Uygunsuz davranışlar gösteren çocuğunuzu nasıl disipline edeceğiniz konusunda eşinizle anlaşmazlığa düştüğünüzü varsayalım. Size göre eşinizin tutumu yanlış ve çok sert. O da sizin çok müsamahakâr; hep alttan alıp, görmezden gelmekte olduğunuzu düşünüyor.

Konu çocuğunuzken bu konudaki fikir ayrılıkları, tartışmalara; tartışmalarınız da sonunda bir kavgaya dönüşüyor. Eşiniz, “Bu evi kimin yönettiğini, ebeveyn ve çocukların sorumlulukları nelerdir kendisine gösteremezsek biraz daha zaman geçtikten sonra bizi artık ciddiye almayacaktır” diyor. Sizse, “Sert çıkışlar yapacak olursak daha da isyankâr hale gelir, yüzgöz oluruz .” diyorsunuz.

Eşiniz işin ucunu bırakmıyor, devam ediyor: “Burası kuralları bizim belirlememiz gereken kendi evimiz. O da bu ailenin bir ferdi ise, kurallara uymak zorunda.”

Siz hemen karşılık veriyor “Kocaman adam oldu, ergenliğe girdi, yetişkin bir birey oldu, ona çocukmuş gibi davranamazsın” diyorsunuz.

 Böylelikle kavga gürültü sürüp gidiyor. Bu belirsizlik ve karmaşa içinde çocuğunuz da çoktan büyümüş oluyor.

Hâlbuki hem sizin hem de eşinizin amacı aynıydı. Sizler aynı taraftandınız. Karşı karşıya gelmemeli, yan yana ilerleme kaydedebilmeliydiniz. Her ikiniz de daha uyumlu, daha düzgün çocuk yetiştirme derdindeydiniz. En azından olayı kavgaya, gürültüye dökmeden çözebilmeli, kendinizi çocuğunuzun gözü önünde tutarsız ebeveynler konumuna düşürmemeliydiniz.

 İkinizin de aynı şeyi istiyor olmanız, tabi ki aynı yoldan gitme zorunluluğunu oluşturmaz. Farklı yollardan da aynı hedefe ulaşabilirdiniz. Ama tartışıp kavga ederek değil, uzlaşı içerisinde işbirliği yaparak.

Bu okuduklarınızdan sonra zihninizde “Ama……”ile başlayan cümleler kurmaya başladıysanız, çözüm odaklı olmaktan ziyade siz de ılımlı olma tarafında değilsiniz; eşinizde kusur bulup, onu haksız çıkarma gayreti içerisindesiniz demektir.

Bunun yerine iletişim kurarken daha ılımlı ve yapıcı olmaya gayret etmelisiniz. Farklı görüşlerde olduğunuz noktalarda, iş münakaşaya dönüştüğü anda, taraflar kendilerini savunma içgüdüsüyle karşısındakini incitici söz ve davranışlarda bulunabilirler. Bu yüzden en başta buna müsaade etmemek lazım.

Kimin sorumlu ve suçlu olduğunu araştırmak, eşinizi yargılamak, ayrıntılara takılı kalmak sağlıklı bir şekilde amacınıza doğru ilerlemenize engel teşkil edici durumlardır. Hele ki eşinize dırdır edip komutlar verme yöntemiyle çocuk yetiştirebileceğinizi düşünüyorsanız, baştan kaybettiniz demektir.

Görüşlerinizin tamamen doğru olduğunu düşünebilirsiniz. Belki gerçekten de öyledir ama fikirlerinizi öznellikten kurtararak daha nesnel gözlemlere dayandırarak eşinizle paylaşırsanız, sonuca çok daha kolay ulaşabileceğinizi bilmelisiniz. Dikkat edeceğiniz en önemli husus ise bu gözlemlerinizi, genelleştirmelerden ve abartılı anlatımlardan uzak tutarak olduğu gibi aktarmaktır.