde, “Nasıl becerdin?” diye sormuş. Çocuk, “Haritanın arkasında insan resmi vardı, insanı düzelttim, dünya düzeldi” demiş.

Nasıl?

Harika değil mi?

Futbol ailesi düzelir mi?

Düzelir…

Futbolu paylaşan, futboldan keyif alan, futboldan para kazanan herkes, herhangi bir eleştiriye küfürle kafirle karşılık vermediği zaman…

Futbol, Türk milletinin yüzde 90’ının tutkusu ya da çoğunluk için hayatın ta kendisi…

Yani, futbol hayat memat meselesi!

Trabzonspor, Kasımpaşa ve son Başakşehir maçlarından sonra, “Demek ki, futbol hayat memat meselesiymiş!” “Aksiyonu bol maç” ve “Lig ikinciliği riske girdi” başlıklı yazılarıma alınganlık gösterenler olmuş…

Kendilerince aba altından sopa göstermeye çalışmışlar…

Ben farklı bir şey anlatmaya çalıştım, ama karşımdakiler anlayamamış ya da anlamak istememişler…

Ben şunu söylemeye çalışıyorum; rahmetli Ahmet Çalık’ın ayarında olmasa da muadili bir stoperle Trabzon, Kasımpaşa ve Başakşehir maçlarının skoru böyle olmazdı…

Kasımpaşa maçında Adil, Başakşehir maçında Musa Çağıran hata yaptılar, ama bu hataları Konyaspor’a ve taraftarlarına pahalıya patladı…

Umarım meramımı anlatabilmişimdir.