İzmir- Seferhisar’da 30 Ekim 2020 tarihinde görülen deprem ile bölge ve civarı sarsıldı. Tabii ki İzmir ile birlikte bütün Türkiye sarsıntının üzüntüsünü yaşamaktadır. Öncelikle ülkemize geçmiş olsun dileklerimi belirtir, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar dilerim. Tedbirlerimizi gereği gibi alırsak bu acıları inşallah bir daha yaşamayız. Deprem uzmanı değilim, televizyon kanalları deprem le ilgili çok şey anlatmakta ve alınması gereken tedbirleri sıralamaktadır. Bunlar arasında bana göre tarım alanlarının meskene dönüştürülerek yüksek katlı binaların yapılması hususudur. Bir Ziraatçı olarak tarım arazilerinin tarım dışı kullanılmasına hep karşı çıkmış birisi olarak bu öneriyi, bu tedbiri önemsiyorum. Tarım alanlarının meskene dönüştürülerek çok katlı binalar yapılması ve bir de inşaat tekniğine uygun olmayan yapıda yapılması akabinde çok sayıda ölümleri getirmektedir.  Buna asla müsaade edilmemelidir. Kentsel dönüşümde de bu ve benzeri hatalar yapılmaktadır. Özellikle müteahhitlik hizmetinde aşırı indirim veya takipsizlik gibi eksikliklerde inşaatların istenilen yapıda olmamasına sebep olmaktadır. Yapıları yapan ve kontrolünü üstlenen görevlilerin sorumlulukları ağırdır, bu unutulmamalıdır.

Değerli Okuyucularım, İzmir’de yaşanan depremde 8-9 ev ağır hasarlı ve can kaybı da en çok bu apartmanlarda yaşandığını görüyoruz. Kurtarma faaliyetlerinde bulunan Afat, Akut, Umke, Jak, diğer sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda Belediyelerimizin itfaiye ve kurtarma ekipleri bayan, erkek canla başla çalışmaktadır. Kendilerini bir can kurtarma gayretiyle nasıl çalıştıklarını televizyonlardan izledik, hepsine elinize sağlık der başarılar dilerim. Afet çalışmaları ile çok sayıda uzmanımızı dinledik, tavsiyelerini belirttiler. Görülüyor ki kurtarma ekipleri çalışmalarında oldukça mesafe almış eğitimliler. Benim konum olmamakla beraber bir hususun eksikliğini gördüm. Yapısı ne olduğu ve ne olacağı bilinmeyen yıkıntıların üzerinde o kadar çalışan gerekli mi ben doğrusu anlayamadım. Çok sayıda kurtarıcı toz toprak içerisinde çalışmaya gayret göstermekteler. Katlarda alan temizliği yapılırken alınan, temizlenen inşaat kalıntıları kovalara doldurulup elden ele verilerek aşağıya dökülmekte, hatta savrulmakta çalışma ortamı da toz bulutları ile kaplanmaktadır. Tozu örtmek için de zaman zaman su sıkılmaktadır. Artık günümüzde teknoloji ilerledi vinçle binalara destek olunuyor, kesilen kocaman beton bloklar vinçle kaldırılarak kenara taşınmakta olduğunu görüyoruz. Bunlar yapılabildiğine göre kurtarma ekiplerinin çalıştığı katlarda alan temizliği yapılırken bir vinçe kova, tekne veya sepet benzeri bir aparat bağlanarak atılacak malzemeler(toz, toprak vs.) bunun içine boşaltılıp aşağıya uygun yere dökülse yukarda çalışma ortamında toz toprak olmayacağı gibi bir aşağı kata inildiğinde çalışılırken yukardan atılmış bu malzemeler tekrar elden geçirilmemiş olur. İlgililerin böyle bir tedbiri almaları, inşallah deprem olmaz gerekte kalmaz, ancak böyle bir uygulama çalışma ortamını temiz ve çalışma hızını da artıracağına inanıyorum. Ayrıca kova, tekne veya sepetle aşağı alınan aşağıda uygun yere dökülen malzemeler güvenlik altına alınmalıdır. Uygun ortama dökülen ve güvenlik altına alınan malzemeler oluşturulacak bir ayırım ekibiyle tasnif edilerek kıymete haiz resim ve diğerleri sahipleri veya yakınlarına verilebilir. İzmir- Seferhisar depreminde hayatını kaybedenlere tekrar Allahtan rahmet, geçmiş olsun dileklerimle yaralılara acil şifalar dilerim. Böyle felaketleri sıklıkla yaşayan ülkemizde gerekli tedbirler alınarak acılı günler görmememiz dileklerimle hoş ve sağlıklı kalınız.