Geçen haftaki konumuzla devam edelim.

Niçin eğitimci arkadaşlarımız öğrencilerine, velilerimiz çocuklarına kitap okumaları için baskı yapıyorlar. Velilerimiz gerçekten okumanın faydasını bildiklerinden mi yoksa öğretmenlerin isteği üzerine mi yükleniyorlar çocuklarına. Bunu düşündüm bu hafta.

Okumak çocukların dil gelişiminde önemli yere sahip. Henüz bebekken başlanılan bu faaliyet ile çocuğun bilişsel, ruhsal ve duygusal gelişimi daha iyi ilerlemekte.

Öyleyse okumayı, öğrenci olan çocuğa tavsiye etmek yerine; henüz bebekken, anne-babaların üzerine eğilmesi gereken bir durum olarak görmeliyiz. Bu sayede çocuğun ilk baştan kelime haznesi, dolayısıyla düşünme kapasitesi artmış olur. Sebep-sonuç ilişkisini kurabilen, odaklanma kabiliyetini geliştiren beyin işlevi yerine getirilmiş olur. Odaklanabilen çocuk dinleme becerisini geliştirir, hayal dünyasını genişletir, öğrenmeye merakı artar. Ve böylece işte, anne babaların çocuktan en çok istediği akademik başarıya daha kolayca ulaşabilirler.

Öyleyse ne yapılmalı…

Çocuğumuz henüz okula gitmeden okuma serüvenine başla(t)mamız lazım.

Burada dikkat edilecek en önemli husus ise; çocuğun yaşına uygun olan kitapları seçebilmektir. İlk yaşlarda basit, resimli, bez, tek cümlelik sayfalardan oluşan kitaplar seçilmeli; ilerleyen zamanlarda çocuğun dokunup, rahatça incelemesine fırsat veren kalın dokulu, tanıyabileceği nesneleri içeren, sesli, canlı renkli, hayal gücünü geliştirecek tarzda olmasına gayret edilmeli.

Okula başladığı dönemlerde, farklı karakterler içeren öykülere sahip, anlaşılır, sade anlatımlı, büyük harflerle yazılan ince kitaplar; sonraki yıllarda ise en önemli şeyin çocuğun ilgi ve merakına uygun, onu motive edip eğlendirebilecek, dil bilgisi kurallarına uygun, kendi tercihi olan kitaplarla devam edilmelidir.

Kimi çocuklar bilgi yüklü kitaplardan, kimi çocuklar çizgi roman, kimi çocuklar da duygusal öykü kitaplarından hoşlanırlar. Okuma becerilerinin edinileceği bu yaşlarda ilgi alanlarına göre kitaplar konusunda yeterli seçenek sunmak önem kazanmaktadır.

Böylece erken yaşta kitaplarla tanışan çocuğun dünyasında, okuma eylemi doğal olarak yer edinecektir. Buradaki en önemli husus sanırım anne babanın çocuk için rehber rolünde olmasıdır. Evde bir kütüphane varsa, çocuğa ilk yıllarından itibaren oyuncakların yanı sıra kitaplar da alınıyorsa ona kitap sevgisini kazandırmak adına oldukça faydalıdır.

Çocuklarınıza kitapların ne kadar kıymetli olduğunu göstermek istiyorsanız onlara çikolata, oyuncak yerine kimi zaman kitap hediye edebilirsiniz.

Evinizde sağda solda kitaplar, dergiler, gazeteler, farklı türde ve yapıda okunacak şeyler hep olsun. Bırakın derli toplu olmayı. Yemek kitabı, atlas vs. her türden olabilir. Kitaplar sadece kitaplık rafında yer almasın, çocuğun elinin ulaşacağı her yerde olsun.

Çocuğunuzun sizi kitap okurken görmesini sağlayın. Çocuk, etrafında ne kadar çok kitap ve kitap okuyan kişi görürse okuma alışkanlığını da o kadar fazla edinecektir.

Ebeveynlerinin rol model olduğu unutmayın. Çocuk sizin bir şeyler okuduğunuzu görürse kendisi de böyle olması gerektiğini düşünecektir.

Kendisi televizyon ve telefon ile vakit geçiren ebeveynler çocuklarını oyalamak adına bu aletleri kullanıyorlarsa ilerleyen dönemde “ Bu çocuk hiç kitap okumuyor, hiç ders çalışmıyor, elinden tablet-telefon düşmüyor” diye şikâyet etme hakkına sahip olamazlar. Günümüz çocukları için çok fazla dikkat dağıtıcı unsur varken daha küçük yaşlarda çocuklarınızın bu türden şeylere bulaşmasına izin vermeyin.

Dikkat eksikliği olan çocukların en büyük sorunlarından birisi de kitap okuyamamalarıdır. Okumaya çok istekli olmazlar. Odaklanamadıkları için, yaşlarına uygun sayfa sayısında kitap okuma alışkanlığı da edinemezler. Dikkat eksikliği olanlar ya kitaba başlayamazlar ya da başlayıp beş altı sayfadan öteye gidemezler. Kitap okurken ilgilerini çeken başka şeyler bulurlar.

Biz vaktiyle bu dediklerinizi yapmadık, bebekken kitap alıp okumadık, çocuğumuzda dikkat eksikliği de var, ne yapacağız şimdi diyorsanız; buyurun:

Dikkat eksikliği olan çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsanız başlangıçta onun kendi istediği kitapları seçmesine izin verin. Hatta imkânınız varsa aynı kitaptan bir tane de siz kendinize edinin. Kitap okuma saatleri düzenleyin. Başlangıçta bu sürenin çok uzun olmamasına dikkat edin. Zamanla, yavaş yavaş, kademeli olarak süreyi artırabilirsiniz. Kitap sayfasını açın ve uzun bir cümleyi önce siz çocuğunuza okuyun. Sonra onun size okumasını rica edin. Çocuğunuz düzgün okuyamıyorsa, hiç acele ettirmeden siz bir kez daha okuyun ve tekrar çocuğunuzun okumasını isteyin. Düzgün bir okuma gerçekleşene kadar buna devam edin.

Sonra anlatılan bu kısımdan ne anladığını anlatmasını söyleyin. Çocuğunuzu “ Kim demiş, neredelermiş, ne olmuş, ne yapmış vs.” gibi sorularla yönlendirip anlatılanları düşünüp size aktarmasını sağlayın. Bu şekilde okumaya devam edin ve ilerleyen bir yerinde hikâyeye ara verip “Devamında ne olacak sence?” deyip çocuğun dikkatini, hikâyenin sonunu zihninde kurmasına imkân sağlayın.

Yapabilirseniz hikâyeyle ilgili bir şarkı, bir tekerleme gibi o hikâyeye özgü dikkat arttırıcı, aynı zamanda eğlenceli bir egzersizi uygulamaya çalışın. Ortaokul öncesi dönemde yapılacak bu uygulama ile çocuğunuzun dikkatini daha kolay toparlamasına büyük oranda fayda sağlamış olursunuz.

Bu şekilde günlük kitap alışkanlığı kazandırdığınız çocuğunuz okulda dersleri dinleme, anlama ve derslere katılma konunda daha aktif olacaktır.