Evet, her hafta olduğu gibi bu hafta da yeni bir köşe yazısı ile siz değerli okuyucularımızla buluşmanın heyecanı içerisindeyim. Bu hafta neredeyse her hafta sosyal medyada gündem olan Diyanet konusu ele alacağız. Belki sizlerin de dikkatini çekmiştir, bazı kesimler sürekli olarak Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanlığını hedef alan açıklamalar yapıp, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da #Diyanetkapatılsın hastagleri ve bu hastaghlar altında saçma sapan yüzlerce twit atıyorlar.

İnsan hayatının çok önemli bir parçası olan dine dair işlerin toplum hayatında yürütülmesi için kurumsal bir hüviyete ihtiyaç bulunduğu açıktır. Dünyada din hizmetlerinin sunumu her ülkenin kendi gelenek ve kültürüne göre şekillenmektedir. Din hizmetleri ülkemizde geçmişten günümüze hep bir kamu hizmeti olarak icra edilmiştir. Osmanlı devleti hem İslam dini ile ilgili işleri hem de azınlıkların dini işlerini kamu hizmeti anlayışı içerisinde idare etmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, kuruluş kanunu olan 429 sayılı kanunda, “İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek” şeklinde ifade edilmiştir. Ülkedeki tüm cami ve mescitlerle bunların görevlilerinin idaresi Başkanlığa verildiği gibi tekke ve zaviyelerle bunların görevlisi olan şeyhlerin idaresi de Başkanlığa verilmiştir. Müdüriyeti, Levâzım Müdüriyeti, Tahrirat ve Evrak Müdüriyeti; taşrada ise vilayet ve kazalarda müftülükler yer almıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı son yıllarda gerçekten hizmet kalitesini oldukça yükseltti. Hayata geçirilen Diyanet Radyo, Diyanet TV, Risalat Radyo ve Diyanet Kuran Radyo ile yüce dinimiz İslam’ı en iyi şekilde anlatabilmek için büyük bir gayret veriliyor. Yine Türkiye Diyanet Yayınevi vasıtasıyla İslam, aile ve fıkıh gibi konularda çok sayıda kitap okuyucu ile buluşuyor. Ancak ne hikmetse Diyanet İşleri Başkanlığı yapılan iyi hizmetlerle gündeme gelmemektedir. Bazı din düşmanı kesimler ısrarla Diyanetin açığını ya da eksiğini arayıp, olmayacak konularla algı peşinde koşmaktadır. Büyük çoğunluğu mütedeyyin olan halkımız Diyanet kurumuna olan bu saldırı ve iftiralardan bıkmıştır. Ve bu iftiralar ve karalama kampanyaları halkımızı derinden üzmektedir.

Elbette her kamu kurumunun olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bir takım eksikleri vardır. Başkanlığın bu eksikleri yapıcı eleştirilerle gündeme getirilmelidir. Bu yapıcı eleştiriler kurumu da memnun edecek ve kurum bu eksiklikleri giderebilmek için elinden geleni yapacaktır. Twitter’da Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanlığına hakaret, küfür vb. eylemleri yaptığınız zaman elinize ne geçiyor? Bir genç olarak Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan haksız eleştirilere oldukça üzülüyorum.

Eleştirilere en güzel cevabı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet çatısı altında hizmet veren personel, her kesimden vatandaşlarımız ve gençlerin hep birlikte cevap verebileceğini düşünüyorum. Umarım özellikle evde kaldığımız ve camilerimizin kapalı olduğu günlerden ders çıkarılmıştır. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının sosyal medya hesaplarını, dini konularda vatandaşları bilgilendirmek için daha aktif kullanması gerektiğini düşünüyorum.

Selametle