Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Kacır, proje bazlı devlet desteği kapsamında bugüne dek 60'a yakın projeye teşvik verildiğini belirterek, "Bu projeler tamamlandığında 33 milyar dolar cari açığı düşürücü etki oluşturacaklar. Yaklaşık 39 milyar dolar yatırımla 50 binden fazla istihdam sağlanmış olacak." dedi. Kacır, kamuoyunda "süper teşvik" olarak bilinen proje bazlı devlet desteğine değinerek, her yıl 15 bine yakın teşvik belgesi düzenlediklerini, Türkiye'de bölgesel, sektörel ve farklı ölçekteki yatırımlara ilişkin teşviklerin çok geniş şekilde uygulandığını ifade etti.
‘CARİ AÇIĞI DÜŞÜRÜCÜ YATIRIMLARI ÖNCELİKLENDİRİYORUZ’
Ülke açısından daha yüksek katma değer sağlayacak ve daha kritik alanlarda üretim yapılmasını hızlandıracak teşvikleri proje bazlı devlet desteği olarak tanımladıklarını belirten Kacır, şunları kaydetti:
"Bu sistem kapsamında Türkiye'de bugüne dek 60'a yakın projeye teşvik verdik. Bu projeler tamamlandığında 33 milyar dolar cari açığı düşürücü etki oluşturacaklar. Yaklaşık 39 milyar dolar yatırımla 50 binden fazla istihdam sağlanmış olacak. Burada özellikle cari açığı düşürücü yatırımları çok önceliklendiriyoruz. Örneğin, petrokimya yatırımları çok önemli. Bu alanda değer zincirinde yüksek düzeyde ithal ettiğimiz ürünlerin yerli üretimi bizim için çok değerli. Türkiye petrokimya gibi bir ana sektöre yılda 16 ila 20 milyar dolar harcama yapıyor ve bunun tamamına yakını ithal. Dolayısıyla bu alanda yapılacak her bir yatırım Türkiye'nin cari açığını düşürücü bir etkiye sahiptir." Kacır, proje bazlı devlet desteklerinin ilerleyen dönemlerde de etkin şekilde uygulanacağını bildirdi.
‘RİSKLER DOĞURABİLECEĞİNİN FARKINDA OLMALIYIZ’
Kacır, Türkiye'nin yapay zeka alanındaki hazırlıklarına ilişkin soruyu da yanıtlayarak, yapay zeka konusunun "derin" bir mesele olduğunu söyledi. Bilgisayarın ve internetin keşfi kadar büyük bir dönüşümün yapay zekayla ortaya çıkarılacağının öngörüldüğüne dikkati çeken Kacır, yapay zekanın bireysel yaşamda tüm iş süreçlerini, her şeyi çok hızlı değiştirdiğini dile getirdi.
Bakan Kacır, kendileri için konunun Türkiye'nin bu sürecin neresinde olacağı meselesi olduğunu bildirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"İnsanlık için şöyle bir riski ifade etmemiz lazım. Bugün yapay zekayı dünyada devletler, üniversiteler, araştırma enstitüleri gibi topluma karşı sorumluluk taşıyan yapılardan daha çok küresel teknoloji şirketleri geliştiriyor. Bunlar da adeta tekelleşen bir seviyedeler. Hem yapay zeka geliştirme imkanı sunan çip ve sunucu altyapılarıyla hem de bu alana ayırabildikleri devasa bütçelerle aslında bu yarışta arayı çok hızlı açıyorlar. Küresel teknoloji tekeli olan şirketlerin bu alanda tekel konumlarını daha da perçinlediklerini görüyoruz. Bu şöyle bir riski beraberinde getiriyor. Bu şirketlerin topluma karşı doğrudan bir sorumluluğu yok. Yapay zeka gibi insanlığın geleceğini doğrudan dönüştürebilecek çok büyük etkisi olacak bir teknolojinin kontrolsüz, kuralsız gelişiminin riskler doğurabileceğinin de farkında olmalıyız."
Bu alanda faaliyet gösteren özellikle küresel düzeydeki inisiyatiflere dahil olmaya gayret ettiklerine vurgu yapan Kacır, Türkiye'nin yapay zeka küresel ortaklığının üyesi olduğunu ve Dijital Avrupa Programı'na katıldığını ifade etti.
Kacır, özellikle sorumlu, etik çerçeveye oturtulmuş bir yapay zeka yaklaşımının benimsenmesi için çaba gösterdiklerini belirterek, yaptıklarının bununla sınırlı olmadığını, bir yandan da Türkiye'nin milli kabiliyetlerini geliştirmeye gayret ettiklerini söyledi.