Son dönemlerde Türkiye’de kişiler İngilizce kelimeleri, cümleleri arasında çok fazla kullanıyor. Özellikle gençler arasında yaygın olan bu Türkçe-İngilizce karışımı ortaya çıkan diyaloglar, uzmanlara göre kültür diline zarar veriyor. Ayrıca günümüzde ‘sanat’ adı altında çıkarılan şarkıların çoğunun artık İngilizce ve Türkçe karışımı olduğu görülüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ve Türk dilinin korunması için önemli çalışmaları olan Yazar Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar, milli kültürün tüm bileşenleri ile oluşarak gelişmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasında bireylerin,  bilim insanların, sanatçıların, din adamlarının ve aydınların sorumlulukları olduğunu aktardı.

AKÖRENLİ GÜNEY ÜLKELERİNDE-2 AKÖRENLİ GÜNEY ÜLKELERİNDE-2

2 6-8

“KÜLTÜR DİLİ TÜRKÇE’DEN BAŞKASI OLAMAZ!

Yazar Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar, dil, bilim, din, sanat denince kültürün en önemli dört bileşeninin ortaya çıktığını belirterek Türk toplumlarında kültür dilinin Türkçe’den başkası olmaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Soğukpınar, “Ancak, sürekli tartışılan ve bir türlü üzerinde anlaşma sağlanamayan Türkçe’nin bilim dili olup olamayacağı hususu var. Geçmişte tüm üniversitelerimizin ve Türkiye’nin bilim politikasını yönetme/yönlendirme görevi olan Yüksek Öğretim Kurulu  başkanının, 1996’da, “Türkçe bilim dili değildir, yakın bir gelecekte de bilim dili olacağa benzememektedir.” şeklindeki beyanı hafızalarda. Halen günümüzde akademik ortamlarda devam eden benzer tartışmalar ve yabancı dil ile öğretimin savunuluyor olması konunun yeterince anlaşılamadığını gösteriyor. En net kanıt ise konu hakkında hala makale yazma ihtiyacını hissetmemizdir. Oysa, kültür (bilim ve diğer öğeler dahil) oluşması ve gelişimine ana dilin etkisi konusunun günümüze kadar netleştirilerek aydınların çoğunluğu tarafından içselleştirilmiş olması beklenirdi” şeklinde konuştu.

2 7-11

“GAYRET DE GEREKİYOR”

Tüm akademisyen, öğretim elemanı ve sanatçıların, dilbilimci gibi kendi ana dilinin inceliklerine sahip olmasının beklenmediğini ifade eden Soğukpınar, bu konuda mutlaka herkesin hata ve eksikliklerinin olabileceğini söyledi.  Ancak bilim ve sanat kültürünün oluşması, gelişerek nesiller arasında aktarılması için en azından farkındalığın arttırılması konusunda gayret gösterilmesinin mümkün olduğuna işaret eden Soğukpınar, “Özellikle teknik terimlerin çok geçtiği Türkçe makaleleri okuduğumuzda yabancı dildeki birçok kelimenin okunuşunun kullanıldığını görmekteyiz. Oysa, dil farkındalığını arttırmak ve bilimde Türkçe kelimeleri üreterek kullanmak suretiyle Türkçe bilim dilinin gelişmesine katkı sağlanabilecektir” dedi.

2 10-6

“BÜYÜK SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR”

Milli kültürün tüm bileşenleri ile oluşarak gelişmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasında elbette tüm bireylerin sorumluluğunun olduğunu aktaran Soğukpınar, en büyük sorumluluğun; bilim insanları, sanatçılar ve  din adamları başta olmak üzere tüm aydınların olduğunu kaydetti. Soğukpınar, tarihte değişik devirlerde Türkçeye sahip çıkılması yönünde adımlar atıldığını da anlatarak, “Bu adımların elbette olumlu etkileri oldu. Konuyu tarihin ışığında değerlendirerek analiz edip, açıklığa kavuşturduktan sonra milli strateji haline getirerek tartışmaları bitirmek artık elzemdir. Çünkü ulusal kültürün tüm bileşenleriyle gelişmesi ve devamı için anadilin kullanılmasının önemi kanıtlandı. Neticede, eğer konuya sahip çıkarak gereken gayret gösterilirse bilim ve kültür dili probleminin kalıcı olarak çözülebilmesi mümkün” diye söyledi.

2 9-8

VEBAL ALTINDA KALMAYIN!

Dil, din, bilim, sanat, örf ve adetler, tarih, dünya görüşünün zaman içinde oluşarak geliştiğine değinen Soğukpınar, “Söz konusu gelişmeyi hızlandırıp yönlendirenler, toplumda önder olarak görülen bilim, din ve sanat insanları, aydınlar ile kanaat önderleri olacaktır. Önder konumunda olan bireylerin kültür dilinin gelişmesi ve devamı konusunda farkındalık ve ortak görüşlere sahip olmaları o toplumun kültürel gelişimine  olumlu katkıda bulunacak. Aksi durum ise geriye gidişe neden olabilecek. Bu nedenle, söz konusu gelişmede bilim, sanat, din adamı ve aydınların vebali ve sorumluluğu büyük” şeklinde konuştu.

Muhabir: TUBA KAYA