Hızla sanayileşen Avrupa Devletleri, hammadde bulmak ve işlenmiş mamullerini pazarlamak için yeni sahalar arıyorlardı. Zengin yer altı kaynaklarıyla bakir bir alan olan ve üç kıtaya hâkim bulunan Osmanlı Devleti, emperyalist Avrupa devletlerinin iştahını kabartıyordu. Avrupa devletlerinin birbirleriyle kıyasıya mücadeleleri sonucunda I. Cihan Harbi patlak verdi. Bu harpte yalnız kalmamak için Osmanlı Devleti de Almanların safında yer aldı.
Birinci Dünya Savaşı'nda en yoğun ve kanlı çarpışmaların yapıldığı cephe Çanakkale Cephesi'dir.
Çanakkale Savaşlarını iki bölümde incelemek mümkündür. Deniz savaşları ve kara savaşları.
Çanakkale Deniz Savaşları
İtilaf Devletleri, bütün güçlerini Doğu Avrupa'ya kaydırmak yerine Boğazları zorlayarak Osmanlı Devleti'nin başkentini işgal ederek, onu savaş dışı bırakmak ve tehlike çanları çalan Rusya'ya bir an önce yardım etmek için harekete geçti. Bunun için 16 muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama ve tarama, 1 uçak ana gemisinden mürekkep filoyu Çanakkale Boğazına yakın bir mevkide bulunan Limni Adasına gönderdiler. Ayrıca 4 hafif kruvazörle 16 muhribin, 5 İngiliz, 2 Fransız denizaltısının 6 deniz uçağı taşıyan uçak ana gemisinin de bu harekâta katılması kararlaştırıldı.
İtilaf devletlerinin Boğaza ilk saldırısı, 3 Kasım 1914'te olmuştur. O dönemde Boğazı sıkıştırmak gibi henüz müşterek bir karar alınmamıştı. Yavuz ve Midilli gemilerinin Rusya sahillerini bombardıman etmesine karşılık İtilaf donanması da Çanakkale'nin Seddü'l- bahir sırtlarını bombardıman etmişlerdi. Bu bombardıman sonucu siperlerdeki cephaneliğin patlamış, 5 subay ve 81 erimizi şehit etmişlerdi.
Limni Adası'nı üs edinen İtilaf kuvvetleri savaş planlarını iyice gözden geçirdikten sonra harekete geçtiler. 19-Şubat'tan 8 Mart'a kadar Seddü'l- bahir, Ertuğrul, Kumkale ve Orhaniye ve İntepe sırtlarını bombardıman ederek susturdular. 18 Mart sabahı, Türk sahillerini yine uzun menzilli toplarıyla döverek Boğazı geçmeye çalıştılar. Alman mayın tarama gemileri tarafından döşenen mayınları temizlemişlerdi. Allah'ın Müslüman Türk Milletine yardımı olmalı ki bir gün önce, gece yarısı Nusret Mayın Gemisinin, Erenköy sahiline paralel olarak döşediği Türk yapımı mayınları İtilaf devletleri gemileri tarafından fark edilmedi.
Ateş menziline giren İtilaf gemileri, Türk topçusunun ateşiyle karşılaştı. İlk isabeti Gaulois gemisi aldı ve burnu sulara gömüldü. Daha sonra Fransız Sufren gemisi bacasından isabet aldı. Şarlmanj da ağır hasar alan gemiler arasındaydı.
Çanakkale Boğazındaki tabyaları susturan muzaffer! İtilaf donaması büyük bir gururla Çanakkale Boğazını geçmeye çalışırken hiç beklemedikleri bir şey oldu. Bizim küçük gemimizin döşediği; fakat kaptanı Tophaneli Yüzbaşı Hakkı Bey'in görmesi nasip olmadığı mayınlar bir bir patlamaya başladı. Neye uğradığını şaşıran yenilmez armadanın, 13.30 sularında Erenköy sahilinde bir gemisi battı. Saat 14.de Nusret Mayın Gemisinin döşediği mayınlara çarpan Buvet, 3 dakika içinde tüm mürettebatıyla birlikte batmıştır. Mecidiye Tabyasının yoğun ateş hattında kalan ve ağır hasar gören İrresistable de yedeğe çekilerek mürettebatı boşaltılmış, daha sonra Osmanlı Ordusunun topçu ateşiyle batırılmıştır. Mayınlardan kurtulan ve İrresible'nin imdadına koşan Ocean gemisi, Seyit Onbaşı 'nın tek sağlam top kalan topa 276 kg.lık mermiyi sırtlayıp topun ağzına vermesi ve ateşlemesi sonucunda isabet almış, ateş kusan dev gemi yan yatarak kaçmaya başlamıştır. Daha sonra Kumkale önlerinde batmıştır.
General Robec, yenilmez armadanın perişanlığını görünce geri çekilme emri verdi. Artık deniz yoluyla Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlamışlardı. İtilaf Devletleri karaya asker çıkarmanın kaçınılmaz olduğuna karar verdiler ve Gelibolu Yarımadasına asker çıkarmaya başladılar.
Çanakkale'de Kara Savaşları
İtilaf Devletleri, deniz yoluyla boğazları geçip Rusya'ya yardım götüremeyeceğini anlayınca 25 Nisan'da karaya asker çıkardılar. Müttefik kuvvetleri Saroz Körfezi'nden Beşike Limanına kadar 120 km.lik bir alanda faaliyet gösteriyorlardı. Osmanlı Ordusunun başında bulunan Limon Von Sanders elindeki kuvvetlerin büyük bir bölümünü bu bölgeye kaydırdı. Seddü'l- bahir ve Arıburnu bölgeleri zayıf bırakıldı. Limon Von Sanders, bu bölgelerden çıkartma hareketi başladığını haber aldığında bile ihtiyatlarını kullanmada duraksadı.
Arıburnu bölgesine çıkan Anzak kolordusu karşısında bir piyade bölüğü bulunuyordu. Bu bölük kahramanca savunmaya geçti ve çabucak eridi. Tümen komutanı, Maydos ( Eceabat) ta bulunan 27. Alayını kıyıya çıkan düşmanı denize dökmekle görevlendirdi. Fakat bu alay uzunca bir süre yürüyüş yapmak zorundaydı. Ordu ihtiyatında bulunan 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal, insiyatifi ele alarak 57. Piyade alayı ve bir batarya ile duruma müdahale etti. Kocaçimentepe üzerinde yaptığı bir karşı taarruzla düşmanı geri çekilmeye mecbur etti. Bu arada 27. Alay da güneyden taarruza geçerek düşmana etkili saldırılarda bulundu. Aynı gün öğleden sonra 19. Tümenin diğer iki alayını da ileri safa sürüldü. Seddü'l-bahir'de olduğu gibi bu bölgede de düşman derinlemesine ilerleyemedi. 57. Alay'ın tamamı Mustafa Kemal'in emrine uyarak şehit olmuştur. Bu savaşta Mustafa Kemal Albaylığa terfi edilmiştir.
Bundan sonraki günlerde ve aylarda Müttefikler, Çanakkale'deki Türk kuvvetlerini imha ederek Boğazı açmak; Türkler de Boğazı savunmak ve düşmanı denize dökmek amacıyla gittikçe artan bir gayretle savaştılar. Müttefikler, 6-7 Ağustos 1915'te Suvla limanına bir çıkartma yaptıysa da Anafartalar gurup Komutanı Albay Mustafa Kemal komutasındaki Türk birlikleri 9-10 Ağustos günlerinde yaptığı taarruzlar sonucu bu hareket de durduruldu. Bu savaşta Albay Mustafa Kemal'in göğsüne bir şarapnel parçası isabet etmiş ve kalbi üzerindeki saati onu mutlak bir ölümden kurtarmıştır.
Bu savaşların akabinde 17 Ağustos'ta Kireçtepe Zaferini, 21 Ağustos'ta da 2. Anafartalar Zaferini kazanan Mustafa Kemal ve kahraman Mehmetçik düşmana, Çanakkale geçilmez! dedirtmiştir.
Yaklaşık olarak 250 bin şehit, yaralı ve kayıp verdiğimiz Çanakkale savaşları Türk tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Elleri kınalı giden ve yuvasına bir dahi dönemeyen aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz minnetle anıyor, Allah'tan rahmet diliyoruz.
Kaynak: Cemalettin taşkıran, Ana ben Ölmedim. Türkiye İş bankası yay.2001/İST