Peygamber efendimiz zamanında ihtiyar bakıma muhtaç annesi ile yaşayan Neyffel adında çok samimi bir sahabe vardı.
Peygamberimizin her gaza ya çıkacağı zaman ziyaret eder ve ondan harbe gitmesine müsaade etmesini isterdi. Çünkü peygamber efendimiz onu harbe götürmez başka kimsesi bulunmayan bakıma muhtaç annesine bakmasını öğütler ve bunu da bir cihat olduğunu kendisine bildirirdi.
Bir gün yine bir harp hazırlığı vardı her defasında olduğu gibi Neyffel peygamberimize cihada gitmek için yalvarıyordu. Bütün uğraşmalarına rağmen kendisini bu fikrinden vaz geçiremeyen peygamber efendimiz Neyffel in cihada katılmasına izin verir.
Cephede harp bütün şiddeti ile devam ederken Neyffel kahramanca kılıç sallıyor düşmana aman vermiyordu ki bir kılıç darbesi ile habibi zişanın önünde şehit düştü.
Peygamberimiz Neyffel için çok mutazarrır oldu ama dönüşü yoktu.
Harp bitti Müslümanların galibiyeti ile biten bir harp ti yalnız ne var ki peygamberimizi üzen Neyffelin şahadeti idi.
Harp dönüşü başlamış herkes evine gelirken başkalarının yardımı ile harpten dönenleri karşılamaya Neyffelin annesi de çıkmış her gelene Neyffeli soruyordu.
Kimse ona Neyffelin şehit olduğunu söyleyemiyor geriden geliyor diye geç
İştiriyorlardı. Peygamber efendimizde kadına Neyffelin ölümünü söyleyemedi. Herkes geriyi işaret ediyordu haz Ömer haz Osman haz Ali derken iş haz Ebu bekire gelmişti kadın atının yularını tuttu ya Eba Bekir Neyffel nerede dedi oda geriye sor diyecekti baktı ki geride kimse yok, kabeyi muazzamaya yönünü döndü beyaz sakalından bir tek teli ağzına dişlerinin arasına aldı,o yalan söyleyememenin o dürüstlüğün timsali Eba Bekir Neffelllll diye bağırdı Neyffel elinde kılıcı ile BUYUR ya EBABEKİR buradayım dedi ve sıdık yanındaki ihtiyar kadına dönüp işte Neyffel buyur oğlunu ey hatun dedi ve ondan sonra Neyffelin kırk yıl daha yaşadığını söyleyip dururlarmış. Sonra bu olayı Cebrail Aleyhisselam peygamberimize şöyle vahyettiği rivayet edilirmiş. O dürüstlük timsali Eba Bekir öyle bir hüzünle kalbi yanarak bağırdı ki Allah ü zülcelâl onun bağırması ile bütün ölüleri bile diriltebilirdi dediğini yazıyor kitaplar.
Peygamberimiz zamanında İslamiyet yayılırken
Bu kutsal din uğruna çetin savaşlar yapılırken
Mekke de Neffel adında fakir bir sahabe vardı
Gücü yettiğince çalışır ihtiyar bir annesiyle yaşardı
Bütün müminler harbe gider Allah için savaş yapar
Neffel i harbe götürmezler onun içinde gaza ateşi yanar
Sefere gidileceğinde peygamberden harp için izin ister
Peygamber izinvermez Neffel e annene iyi bak senin cihadın o der
Yıllar ayları aylar günleri günlerde zamanı kovar
Neffel in içersindeki bir gaza ateşidir durmaz yanar
Bir gün Neffel bakar ki halk cihada hazırlanır
Peygamber efendimize giderde yana yakıla yalvarır
Ne olur ya Resulallah bende bu gazaya katılayım
Bu yüce dinimiz uğruna ya şehit ya gazi olayım
Deyince Peygamber harbe katılmasına müsaade eder
Bulur kılıcını gürzünü Neffel sevinçle harbe gider
Harp çok şiddetlidir kâfirler durmadan saldırıyor
Neffel elinde kılıcı ile kahramanca çarpışıyor
Bir ara Resulün önünde Neffel e bir kılıç darbesi gelir
O darbenin şiddetiyle şahadet getirerek şehit olur
Peygamberi Zişan ımız bu duruma çokça üzülür
Harp İslam ın galebesi ile biter artık evlere dönülür
Gazadan dönenleri bütün ahali yollarda karşılarlar
Bu kalabalık arasında Neffelin ihtiyar anası da var
Sorar yüce peygambere ey Resul benim neffel nerede?
Şehit düştü diyemez efendimiz ona işaret eder geride
Hazreti Ömer e sorar ya Ömer nerde benim Neffel im
O da şehit diyemez ey kadın daha gerilere sor derim
Kadın döner bakar geriden hazreti Osman geliyor
Gücünün yettiğince koşarak onun önüne geçiyor
Ya Osman sen söyle benim Neffel im nerde kaldı
Yoksa aman ya Rabbim bir oğlum şehit mi oldu
Hazreti Osman ı zinnureyn de işaret eder geriyi
Veremez Neffelin Annesine bu acıklı müjdeyi
Bakar kadın geride Allah ın aslanı ali var
Neffel im nerde diyerek koşar Ali ye sorar
Hazreti Ali bakar geriden gelir Eba Bekir
Derki ey benim rabbim sana binlerce şükür
İşaret eder ihtiyar kadına geride gelenleri
Yakalar ciğeri yanan kadın son gelen Eba bekiri
Ya dürüstlük timsali can canısın Eba Bekir
Benim Neffel im nerede çabuk bana bul getir
Sıddık geride diyecek ama bakar ki hiç kimse yok
Kalbi derinden yaralanır o anda geçirir bir şok
Bir tel kıl alır sakalında döner Kâbe ye karşı
Neffel diye bir bağırır ki sözleri titretir arş ‘ı
Neffel tam karşısındadır elinde bir kılıçla
Bu ya Eba Bekir der mütevazı bir üslupla
İşte ey ana Neffel in bilmem ki ben ne yanayım
Yaşar mıyım? Uyur muyum? Yoksa rüyada mıyım?
Rivayet ederler ki Neffel kırk yıl daha yaşamış
O ihtiyar annesine ömrü boyunca iyi bakmış
Cebrail bir gün gelmiş peygamberimize vahiy ile
Bu durumu ona izah etmiş yaratanın izniyle
Demiş ki Eba bekirin ciğeri yanar hakta ala bilirdi
O bir daha bağırsa Rabbim tüm ölenleri diriltirdi
Ozan İsmail derki gelin biz bunlardan ibret alalım
Sahabe kadar olamazsak ta onlara yaklaşalım
Allah ım sana döneceğiz bizler ancak sana kul oluruz
İnşallah bu dünyada daima senin rızanı buluruz
Allah ım sen kolaylıklar ver kabirde zor olursa soru
Bu dünyanın meşakkatinden çirkinden ne olur bizleri koru
Bu menkıbeyi 1972 yılında Menakıbi Ciheryari Güzin adlı kitaptan okudum
İsmail Detseli 21 ramazan 2005 25 Ekim