Çırpınırdı Karadeniz,

Bakıp Türk'ün bayrağına,
Ah ölmeden bir görseydim,
Düşe bilsem toprağına.

Sırmalar sarsam koluna,
İnciler dizsem yoluna,
Fırtınalar dursun yana,
Yol ver Türk'ün bayrağına.

Ayrı düştüm dost elinden,
Yıllar var ki çarpar sinem,
Vefalı Türk geldi yine,
Selam Türk'ün bayrağına.

Kafkaslar'dan esen yeller,
Şimdi sana selam söyler,
Olsun bütün Turan eller,
Kurban Türk'ün bayrağına.

Kafkaslar'dan aşacağız,
Türklüğe şan katacağız,
Türk'ün şanlı bayrağını,
Turan ele asacağız !!!..

Ne kadar güzel ve naif ifade ediyor bu türkümüz de, Türk'lüğün şanını ve Türk olmanın ayrıcalığını değil mi değerli dostlar. Hani büyüklerimizin, Genç Osman mehteran türküsünü dinleyip de cezbeye gelmeyen ve ürpermeyen yürek Türk değildir dediği gibi, bu türküyü de dinleyip tabiri caizse bütün hücrelerinin ilahi âşk'la kaplanmaması ve milli duygularınızın bütün bedeninizi sarmaması da,neredeyse imkansız gibidir değil mi ?.

      ( Hele bu darbenin ardından bu türkünün önemi, aşağıda bahsedeceğim tevafukun parçası olması hasebiyle de son derece manidardır diye, düşünüyorum ! )

Hem bir çok tevafuku bir arada yaşadığım bir zaman dilimini sizinle paylaşarak, haberin tazeliği bakımından önem arz etmesi hasebiyle, aylardan sonra köşemiz de yeniden buluşmamızın nedenlerini, ama bilhassa ileri de sebeplerini tane tane anlatacağım gazetemden ve sütunumdan ayrı kalışımın gerekçelerini inşallah sırasıyla bahsedip, hem de affınıza mağruren, bundan sonrası içinde naçizane bir icazet tazeleyelim diye düşündüm efendim.

      Değerli kardeşlerim gazetem de son yazdığım yazıma baktığım zaman neredeyse 1.5yıldır yazı yazamamışım, elbet haklı gerekçelerim var fakat yine de bu derece mesafenin uzamasına da gerçekten çok üzüldüm. 

      Ama yapacak bir şey yok, değil mi ki eğer bu dünya da yaşıyorsanız hala ;ya kendi içiniz de, ya sevdiğiniz de ve yahut da  milletiniz de, bazı sıkıntılar, hastalıklar, ebedî ayrılıklar ve namertçe arızalar muhakkak ki yaşanıyor ve sizi de daim olduğunuz alışkanlık ve düzeninizden de alıkoyabiliyor efendim. 

       Olsun vatanımız, milletimiz, canımız sağ olsun ve bizi burada buluşturan Rabb'ime de hamd-ü senalar olsun ve diliyorum ki Allah, yeni eserler ve makalelerle bu ayrılığın telafisini de nasip etsin inşallah değerli kardeşlerim. 

Efendim dedik ya bu konulara ileri ki haftalara detaylı bir şekil de değineceğiz, ama konunun tazeliği bakımından sizlerle paylaşmak istediğim bir Karadeniz gezimizden bahsederek, yukarıda değindiğimiz tevafukunda açılımını yapmak istiyorum. 

       Kendi hayatımda yaşadığım bazı kırılma ve dönüm noktalarından sonra, tebdili mekan da ferahlık vardır düsturuna inanarak katıldığım bu Karadeniz gezisinde, yaşanabilecek gurur ve manevîhazların hissedarlarından biri olarak, muhakkak ki toplumumuzun Anadolu'nun her bir köşesinde saklı kalmış beldelerini de görmelerini ve tanımalarını istememden dolayı, bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum efendim. 

       Rotamızda batı Karadeniz olarak çıktığımız bu üç günlük gezimiz de, Türk ve İslam tarihin deilmi ve âmelleriyleisimlerini kalplerimize altın harflerle nakşeden ulu kişilerimizi ziyaret ve Türkiye coğrafyasında, haritamızın belirlenmesin de etken olan belde ve mekanlarımızın da ziyaretini, en feyzlisinden gerçekleştirmeye veen halisane duygularımızla ve Fatiha'larımızla vefa borcumuzu ödemeye çalıştık.

Semerkandîhz.leriAkşemseddinhz.leri, Şaban-ı Velî hz.leri ve seyyid Sünnet-î Velî başta olmak üzere daha bir çok âlim, ulema ve hazretin şereflendirdiği Bolu, Göynük, Abant, Safranbolu, Amasra ve asla unutamayacağım Kastamonu illerini ziyaret ederek, hem bu yüce zâtların himmetini ricaya gittik, hem de kitaplarım da ve köşe yazılarım da bu konuları sık sık işlemiş bir kişi olarak buruk ve bir o kadar da gururlu bir yürekle, tarihi mekanlarıabideleştiren anıları, yâd etmeye çalıştık. 

Evet hem organizasyon bakımından hem de tura eşlik eden katılımcılar bakımında muhteşem ve son derece feyzli geçen bu gezimiz de, emin olun değerli cânlar bir çok tehlike ve krıtik( Bartın' da ki tüneli kapatan heyelan ve sel gibi ) atlatmamıza rağmen, otobüsümüzün içerisinde ki yüksek dozda ki enerjisi, ilmi ve güzel sesiyle Mehmet kardeşimizin ve turu düzenleyenlerimizin son derece bilinçli motivasyonuyla bütün gezi boyunca ;

    Issız dağ başlarında ve zifirî karanlığında, hem de Karadeniz'in hırçın ve dinmek bilmeyen yağmurunun altında, her daim tefekkür ve feyz ile gönüllerimiz aydınlanarak unutamayacağımızbir gezi yaptık. 

       Gezdiğimiz illerimizin hepsi ayrı ayrı birer tabiat harikasıydı ve hepsi adeta tablo halinde yüce Yaradan'ın ilahi kudretini anlatmada birer kılavuz gibi, gönüllerimizde sükun etmiş duygularımızı depreştirip, sıla-î Rahim gerekliliğini kulaklarımıza fısıldadılar. 

Gezdiğimiz doğa harikası yerler ve illerimizin hepsi hakikaten birer müslüman ve Türk olarak gerçekten çok etkileyiciydi ve inanın sanki yine bizi bize hatırlatıyordu, ama ben de iz bırakması bakımından Kastamonu'nun, cazibesi, kültürü, bağrında yatırdığı kocaman yürek Şaban-ı Velî hz.leri gibi diğer bütün zâtların varlığıyla etkisi sanki bir başka oldu. 

       Bu etki elbet sebepsiz değildi, keza  Kastamonu'yu tanımamızı ve bu tarihi tam manasıyla idrak edebilmemizi sağlayan ilmi derin kardeşim, tur animatörü Hüseyin Tıkış beyin telkinlerinden dolayıdır, diye düşünmekteyim. 

       Efendim takdir edersiniz ki yaptığınız bir işe hem gönül olarak, hem de ilim olarak ne kadar emek sarfederseniz, muhakkak ki o emek de size hem dua, hem vefa olarak mukabele edecek ve hem de toplum nazarında takdire şayan bir ilim neferi olarak, intiba bırakmanıza vesile olacaktır.

       Dolayısıyla bu ülke kültürünün kudret akışında hem bir ihtiyaç, hem de bir zaruret olması bakımından, böylesi değerli kardeşlerimize şiddetle ihtiyacımız olduğunu naçizane düşünmekteyim. 

       İşte ilim neferlerimizde Hüseyin Tıkış beyde bizim turumuza eşlik ederek, yani bize Kastamonu ayağında rehberlik ederek hem bizim kültürümüzle yine bizim ufkumuzu genişletti, hem de bu tür ziyaretlerin sosyal ve kültürel bakımından, turizme katacağı etkisinden bahsetti. 

      Bütün yerli ve yabancı turistlere, Kastamonu kapılarının sonuna kadar açık olduğunu ve bilhassa kendisinin de bu hizmetlerde aldığı eğitimle çalışacağını belirten sayın Tıkış, Konya ve Türkiye genelinde bütün ziyaretçileri beklediklerini dile getirdi. 

       Bizler de buradan turu düzenleyen kardeşlerim ( onlar kendini biliyor ) başta olmak üzere, turumuzun yıldızı Mehmet beye, Hüseyin Tıkış beye, gönülden teşekkür ediyor ve dualarımızla hizmetlerine mukabele ediyoruz efendim. 

       Allah tekrarını nasip etsin inşallah en kısa zamanda. 

     ( Ola ki sizlerde Kastamonu'ya gitmek isterseniz, size yardım edecek yeganemercînin Hüseyin Tıkış beyefendi olacağını düşünerek, numarasını vermek istiyorum. 0552 20302 78 )

      Allah'a emanet olun.