Sevgili anne ve babalar, çocukların öğütten çok iyi örneğe ihtiyaçları vardır. Çocuğun aynası anne ve babasıdır. Bu aynadan her zaman güzel şeyler görmelidir. Çocuklarınıza vereceğiniz en güzel hediye ilgi ve zamanınızdır.
Kişilik gelişiminin insanın hayatı boyunca devam ettiğini kabul etmekle birlikte, kişilik gelişmesi ve yapılanmasında temelin çocukluk döneminde atıldığını söylersem bu yanlış olmaz. Bireyin toplumsal alan içerisindeki uyumu üzerine yapılan araştırmalar, ailenin çocuk üzerindeki etkilerinin son derece önemli olduğunu göstermiştir. Ebeveynler ve ailenin diğer üyelerinin çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki varlığı ve konumunu belirlemektedir. Çocuğa karşı yapılan davranış ve ona karşı takınılan tavır, çocuğun ileriki dönemlerindeki yaşantıların şekillenmesinde büyük önem taşımaktadır.
Çocukluk dönemi; özellikle 0-6 yaş arasındaki dönem, çocukların çevrelerinde olup bitenden en çok etkilendikleri dönemdir. Ailenin çocuk yetiştirmede ve çocuğa karşı tutumlarını belirlemede, çocuğun gelişim dönemleri gereksinimlerinin karşılanması gerekmektedir.
Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır. Bunlar; Sevgi ve Eğitimdir. Sevgi; kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir. Eğitim ise; öğretilen her şeyi; verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar.
Anne-babanın tutumu çocuğun ruhsal gelişiminde önemli ölçüde etkilidir. Pekâlâ tutum nedir? Anne-babanın psikolojik duygularını yansıtan, onların bilinçdışı gereksinimleri ile oluşan davranışlar zinciridir, tutum.
Anne-baba-çocuk ilişkisinin, çocuğun tüm hayatı boyunca etkisinin altında, ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken benimsedikleri anne-babalık rolleri yatmaktadır. Çocuklar kendilerine takılan bu temel tutum ve tavırlara karşılık verecek şekilde biçimlenir. Böylece anne-babanın tutumları doğrultusunda bir takım davranışlar kazanırlar.
Peck'in bir sözü çok manidardır. Bir çocuk için annesi ve babası dünyayı temsil eder. Çocuk, annesi ve babası nasıl davranıyorsa, dünyadaki herkesin de aynı şekilde davranacağını düşünür.
Çocuk, davranışlarının birçoğunu öğrenme yolu ile kazanır. Bebek, çocukluğa doğru geliştikçe yeni beceriler kazanmaya, davranışlarını kendi denetimi altına almaya başlar. Bu dönemde ailenin rehberliği, çocuğun gelişimi üzerinde çok etkili olur.
Anne-baba, bazen çocuğa çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönemin gerekliliklerinden fazlasını vererek onun kendi gelişimine yön vermesini engeller. Bazen de çok az şey vererek ona gerekli desteği sağlayamaz ve uygunsuz davranış örüntülerinin gelişimine neden olur. Bu iki durumda hatalı diyebileceğimiz anne-baba tutumlarıdır.
Uygun anne- baba tutumlarının, çocuğun sosyal gelişimindeki etkileri kaçınılmaz bir gerçektir. Olumlu anne-babatutumlarından bazıları: Çocuğun grup içinde dengeli bir birey olabilmesi için ailenin çocuğa güven duygusu aşılaması, çocuğun, toplumsallaşmayı öğrenebilmesi için, ailenin kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren bir model oluşturması, çocuğun yaşam ortamına uyum sağlarken rastladığı sorunlara ailenin çözümler getirmesi, çocuğun akademik ve sosyal yaşamda başarılı olabilmesi için ailenin çocuğun yeteneklerini tetiklemesi ve geliştirmesi, çocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun arzuların gelişimine yardım edebilmesi gibi tutumlardır.
Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül okşayıcı duygulardır. Sevgi, övgü ve takdir insana değerli olduğu duygusunu verir; değerli olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir. Hepimizin ortak amacı çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmesidir. Bunda anne-babaların tutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz. Anne-babaların çocuklarına yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi içlerinde barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılı olmalarına bağlıdır.
Çocuklarınıza yüz değil, kulak vermeniz ve olumlu örnek olmanız dileğiyle!
Eğitim Danışmanı, mehmetalperyolcu@gmail.com