Son yıllarda popüler kültür ve sosyal medyada çokça yer verilen moda ikonu çocuklar sebebiyle makyaj kullanım yaşı ortaokul çağına kadar düştü. Bu durum, erken yaşlarda fiziksel deformasyonlara sebep olurken, uzmanlar psikolojik anlamda da sağlığa olan etkileri konusunda hemfikir. Kozmetik ürünlerinin küçük yaşta kullanılmaya başlanmasının çocukta oluşturabileceği psikolojik etkileri hakkında bilgi veren Medicana Konya Hastanesi Psikoloğu Elmas Merve Malas, makyajın çocuğa yükleyeceği sorumluluğun çocukta ruhsal etkiler bırakabileceğine dikkat çekti. Ailelere bu anlamda görev düştüğünü ifade eden Malas, birtakım önerilerde bulundu.

7-7-12

‘BEĞENİLME VE ONAYLANMA İHTİYACI DOĞAR’

Özellikle ergenlik dönemine giriş olarak görülen yaşlarda bireylerin vücutlarındaki değişimle birlikte bir çatışma hali içinde olduklarını ifade eden Malas, bu süreçte kaygı ve endişenin de arttığını belirtti. Ergenlik dönemindeki çocuklarda çevre faktörünün önemli rol oynadığına dikkat çeken Malas, lise çağındaki bireylerin makyaja başlamalarını normal karşılamak gerektiğini bildirdi. 11-14 yaş aralığındaki çocukların kendilerini birey olarak kanıtlama ihtiyacı duyduğunu aktaran Malas, ergen bireylerin makyaja olan yönelimini 3 farklı maddede ele aldı: “Ergenlik, bir değişim dönemidir ve 14 yaşına gelmiş birey yavaş yavaş kendindeki değişimleri kabul etmiş olacaktır. Bu değişimlerin kabulüyle birlikte yaşıtlarına göre kendine ait bazı farklılıkları ortaya koymaya çalışır. Bu yaşlarda insanlar tarafından beğenilme ve onaylanma ihtiyacı doğar. Bunun yanında aileyle bir çatışma içindeyse tepkisini bu şekilde ortaya koyabilir.” ifadelerini kullandı.

‘AKRAN ZORBALIĞI, MAKYAJ YAŞINI DAHA DA DÜŞÜRÜYOR’

Bu yaşlarda beden değişiminin önem kazandığını vurgulayan Malas, bu değişime ailelerin de ayak uydurması gerektiğini bildirdi. Günümüzde bu yaş aralığındaki gençlerin giyim ve bakım konularına daha çok önem verdiğini aktaran Malas, bu konuda akran zorbalıklarının doğduğuna ve bununla birlikte makyaj kullanım yaşının daha da düştüğüne işaret etti. Yaşıtlarından kabul görmek isteyen bireylerin bu yaşlarda makyaj yapma isteklerinin doğal karşılanması gerektiğini bildiren Malas, “Yaşıtlarında makyaj ya da marka giyinirse kabul göreceği algısı olan gençler, kendi isteği dahilinde olmasa bile, makyaja eğilim gösterebilir.” şeklinde konuştu.

AİLEYE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Makyaj yapma isteğinin yanı sıra asıl sorunun ‘kendini beğenmeme’ güdüsü olduğunun altını çizen Malas, böyle düşünen bireylerin destek almalarını gerektiği konusunda uyardı. Bu gibi durumlarda aile bireylerine çok iş düştüğünü söyleyen Malas, “Gençlerde ‘ben güzel olmazsam insanlar beni beğenmeyecek’ algısı, pek çok nedenlerden dolayı oluşabilir. Aileler çocuğa bu konuda kusur olarak görülen birtakım özelliklerin kusur olmadığı hakkında ve bu yüzünden dışlanmayacağıyla ilgili gerekli aşılamaları yapması gerekir. Onu olduğu gibi kabul eden insanların da varlığından bahsetmeleri gerekir.” dedi.

7-6-14

‘KOZMETİK ŞİRKETLERİ BU DURUMU NORMALLEŞTİRİYOR’

Konya Diş Hekimleri Odası seçime gidiyor Konya Diş Hekimleri Odası seçime gidiyor

Daha küçük yaşlarda aile bireylerini taklit eden çocukların, dış dünyayla tanışmasıyla birlikte çevrelerindeki diğer insanları rol model olarak benimsediklerinin altını çizen Malas, çocukların sosyal mecralarda moda ikonu olarak gösterilen yaşıtlarının bu anlamda etkili olduğunu söyledi. Çocukların 10’lu yaşlarda farklı olabilmek adına sosyal mecradaki insanları taklit edebildiklerini hatırlatan Malas, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Çocuklarda makyaj yaşının 11’e düşmesinin yanı sıra son yıllarda moda ikonu çocuklar gündeme gelmeye başladı. 10-11 yaşları, ergenliğe göre biraz daha taklidin yoğun yaşandığı ve karakterin henüz belli olmadığı dönemlerdir. ‘En stil sahibi çocuk rekabeti’ gibi etkinliklerle kozmetik şirketleri bu işi normalleştiriyor ve dizilerdeki çocuk karakterlerini izleyen çocuklar onlardan etkileniyor.”

MAKYAJ, ÇOCUĞA AİT BİR SORUMLULUK OLMAMALI!

Her yaşta farklı yaşanılması gerekenleri olduğunu ifade eden Malas, çocuğun da çocukluk yaşında çocuk olması gerektiğini savundu. Malas, makyaj yapan çocukların olduğundan büyük gözükerek hem çocukluğunu yaşayamadığını hem de makyajın sorumluluk getirdiğini söylerken, “Çocuk, makyaj yaptığında etrafındaki kişiler tarafın dan yetişkin gibi algılanabilir ve çocuğun zarar görmesine sebep olabilir çünkü çocuk, psikolojik olarak yetişkinlik yaşında değil. Nasıl ki çocuğa o yaşında yetişkinlerin yaptığı bir sorumluluğu yükleyemezsek, aynı şekilde makyaj da çocuğa o sorumluluğu yükler: Maddi olarak, cildindeki bozulmalar sebebiyle bir sorumluluk yükler. Cildinden geri dönüşü olmayan bir zarar, ruhsal etkiler bırakabilir ve bundan sakınmak gerekir.” makyajın getirdiği sorumluluğu da bu şekilde aktardı. 

7-8-11

‘ENGELLEMEK YERİNE SINIR ÇİZİN!’

Gelişim döneminde çocuğun kendini değiştirmeye çalışmasının olumsuz sonuçlar doğurabileceğini aktaran Malas, “Aileler bu anlamda çocuğu olabildiğince farklı yönlere teşvik etmeli, çocuğun dikkatini daha faydalı yerlere çekmeye çalışmalı. Karşı çıkarak engel olmaya çalışmak yerine onun anlamasını sağlayarak, ‘bunlara şu anda ihtiyacın yok, ilerleyen yaşlarda sen de yapabilirsin’ diyerek farklı alternatifler sunsunlar.” diye konuştu. Aynı zamanda ergen birey aileleri için de tavsiyelerde bulunan Malas, “Ergenlik yaşında olanlar bireyler için farklı yerlere yönlendirmek biraz daha zordur ve bu süreçte aileleri, çocuklarıyla tartışmamaya davet ediyorum. Tartıştığınız zaman, çocuğunuz size inat olarak daha fazla makyaja yönelebilir, aşırı tepki ve engellemeler bu süreçte işe yaramayacak. Zaten bu süreçte çocuk içi akran çevresi daha çok önem kazanıyor. Tartışmak yerine ona sınır çizebilirsiniz ve belirli sınırlar çerçevesinde izin verebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

7-9-9

‘MAKYAJ YAPMAYI GÖREVE DÖNÜŞTÜRMEYİN’

Aynı zamanda makyaj yapabilecek yaşta olduğu halde makyajsız gezememenin ruhsal bir problemin getirisi olduğuna dikkat çeken Malas, makyaj yapmanın göreve çevrilmemesi gerektiğini bildirirken uyarılarda bulundu. Malas, “Bir insan kendini olduğu gibi kabul edebilmeli; sevebilmelidir. Birtakım cilt kusurlarını kapatmak için tabi ki makyaj yapılabilir ancak ağır makyajlarla kendini olduğundan farklı göstermek, makyajı göreve dönüştürmek ya da makyajsız dışarı çıkamamak normal değil. Bir kişi kendinde bir şeyleri sevmiyorsa değiştirmeye çalışıyordur ve aslında burada kendiyle ya da benlik algısıyla ilgili bir problem var demektir. Bu noktada bir destek alınması gerekir.”

HACER CEYLAN

Editör: Birkan Bakay