Geçtiğimiz cuma günü saat 14.51. Haber kanallarında, internet sitelerinde, sosyal medyada deprem ve tsinami meydana geldiğine ilişkin son dakika haberleri geçti. Yaşanan olayın hemen ardından devletimiz tüm imkânlarını bölgeye seferber etti. Devletimizin tüm imkânlarıyla depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanında yer aldı.

Türkiye aktif bir deprem kuşağı üstünde bulunuyor. Ülke topraklarının, sanayisinin ve barajlarının büyük bir kısmı deprem kuşağı içinde yer alıyor. Ülkemizin 81 ilinin 55’inin Birinci Derecede Deprem Bölgesinde bulunması, bu durumun açık göstergesi.

Ülke olarak yaşanan depremlerden ders çıkarmama konusunda oldukça ısrarlıyız. Vatandaşlar olarak ne yazık ki deprem bilinci konusunda oldukça eksik bilgilere sahibiz. Ev alırken ne yazık ki inşaatla ilgili yeterli bilgi almak yerine güvenliği olup olmadığına, spor alanlarına, bina komşularına bakıyoruz. Çok paralara alınan evlerin güvenli olduğunu düşünüyoruz. Ama yanılıyoruz. Özellikle yaşanan depremlerin ardından ülkemizin kaliteli inşaat mühendislerine, inşaat teknikerlerine, jeoloji ve jeofizik mühendislerine, kaliteli inşaat ustalarına, güvenilir yapı denetim firmalarına ihtiyacı var. Özellikle inşaat yapan mühendislerimizin ve müteahhitlerimizin bu konunda daha çok sorumluluk almaları ve kendilerini yenilen teknolojilere karşı sürekli geliştirmeleri gerekiyor. Bu konuda devletimize, yerel yönetimlere, ilgili bakanlıklara büyük görevler düşüyor. Umarım bu konuyla ilgili ciddi adımlar atılır. Özellikle TMMOB bağlı meslek odaları ve oda yöneticilerine büyük görevler düşüyor.

Yaşanan depremin ardından ne yazık ki “Deprem oldu oh işte İzmir” paylaşımları yapıldı. Bu paylaşımı yapanların dinle diyanetle alakalı tipler olmadığını ve hatta tam tersi düşüncelere sahip provokatör kişiler olduğunu düşünüyorum. Amaçları muhafazakârları ötekileştirmek. Bizim kutuplaşmaya değil, kardeş olmaya ihtiyacımız var. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz...

Ne ağır imtihanlar, acı hayatlar var. Beğenmediğimiz hayatlarla, birilerinin duasını yaşıyoruz. Herkesin bir şeylerle sınandığı şu dünyada biz, nankörler rolünü oynuyoruz… Bazılarımız hiçbir şeyden ibret almıyor. Ne deprem, ne hastalık, ne her an yanımızda vefat eden insanlar...  Musibetler bizi, birbirimize karşı daha merhametli kılması gerekirken daha hırçın ve öfkeli bir hale getiriyor. Ama unutulan bir hakikat var ki merhametli olan kazanacak...

Depremin vurduğu İzmir,  şimdi yaralı…

Aslında hepimiz yaralıyız.

İzmir yanımızda bir acı var.

Bir yanda kurtarma çalışmaları sürüyor.

Kurtarma ekipleri kahramanlık destanları yazıyorlar. Ne kadar teşekkür etsek azdır.

Hayatını kaybedenlerin hayat hikâyeleri yüreğimizi yakıyor.

Sağ olarak kurtarılanlar umudumuzu arttırıyor.

İzmir’in yaralarının bir an önce sarılması için yapılan çalışmaları takip ediyoruz.

Depremin olduğu andan itibaren Konya gereken eli uzattı ve uzatmaya devam ediyor. Bu konuda emek harcayan herkesten Allah razı olsun.

Deprem bölgesinde umudu diri tutan arama kurtarma ekiplerimize minnettarımla…

SELÇUKLU BELEDİYESİ ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDİYOR

Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Selçuklu’da Selçuklu Belediyesi vatandaşlara en iyi hizmeti vermek için yoğun emek harcıyor. Selçuklu Belediyesi belediyecilik hizmetlerini yediden yetmişe bütün vatandaşların ihtiyaçlarını dikkate alarak gerçekleşiyor. Halkın talepleri doğrultusunda belirlenen projeler hizmet ve yatırımlara dönüşmesiyle Selçuklu küçük dokunuşlarla yepyeni bir çehre oluşturuyor. Selçuklu Belediyesi sosyal belediyeciliğinin yanında kültürel belediyecilik alanında da güzel çalışmalara imza atıyor. Selçuklu Belediyesi çalışmaları ile İlçe Belediyelerine örnek oluyor. 

Selçuklu Belediyesi ve Selçuklu Kızılay Şubesi 29 Ekim-04 Kasım Kızılay Haftası dolayısıyla Çanakkale temalı Kan Bağışı etkinliği düzenlendi. Gerçekleştirilen bu örnek çalışmaya Konyalılar da kan bağışında bulunarak destek oldular.  Bu güzel sosyal sorumluluk çalışması için Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’ya, Türk Kızılayı Selçuklu Şube Başkanı Zekeriya Kartal’a ve Selçuklu Belediyesi çalışanlarına teşekkür ediyoruz.

Yetim Gülerse Dünya Güler!

İHH hamilik sistemiyle bir yetime kolayca sponsor olarak, tüm yıl boyunca ihtiyaçlarına destek olabilirsiniz. Siz de bir yetime sponsor olun gökyüzü iyilikle dolsun, yeryüzüne umut yağsın. Yetim gülerse dünya güler. İHH sürdürmüş olduğu Yetim Sponsorluk Sistemi ile 51 ülkede 100.000 binden fazla yetime düzenli destek veriyor. Ayda 125 TL ile bir yetimin eğitim, sağlık, gıda, kıyafet ve barınma ihtiyaçlarına bir katkı sağlayabilirsiniz. Bu güzel proje için İHH yetkilerini kutluyor ve siz kıymetli okuyucularımı yetimleri güldürmeye davet ediyorum.