Konya siyasetinde etkin olmuş bir arkadaşım anlatmıştı.

1989 yerel yönetimler seçimlerini Konya'da Refah Partisi kazanmıştı. O seçimlerle birlikte Konya'da Büyük Şehirler statüsünde olduğundan merkezde 3 ilçe ve büyük şehir olmak üzere 4 tane Belediye oluştu. Hepsi merkezdeki tek belediye binasında yapılanmak zorundaydı. O günlerde Konya Belediyesi Başkan ve birkaç yardımcısı ile yönetildiğinden tamda kurumsallaşamamıştı.

Velhasıl başkanlıkları kazanan RP'liler kolları sıvadılar Belediyeleri oluşturmaya başladılar. Tabi ki büyük umutlarla gelen bu kardeşlerimiz rutin hizmetler dışında Konya'nın çehresini de değiştirmek istiyorlardı.

RP'nin genel başkanı merhum Erbakan hocamızda Konya'yı ziyarette bulunmuş başkanların ne yapmak istedikleri hususunda bilgi almak istedi. Toplantıda şehircilik üzerine de doktora yapan büyük şehir belediye başkanı, Konya ile ilgili projesini detaylı bir şekilde hocamıza anlattı. Parklar bahçeler, yollar, yeni imar alanları falan.

Hocam dinledikten sonra'' başkan sizin anlattığınız şehir imarı değil çorba anlatıyorsunuz. Bak; İyi bir şehir yapmak istiyorsanız Paris'e gidin, inceleyin, araştırın sonrada Paris'in şehir imarını kim planladıysa onu bulun. Şehrinizi o planlasın.''diyor.

''O gün bu gündür ben hala Paris'in şehir planlayıcısını bekliyorum ''dedi.

İkimizde bir ah çektik.

Hakikaten doğru bir teklifmiş. Şartlar ne olursa olsun o planlama yapılabilmeliydi.

Şimdi ruhsuz kimliksiz bir şehirle karşı karşıya kalmayacaktık.

Yani şehrimiz aşure çorbasına dönmeyecekti.

Kısmetmiş Paris'i görme imkânımız oldu. Eski Paris olduğu gibi korunmuş. Şehrin içinde bizdeki gibi 20 katlı binalar yok. En yükseği dört katlı.(Merkez nüfusu 2.200.000 ancak yeni yerleşim dediğimiz 9 bölgeyle birlikte nüfusu 10.700.000 kişiyi buluyor).Bu yoğunluğa rağmen günün hangi saati olursa olsun trafik akışında bir sorun yaşamıyorsunuz. Metrosu, hafif raylı sistemi, hava rayı ile şehirde ulaşım kolaylığı sağlanmış. Geniş bulvarlar zaman zaman yer altına batırılıp çıkartılmış, üzerini halkın nefes almasını sağlamak için parklar düzenlenmiş. Yeni yerleşim alanlarını şehrin dışından başlatmışlar. Bölgelere ayırıp, 9 ayrı Paris oluşturmuşlar. Yani tarihi dokuyu bozmamışlar.

Uzun yıllar birlikte çalıştığımız bir elemanımız evlilik münasebeti ile Londra'ya taşındı. Geçenlerde Konya'ya geldiğinde sohbet etmek imkânı bulduk. Şehirle ilgili anlattıkları Paris'in benzeriydi. Merkezde yüksek katlı binalar yok. Şehri dışarı yayarak bölgelere ayırmışlar, trafik problemi yok.(Merkezde 3 milyon, çevresi ile 8,1 milyon kişi yaşıyor)

Konya'nın nüfusu ise merkezde 1.100.000 civarı, diğer 27 ilçe ve köylerini de sayarsak 2.200.000 civarında. Şimdi kıyaslamayı siz yapın. Şehir merkezindeki trafik çıkmazı onların birkaç katı!

Demek ki aklın yolu bir! Bizdeki gibi eski yerleşim birimlerini yıkıp yerine yüksek katlı binalarla doldurmak aklın işi değil.

Bir cenaze defin işlemi için Hacı Fettah mezarlığına gittim. Kafamı kaldırıp baktığımda birde ne görsem! 15-16 katlı bir bina inşa ediyorlar.

 Buralarda Konya'nın eski yerleşim bölgeleri. Binalar eski ve dökük. Yenilenmesi gerekiyor. Ancak bu kadar yüksek kat verirseniz ne yollarınız çeker nede alt yapınız. Şehri hala içeriden şişmanlatmaya devam ediyorsunuz.

Meram'a kadın elinin de değmesinin bir faydası olmadı. Oda diğer erkek mevkiidaşları gibi tüccarlığa soyunmuş. İmar müdürü iken vatandaşın işlerine çözüm üreten bu hanımefendi, şimdi rantiyenin işlerini çözüyor. Ama Konya'nın sorunu olan imar ve plan karmaşasını bir daha çözülmemek üzere karmaşık hale getiriyor.

Ben merak ediyorum bizim Konya belediyelerinin, övündüğü madalyalar nasıl alınıyor?

Yine billboardlarda başkanın mutluluktan dört köşe bir resmi ve elinde dünya kupasına benzetilmiş bir kupa. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 42000 kişilik stadyum. 13 Türkiye spor adamları ödülü Büyükşehir Başkanına layık görülmüş.

Ne kadar övünsek az.

Spor bakanlığının yapması gereken işleri de belediyemiz yapıyor. Belediyemiz; Daha öncede yazdım BÜSAN ve organizeye yeni tramvay hattını yapmazken yol boyuna parklar inşa etti. Birde yol üzerinde ne amaçlı olduğunu bilmediğimiz birde uçak monte etti. Dar gelirlinin oraya gidecek ulaşım aracı yok, ama uçağımız var.''Allah razı olsun belediyelerimizden!..''

Antalya belediyesi 2 katrilyon, Ankara 4 katrilyon borcu devlete yüklerken, biz ise bakanlığın yapacağı yatırımları kendi bütçemizden yapıyoruz. Yani Konyalının hakkını Ankaralıya, Antalyalıya veriyoruz.

Cebinde parası ve arabası olanlar için parklar üretirken asgari ücretli için tramvayı çok görüyoruz.

İnşaat işiyle uğraşan arkadaşlarımızla zaman zaman sohbet ediyoruz. Hemen hepsi hayatlarından memnun! Hele bu dönem altın yılını yaşadıklarını söylüyorlar. Şimdide gözlerini Zindan kaleden Zafere, Zaferden Larende caddesi arasında kalan yere dikmişler. Belediye ile anlaşabilirlerse mega projelerle buraları abad edeceklerini söylüyorlar. Umarım düşünüldüğü gibi kentsel dönüşüm trajedisi ile şehre kıyılmaz.

Buranın çözülmesi gerektiğini bende söylüyorum. Ancak eski Konya evlerinin olduğu bu alan yeniden aslına döndürülerek yapılmalıdır diyorum. Gereksiz yerlere yapılan harcamalardan lüzumsuz reklam kampanyaları ile reklam şirketlerini zengin etmekten vaz geçilirse buralarda aslına uygun hale gelmesini sağlayacak bütçeye kavuşacaktır.

Hep merak etmişimdir;

Selçuklu ilçemiz yeni kurulan bir şehir, küçücük tepe bile olmayan, düz şehirde ''yılan vari'' yolları niçin yaparlar?

İşin tekniği böylede, biz mi bilmiyoruz?

 Karatay Belediye binasının mimarisine kim karar vermiştir?

Özellikle Karatay ilçemizin ruhuna uymayan bu ucube binayı kim yaptırmıştır?

Ve Meram Belediyesinin binasını inşaat kalfasına devretseydiniz o bundan çok daha estetiğini yapardı. Belediye sarayımı, çardak mı kestirmek zor!

Belediye başkanları, yaptıkları işler için reklam yapma ihtiyacını neden duyarlar?

Belediyelerimizin reklamlarını kim tasarlar, kimler yapar, ortakları kimlerdir?

Reklamların hazırlanmasına ve gösterime sunulmasına, hangi şirketlere ne kadar para ödenir?

Yol boyları parkmetrelerle donatılmış, onca trafik sıkışıklığına rağmen Konbeltaş şirketimiz para kazanmasından zerre ödün vermez.

Bu Konbeltaş'ın açılımı nedir? Ortakları kimlerdir?

Valilik binasından saman pazarına, fenni fırından, kadınlar pazarına, muhacir pazarından Karatay belediyesine, toptancılar, Ankara yolu, emniyet binasının önüne kadar olan trafik çilesi ne zaman son bulacak?

İhsaniye, yapıcı, demirci iş merkezleri, merasim caddesi gibi ismini sayamadığım bu arterleri kullananların trafik cezası ne zaman bitecek?

17-25 Aralıkta paralel yapı tarafından yapılan operasyonlar bu hükümeti yıkamadı.

Muhalefet onca iftira ve hakaret etti, ittifak yaptı çatılar kurdu! Yıkamadı.

İktidar karşıtı onca medya kuruluşu koro halinde hükümete yüklendi! Yıkamadı

İngiltere, Almanya gibi ülkelerin yöneticileri, finans ve medya kuruluşları her türlü karalama kampanyasına rağmen hükümeti yıkamadılar.

Ancak bu belediyeler, böyle şuursuzca para harcamaya devam ederlerse, hem geleceğimizi, hem de AKP hükümetini yıkacak gözüküyorlar, bizden söylemesi.

ÖNEMLİ NOT:

Değerli arkadaşım, dostum, ağabeyim MEHMET SÖZER' i kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşamaktayım. Konya'mıza siyaseten ve ticaretten hizmetleri olan ağabeyimi rahmet ve minnetle anarken kederli ailesine ve tüm sevenlerine sabır dileklerimle başsağlığı diliyorum.